- Haberler
- Genel
- Özkaya'dan Akarçay Uyarısı: Gözlerini Akarçay'a Diktiler, Amaçları İçkili Mekân Açmak!
Özkaya'dan Akarçay Uyarısı: Gözlerini Akarçay'a Diktiler, Amaçları İçkili Mekân Açmak!
AK Parti Afyonkarahisar Milletvekili Av. Ali Özkaya, Afyonkarahisar'da yerel yönetimin Akarçay'da içkili mekân açmak için çabaladığını söyledi. Özkaya, 'Akarçay'ın etrafındaki yeşillikler Eskişehir'deki gibi CHP'lilerin çok hoşuna gidiyormuş. Özellikle içkili mekânları olanların gözü oradaymış. Bu yanlışlıktan vazgeçin. Gittiğiniz bu yol, yol değil' dedi.
AK Parti Afyonkarahisar Milletvekili Av. Ali Özkaya, Afyonkarahisar Belediye yönetiminin Mevlid Kandili’nde açıkladığı Kur’an Kurslarını kapatma tasarrufuna yönelik düşüncelerini www.kocatepegazetesi.com takipçileri için açıkladı.
“BİZ SEÇİM DÖNEMİNDE SÖYLEDİK, ‘FARKLI BU ARKADAŞLAR’ DEDİLER”
Afyonkarahisar insanının muhafazakâr, milliyetçi, vatanına, milletine bağlı, dindar bir kimliğe sahip olduğunu söyleyen Milletvekili Özkaya, “Afyonkarahisar halkı benimsedikleri değerler doğrultusunda çocuklarının dini terbiyeyle büyümesini, Kur’an-ı Kerim'i öğrenmesine çok önem verirler. Ne diyordu Belediye Başkanı? ‘DEM Parti hariç bütün partileri Belediye’ye bekliyorum.’ diyordu. AK Parti'den de, MHP'den de, Saadet Partisi'den, Fazilet'ten de, Yeniden Refah’tan hepsinden insanları parti meclisine, değişik kademelere aldılar. Sayın Başkan, ‘Ben farklıyım’ diyordu. Afyon'da olmayan DEM Parti'yi ‘Belediye’ye sokmayacağım.’ demişti ve İstanbul'dakiler de güya rest çekerek, ‘Bak biz Afyon'da böyleyiz, Afyon birlikteliği kurdu.’ mesajını veriyordu. Biz o zaman ısrarla uyardık. CHP, CHP'dir, CHP değişmez dedik. 1927-28'de camilerin tasnifiyle başlayan 1932 yılında ki kapatmaların ardından ezanın Türkçe'ye çevrilmesi, Kur'an-ı Kerim okuryazarının kalmaması, affedersiniz camilerin ahıra çevrilmesi, koskoca Afyon Ovası'nda hiçbir yer kalmamış gibi Paşa Camii'nin yıkılıp yerine anıtın yapılması gibi her şeyi yapan CHP'nin değişmeyeceğini yüzlerce kez her gittiğimizde söyledik. Ama yok, ‘Farklı bu arkadaşlar’ dediler.” dedi.
“BİR AÇIKLAMA VE METİNDE KAÇ KEZ YALAN SÖYLENEBİLİR?”
Afyonkarahisar Belediye Başkanı Burcu Köksal’ın yerel seçim sonucu göreve gelmesinin ardından İl Müftüsünü ziyaretinde ve Müftü Bey’in iade-i ziyaretinde, “Hocam biz hiçbir cemaate yer vermeyeceğiz. Her yetkiyi Diyanet İşleri Başkanlığı'na veriyoruz. Diyanet İşleri Başkanlığı gözetiminde çocuklarımıza dini terbiye verilsin.” sözlerini aktaran Milletvekili Özkaya, “Bilgi Evlerinin tamamını AK Partili Belediye Başkanlarımız yaptı. Mehmet Zeybek, Burhanettin Çoban ve Abdullah Kaptan, önceki Belediye Başkanı arkadaşlar yaptı. Uzun süredir de burada faaliyetler devam ediyordu. Buralarda; Diyanet İşleri Başkanlığı’nca 4-6 yaş dini eğitim merkezleri, hanımefendilere özel eğitimler, mahallelerde vatandaşlara dini eğitim veriyorlar. Şimdi neyi gerekçe gösteriyorlar? Sayın Cumhurbaşkanımızın kamu kuruluşlarına kreş ve anaokulu açılsın genelgesini Kur’an Kursu kapatmak için gerekçe gösteriyorlar. Öncelikle Sayın Cumhurbaşkanımız gönderdiği genelgede tüm kamu kurumlarının veya büyük şirketlerin, özel şirketlerin kendilerine kreş açmasını istiyor. Bu doğru bir yaklaşımdır. ‘Efendim tasarruf tedbirleri var. Tasarruf tedbirlerine göre biz yeni kreş yapamadığımız için bunu yapıyoruz.’ gerekçesini basın açıklamasında gündeme getiriyor. İnsan bir sayfada, bir metin içerisinde kaç yalan söyleyebilir? Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterinin gönderdiği yazıda açıkça diyor ki, önceden izin verilmeyen tüm izinler bu genelge ile verilmiştir. Kreş yapılması için hiçbir izin istenilmeyecektir. Hatta kiralama ve satın alma ile ilgili yasaklarımız da kaldırılmıştır. Bütün kamu kuruluşları izin almaksızın kreş yapacaksa satın alabilir. Öncelikle kendi yerlerine baksınlar, oradan yapsınlar, kiralasınlar, satın alsınlar denilmiştir. Her türlü imkân kolaylaştırılıyor. Tekrarlıyorum açıklamada bir metinde kaç yalan söylenir? Aslında satır satır incelersek herhalde bir sayfada en az 10 yalan vardır. Bu zihniyeti Mevlüt Kandili günü ortaya koyuyor. Kur’an Kurslarına kapatma yazısını gönderiyor. Ben inanıyorum ki Afyonkarahisar halkı buna engel olacaktır. Bu yanlışından geri adım atacaktır. Biz Afyonkarahisar Belediyesi'ne eski müzenin yerini verdik. Orası rekreasyon alanıdır. Çevre Bakanlığı orayı ihale ederek 21 katlı bir proje ile satmıştı. İmar planı ve ihalesi yapılıp satılmıştı. Uşak’lı bir firma satın almıştı. Bugünkü parayla bir milyarın üzerinden bir parayı TOKİ'den şirkete ödedik ve orayı geri satın aldık. Belediye’ye tahsis ettik. O zaman şimdi dememiz lazım ki belediye burayı boşalt, oradan senin boşalttığın yerdeki çocukları buraya getirelim mi dememiz lazım? Yaptıkları yanlış bir davranıştır. Eğer ihtiyacınız varsa o bölgelerde kiralayabilirsiniz, satın alabilirsiniz, hayırsevere yaptırtabilirsiniz. Biz kamunun ihtiyacı oldukça belediyenin arazisi yoksa arazi tahsisinde yardımcı oluruz. Ama niyetiniz Kur'an kurslarını kapatmak olmasın. Niyetiniz bu milletin dini eğitim alanlarını engellemek olmasın.” diye konuştu.
“BİR MÜDDET DURDULAR ERTELEDİLER”
Milletvekili Özkaya, sözlerine şöyle devam etti:
“Niyetiniz hafta başı Pazartesi günü Afyon'da daha fazla içkili mekân açalım diye Belediye Meclisi kararını alıp önce camilere sonra Kur’an Kurslarına yönelmek olmasın. Daha önce söylemiştim, bir müddet durdular, ertelediler. Ama yeniden harekete geçmişler. Akarçay'ın etrafındaki yeşillikler Eskişehir’deki gibi CHP'lilerin çok hoşuna gidiyormuş. Özellikle içkili mekânları olanların gözü oradaymış. Oraya biz içkili restoranlar yapalım, mekânlar yapalım, o yeşil alanda da keyif yapalım düşüncesi hâkim. Bu yanlışlıktan vazgeçin. Gittiğiniz bu yol, yol değil. Orası Afyon'un dinlenme alanı. Orası insanların aileleriyle birlikte eğlenme, oturma, nefes alma mekânıdır. Gidin, içkinizi içecekseniz, kendinize uygun yeri yapın ve orada için. Ama milletin nefes aldığı yerlerle uğraşmayın.”
“CHP AYNI CHP’DİR SADECE ELİNE GÜÇ VE İMKÂN GEÇMESİNİ BEKLİYOR”
Son yaşananlar ışığında CHP'ye oy veren ve vermeyi düşünen sağ tabanındaki seçmenlere seslenen Milletvekili Özkaya, sözlerine şöyle tamamladı:
“CHP, maalesef, Türkiye'yi biz kurduk, Kurtuluş Savaşı'nı biz yaptık diyorlar ya, böyle bir şey asla söz konusu değil. Çünkü o tarihte CHP yok. O tarihte bir tek Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri ve herkes var. Afyon'da İsmail, Şükrü Çelik Alay var, Türk halkı var, bu millet var. Çelik Alayı kuran insanlarımız, halkımızın hepsi var. O sebeple sonraki süreçte CHP, Kurtuluş Savaşı'nı yapan ilk 20 komutanın çok büyük kısmının devre dışı kalıp, 1. Meclis’ten sonra Lozan’ın kabul edilmeyeceği anlaşılmasından sonra 2. Meclis’ten sonraki süreçte CHP çok farklı bir yere evrilmiştir. Bu milletin değerleriyle tamamıyla zıt, baskıcı, totaliter şekilde İslam'a karşı tavır ve davranışlar sergilemiştir. En sonunda CHP 1947 yılındaki zannediyorum 7’inci kongresinde CHP kongre delegelerinin, ‘Biz çok kötü bir yere gidiyoruz, artık cenazemizi yıkayacak insanlar kalmadı. Ne olduğumuz belli değil. Hristiyan mıyız, Yahudi miyiz, Müslüman mıyız?’ diye CHP eleştirileri sonrası 1949 yılında Şemsettin Günaltay'ın döneminde hiç olmazsa cenazelerimizi yıkacak imam hatip okulları açılsın diye okullar açılmıştı. CHP aynı CHP'dedir. 1932 ile başlayıp hele hele İsmet İnönü'nün despotik zihniyeti aynı yerinde durmaktadır. Sadece eline güç ve imkânın geçmesini beklemektedir. Ellerine güç ve imkân geçtiğinde 38'den 40’dan, 50'ye kadar ne yaşatmışsa bu millete, aynısını tereddütsüz yaşatır. O zihniyet bu zihniyettir. Bütün hemşehrilerimiz bunu bilsinler. Sonuçta millet kendi iradesinde hürdür. Ama bunu bilmezsek de bir şeyi eksik atlamış oluruz diye düşünüyorum. Fıtrat aynı fıtrat, zaman değiştirmez. Nasıl ki Türk Milletinin kanı aynı kandır diyoruz, bu Alparslan'da da aynıdır, geçmiş süreçte de aynıdır, Atatürk'te de aynıdır, Fatihler'de de aynıdır, bizde de aynıdır, 15 Temmuz'da da aynıdır. Kan aynı kan, değişmez. Herkes fıtratına uygun hareket eder.”
Bakmadan Geçme





