Öztürk: Açlık Sınırı Asgari Ücreti Geçti
Eğitim-İş Sendikası Afyonkarahisar Şube Başkanı Cengiz Öztürk, Nisan ayı verilerine göre açlık sınırının asgari ücreti geçtiğini söyledi.
Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu adına Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası (Eğitim-İş) Afyonkarahisar Şube Başkanı Cengiz Öztürk, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü ile ilgili olarak Zafer Meydanı’nda oluşturulan platformda konuştu.
“EV GENCİ SAYISI TÜRKİYE’DE 4 MİLYON 676 BİN”
“1 Mayıs’ta emeğimize, hukuka ve adalete sahip çıkmak için alanlardayız.” diyen Cengiz Öztürk, “Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu olarak, 1 Mayıs Dünya İşçilerinin Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü’nü kutluyoruz. 1 Mayıs emekçilerin haklarını savunmak ve işçi sınıfının taleplerini duyurmak amacıyla bir araya geldiğimiz anlamlı bir gündür. İşçi sınıfının gücünü, dayanışmasını ve mücadelesini simgeleyen bu günde, 1977 yılında Taksim meydanında, gericiliğe ve faşizme karşı mücadelede yaşamını yitirmiş 34 emekçi başta olmak üzere, emek mücadelesinde yaşamını yitiren tüm emekçileri saygı ile anıyoruz.
Anıları mücadelemize ışık olacaktır. 2024 yılı için dar tanımlı işsizlik oranı yüzde 8,7 olarak açıklanırken, geniş tanımlı işsizlik oranı yüzde 26,7'ye ulaşmıştır. Dar tanımlı işsizlik oranı, kamuoyunu aldatmaktan başka bir amaca hizmet etmemektedir. Üstelik iş bulma ümidini kaybeden emekçi sayısı 2023 yılında 1 milyon 804 binken, 2024 yılında 2 milyon 171 bine yükselmiştir. Bu artış, ülkede işsizliğin kalıcılaştığını göstermektedir. ‘Ev genci’ olarak adlandırılan ve ne eğitimde ne istihdamda olan 15-24 yaş arasındaki gençlerin sayısı 2024'te 2 milyon 679 bine, 15-29 yaş arası içinse 4 milyon 676 bine ulaşmıştır. OECD ülkeleri arasında bu oranlarla Türkiye ilk sıradadır.” ifadelerini kullandı.
“KAMU EMEKÇİLERİ YOKSULLUĞA MAHKUM EDİLDİ”
Birleşik Kamu-İş Konfederasyonuna bağlı KAMU-AR’ın yaptığı Nisan ayı araştırmasına göre açlık sınırının 26 bin 178 TL’ye yükseldiğini vurgulayan Öztürk, “Yoksulluk sınırı da 79 bin 413 TL’ye çıktı. Son bir yılda açlık sınırı 6 bin 288 TL’ye, yoksulluk sınırı da 21 bin 208 TL arttı. Son 12 ayda ortalama gıda fiyatları yüzde 65,1 oranında arttı.
Konfederasyonumuz tarafından yapılan araştırmada da görüldüğü gibi; Kamu emekçileri Ocak ayında verilen yüzde 6 sefalet zammıyla yoksulluğa mahkûm edilmiş, aldığı ücretler de enflasyon karşısında her geçen gün daha da erimiştir. Milyonlarca asgari ücretli verilen zam ile açlık sınırının altında çalışmaya mahkûm edilmiştir. Çıkarılmaya çalışılan iklim yasasıyla köylünün tarım arazileri, ormanları ve meralar kapitalist sermayeye ve ranta peşkeş çekilmek istenmektedir. Yıllardır uygulanan plansız tarım politikaları ve artan maliyetler yüzünden de birçok çiftçi mahsul yetiştiremez olmuştur.” dedi.
“ADALETE SAHİP ÇIKMAK ZORUNLU”
Adalete sahip çıkmanın zorunlu olduğunun altını çizen Öztürk, “Bugün, ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik, siyasal ve toplumsal koşullar, emeğe, hukuka ve adalete sahip çıkmanın her zamankinden daha kritik bir öneme sahip olduğunu bir kez daha hatırlatmaktadır. Artan yoksulluk, derinleşen gelir adaletsizliği ve sendikal hakların engellenmesi, halkımızın temel haklarını yok sayan politikaların birer yansımasıdır. Özellikle, ifade özgürlüğünün kısıtlanması ve emekçilerin taleplerinin görmezden gelinmesi, işçi sınıfının karşılaştığı zorlukları daha da derinleştirmektedir. Gaziantep’te yaşanan sendikal baskı bunun en net örneği olarak karşımızda durmaktadır. İşçilere parmak sallayanlara müsaade etmeyeceğiz. Tüm dünyada işçi sınıfının yaşadığı en büyük sorunlardan biri, iş cinayetleri ve güvencesiz çalışma koşullarıdır.
Türkiye’de 2024 yılı itibarıyla, 1897 işçi iş kazaları nedeniyle hayatını kaybetmiştir. Her geçen yıl artan bu kayıplar, işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerinin yetersizliğini bir kez daha gözler önüne sermektedir. Kadınların çalışma hayatında karşılaştığı eşitsizlikler ve zorluklar da giderek derinleşmektedir. Kadınların iş gücüne katılım oranı hala erkeklerin çok gerisinde kalmaktadır. Ücret eşitsizliği, iş güvencesizliği ve bakım yükü gibi sorunlar, kadınların çalışma hayatındaki yerini zorlaştırmakta ve toplumsal eşitsizliği pekiştirmektedir.” diye konuştu.
“İŞYERLERİNDE MOBBİNG SON BULSUN”
1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nün önemli bir fırsat olduğunu dile getiren Öztürk, “1 Mayıs sadece taleplerimizi dile getirmek için değil, aynı zamanda büyüyen toplumsal tepkiyi, yoksulluğa, adaletsizliğe, baskılara ve hukuksuzluğa karşı meydanlara taşımak için de önemli bir fırsattır. Bugün yalnızca emekçilerin değil, tüm yurttaşların daha adil, daha özgür ve daha eşit bir yaşam için hep birlikte mücadele etme zamanıdır. Bizler, Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu olarak bu 1 Mayıs’ta yalnızca emekçilerin sesini değil, tüm halkın sesini duyurmak için alanlardayız. Bizim mücadelemiz, sadece işçi sınıfının değil, tüm emekçi kesimlerin, kadınların ve gençlerin mücadelesidir.
Taleplerimiz nettir: İnsan onuruna yaraşır iş ve çalışma koşulları yaratılsın. Emekçiler enflasyona karşı korunsun, enflasyon soygununa son verilsin. Sendikal örgütlenmenin önündeki tüm engeller kaldırılsın. Başta okul ve sağlık olmak üzere şiddeti önleyecek politikalar geliştirilsin. İşyerlerinde mobbing son bulsun. Şu an cezaevinde tutulan öğrenciler derhal serbest bırakılsın. Tüm emek sınıfının 1 Mayıs'ını kutluyor, 1 Mayısları gerçek anlamda bir bayrama dönüştüreceğimiz günlere birlikte yürekten inanıyoruz. Cumhuriyetimize, emeğimize ve vatanımıza sahip çıkmaya devam edeceğiz. Yaşasın 1 Mayıs Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü. Yaşasın Emeğin Birliği. Yaşasın örgütlü mücadelemiz.”