Raap Jezelf Bijeen, Orkun, Je Kunt Het!
Orkun Kökçü, Avrupa takımlarında oynadıktan sonra Beşiktaş'ta taraftarın ve kendisinin arzu ettiği performansı bir türlü gösteremedi. Orkun Kökçü hakkında pek çok yorum yapılsa da genç futbolcunun en kısa sürede kendini yeniden ispat edeceği tahmin ediliyor
Aslen Afyonkarahisar’ın Emirdağ ilçesinden olan Orkun Kökçü’yü “geleceğin parlayan yıldızı” oyuncular arasında gösteren birçok futbol yazarı ve yorumcusu, aslında hiç yanılmadı. Hollanda doğumlu yıldız futbolcu, Hollanda U19 Milli Takımı’nda kaptanlık görevine yükseldikten sonra Türkiye Milli Takımı adına yapılan teklifi kabul etti ve kendi köklerine sahip çıktı.
Orkun Kökçü, sahadaki liderliğiyle Hollanda’nın Feyenoord takımının kaptanı oldu. Hollanda kamuoyunda Türkiye Milli Takımı’nı seçtikten sonra Orkun Kökçü aleyhinde başlayan “homurdanmalar”, Feyenoord kaptanlığı sırasında eşcinselliği özendiren gökkuşağı renkteki kaptanlık bandını takmayı reddetmesiyle ayyuka çıktı.
Feyenoord kaptanı Orkun Kökçü için çıkış yolu, başka bir Avrupa ülkesine transfer olmaktı. Orkun, bu sefer Portekiz’in en popüler futbol takımı Benfica’nın yolunu tuttu. Benfica’da orta sahanın önünde oynadığı maçlarda asist yapan, uzaktan isabetli şutlarıyla fileleri havalandıran Orkun Kökçü, Hollanda basınına verdiği “Asıl yerimde oynamıyorum. Benim istatistiklerim belli, ileriye doğru paslarla oyunu okuyorum” anlamına gelecek sözleriyle Benfica kulübündeki serüveninin sonuna geldiğini ilan etmiş oluyordu.
Dünyanın en çok izlenen ve merak edilen ligi olan İngiltere Premier Lig’in son şampiyonu Liverpool başta olmak üzere Avrupa’nın pek çok kulübü 2024-2025 sezon sonunda Orkun Kökçü’yü renklerine bağlamak istedi. Ancak Orkun, çocukluk aşkı Beşiktaş’a gelmek istedi ve bu hayaline ulaştı. Benfica’nın Dünya Külupler Kupası katılması, ardından Türkiye Milli Takımı’nın Amerika Birleşik Devletleri’nde katıldığı turnuvada değişmez oyuncu olan Orkun’un normal bir dinlenme ritminden geçmediğini de vurgulamak gerek.
Beşiktaş’a geldiğinde belki de beklediği takım ortamını bulamadı Orkun Kökçü. 24 yaşında omzuna yüklenen “Takımın doğal lideri” pozisyonu için hazır mıydı, tartışılır. Çünkü takımda Portekiz’den tanıdığı “ağabeyi” Rafa Silva başta olmak üzere pek çok yıldız namzeti vardı. İlk birkaç maç, Orkun Kökçü bildiğini okudu, ancak takım yürümedi. Sonraları Orkun Kökçü, topları Rafa Silva ile buluşturmaya başladı ve takımda öne çıkan isimler arasında yer aldı.
Orkun Kökçü, gazeteci Uğur Meleke’nin tanımıyla “İşleyen makinenin işleyen dişlisi” idi ancak yıldızsız bir takımın sorumluluğunu üstlenecek bir tarza sahip değildi. Bunu Beşiktaş taraftarı, deplasmanda 1-0 öne geçtikleri ve rakiplerinin 10 kişi kaldığı Galatasaray maçında gördü. Maçta tüm toplar Orkun Kökçü’de toplanmasına rağmen ileride sonuç alıcı hamleler yapılamıyordu.
Orkun Kökçü, esasında yukarıda bahsettiğimiz gibi ön liberoda değil, orta sahanın ilerisinde kendini ispatlamıştı. Kökçü, paslarıyla, asistleriyle, golleriyle tabela değiştiren bir oyuncuydu ama çevresinde O’nun oyun şeklini anlayan, O’nun ters koşularla boşalttığı alanı doldurabilecek futbolculara ihtiyaç vardı.
Daha genç yaşta Beşiktaş’la eşdeğer olabilecek bir takımın kaptanlığını yüklenen Orkun Kökçü’den Beşiktaş şu sıralar neden istenen verimi alamıyor? Bunun birçok sebebi var; ancak sıradan bir takımda bile “asist” hâline gelecek pasları değerlendirilemeyen bir Orkun Kökçü’nün de kafasında soru işaretleri olduğu yorumları yapılıyor.
En basit anlatımla, “Ben şu an İngiltere’de yıldızlar karmasında parlayan bir yıldız olabilirdim, Şampiyonlar Ligi’nde başa oynayabilirdim. Şimdi moralsizlikten koşamayan, Avrupa’nın en düşük mücadelesi Konferans Ligi’nden bile elenen takımdayım. Allah’ım nereye geldim ben” psikolojisini yaşıyor olabilir.
Orkun Kökçü’nün bu düşünceden kurtulması, ama bir taraftan da her maç “Bu sefer kendimi taraftara ispatlamalıyım” yaklaşımını bir kenara bırakması gerekiyor. Orkun Kökçü, Türk Futbolu’na daha uzun süre hizmet edecek. Sadece kafa olarak rahatlaması gerekiyor. Bu nedenle anadili dışında, anadili gibi bildiği Flemenkçe başlığımızla Orkun Kökçü’ye sesleniyoruz:
Raap jezelf bijeen, Orkun, je kunt het!
(Toparlan Orkun, yaparsın!)




