Sandıklı Cinayetinde Sır Perdesi Aralanıyor!
Afyonkarahisar 1. Ağır Ceza Mahkemesinde Sandıklı ilçesinde bir kişinin öldüğü, bir kişinin yaralandığı toplam 5 kişinin karıştığı akıl almaz cinayetin yargılaması başladı.
Afyonkarahisar’ın Sandıklı ilçesinde kurşunların hava uçuştuğu cinayetin ardında bir ölü, bir yaralı olmak üzere toplam 5 sanık kaldı.
Usta, çırak arasında önceden gerçekleşen tokatlama olayının ardından olayla ilgisi olmayan ve olaydan önce tarafların birbirini tanımadığı Ö.Ç. adlı bir kişinin ölümü ile sonuçlanın olayın yargılaması dün sabah Afyonkarahisar 1. Ağır Ceza Mahkemesinde başladı.
Sandıklı ilçesinde gerçekleşen olayda sanıklar; A.A, A.Ş, M.Y, O.K, S.C ve H.Y. ilk duruşmada ifade verdi.
ÖNCEKİ MESELENİN TARTIŞMASI CİNAYETLE BİTTİ
Tutuklu olarak “Kasten İnsan Öldürme” suç isnadıyla yargılanan sanık A.A. duruşmada verdiği ifade de şunları kaydetti:
“Olay tarihinde akşam 17.00 sıralarında H.Y. ile birlikte Afyon’dan S.C.’yi bulunduğunu yerden alarak alkol de tedarik ederek Sandıklı’ya gittik. Aramızda önceden ustam R.D. ile bir tokatlama meselesi vardı. Bu meseleyi konuşmak için Sandıklı’da R.D.’yi telefonla aradım. Bana Kusura köyünde olduğunu söyleyerek yanına gelmemi istedi. Yaklaşık 30 dakika sonra daha önceden tanımadığın Ö.Ç. ile birlikte yanıma geldi. Araçtan indik ve R.D. bana nasıl tokat attığı meselesini konuştuk. Ben bana nasıl tokat attığını gösterdim. Her ikimizde alkollüydük. Bağrışmaların üzerine H.Y. ve S.C. yanımıza geldi. Siz karışmayın diyerek onları araca gönderdim. R.D. ile konuşarak aramızdaki tokatlama meselesini çözdük. Daha sonra R.D. bizi kendisini de götürmemizi isteyerek lafa tutup oyaladı. O sırada A.Ş. başka bir araçla gelip maktul Ö.Ç.’nin içinde bulunduğu aracın arkasına durdu, kapı açıldı Ö.Ç. koşarak yanına gitti, silahı doğrultup bir el ateş etti. H.Y. kaçma hamlesi yaptı o esnada parmağından vuruldu. Ö.Ç. aracın sağından dolaşarak bana gelmeye çalıştı. Ben de torpido gözünde duran ruhsatsız silahı kendimi savunmak için aldım. Ö.Ç. elindeki silahı bana doğru tuttu. Ben de rast gele 7 el ateş ettim. Ö.Ç. yere düştü. R.D.’ye ambulansı aramasını söyledim. H.Y.’yi hastaneye götürmek için S.C. ile birlikte yola çıktık. Parmağından yaralanan H.Y. eşinin hamile olduğunu kendisini görmeden hastaneye gidemeyeceğini, aksi halde eşinin panikle düşük yapabileceğini söyledi. Otogar kavşağında O.K.’yı telefonla aradım. Ondan beni Zahire Pazarına götürmesini istedim. O da bana jandarmaya teslim olmamı söyledi. O an M.Y.’yi de aradım beni Zahire Pazarından almasını istedim. Hem olayın hem de alkolün etkisi ile şoke haldeydim. O da karakola teslim olmam gerektiğini söyledi. M.Y. beni yol üzerindeki bir dinlenme tesisinin önüne indirdi. Yaklaşık 2 saat kadar arazide oturdum. Sonra jandarma devriye aracı önümden geçerek Ürküt köy yoluna saptı. Nasıl olsa dönerler diye yol üzerinde teslim olmak için beklemeye başladım. On dakika bekledim araç dönmeyince dinlenme tesisinin kafeterya bölümünde oturan görevli jandarma görevlilerine durumu anlatarak teslim oldum.”
OLAY GÜNÜ SİLAHIN ARAÇTA NEDEN BULUNDUĞU SORGULANDI
Sanık A.A.’ya mahkeme heyeti üyesi hâkim, olayda kullandığı ruhsatsız silahın nerede tutulduğunu sordu. Sanık A.A. silahını samanlıkta sakladığı cevabını verdi. Hâkimin, “Olay günü silahın araçta ne işi vardı?” sorusunu sanık, “Olaydan 3 gün önce dağa ateş etmek için çıkmıştım. O gün silah araçta kaldı.” diye yanıtladı. Bir diğer heyet üyesi hâkim ise sanık A.A.’ya “Maktul tarafından yakın mesafeden arka arkaya ateş edildiğinde silahın sürgü mekanizması kilitlenmedi mi?” sorusunu yöneltti. Sanık A.A., “Karanlıkta silah sürgüsünün kilitlendiğini görmedim.” cevabını verdi. Mahkeme Başkanı, A.A.’ya maktul Ö.Ç.’nin sırtına mı yüzüne mi ateş ettiğini sordu. Sanık A.A, “Aracımızda arkadaşımız vurulunca panikledim, şaşırdım. Yüzü dönüktü sağ kolum sakat platin var sol elimle rast gele ateş ettim.” dedi.
“MAKTUL YANINDA SİLAH OLDUĞU HALDE TÜFEK DE İSTEDİ”
“Yaralamaya Yardım Etme” suç isnadıyla yargılanan sanık A.Ş. maktul Ö.Ç.’nin arkadaşı olduğunu kendisini arayarak tüfek istediğini ancak tüfeği götürmeyip onu vazgeçmesi için ikna etmeye çalıştığını ama başarılı olmadığını söyledi. Maktul Ö.Ç.’nin kendisine “Tüfeği getirmedin neden geldin? Senin çocuğun var git başını derde sokma.’ dediğini aktardı. Mahkeme Başkanı sanık A.Ş.’ye, “Üzerinde silah olan kişi senden niye tüfek getirmeni istesin?” sorusunu sordu. A.Ş., “Bilmiyorum benden sadece tüfek getirerek yardım etmemi istedi. Silah tutuklu yaptı mı görmedim. Ama karşı taraftan sanık A.A. araçtan inerek Ö.Ç.’ye defalarca ateş etti. Ö.Ç. başından vurularak yere düştü. H.Y.’de bana saldırdı, yaya olarak olay yerinden kaçtım. Tabancası olmasına rağmen niye benden tüfek istedi bilmiyorum.” diye konuştu.
“A.A.’YI TESLİM OLMASI İÇİN İKNAYA ÇALIŞTIM”
“Kasten İnsan Öldürmeye Yardım” suç isnadıyla yargılanan sanık M.Y. olay sonrası sanık A.A.’nın kendisini telefonla arayarak durumu anlattığını kendisine tanımadığı adamı niye vurduğunu sorduğunu söyledi. M.Y., “A.A. bana olayı anlattı. Jandarmaya teslim olması için onu ikna etmeye gayret ettim. Araçta giderken belinde silah gördüm. A.A.’yı yol üzerindeki tesisin önünde indirdim. Jandarma ekiplerine yardımcı olarak köye götürdüm. Ancak A.A.’yı köyde bulamadık. Teslim olduğunu öğrendik. Üzerime atılı suçlamayı ret ediyor beraatımı talep ediyorum.” şeklinde konuştu.
Mahkeme heyeti üyesi hakim sanık M.Y.’ye soruşturma sırasında kolluk ifadesi ile mahkemede ki ifadesi arasındaki çelişkiyi hatırlatınca sanık M.Y., mahkemede ki beyanının doğru olduğunu söyledi.
“SANIĞI İSTEDİĞİ YERE BIRAKTIM ÖLENİ KALANI BİLMİYORUM”
Sanık O.K. olay akşamı sanık A.A.’nın kendisini telefonla arayarak Zahire Pazarında eski dükkânın önüne kendisini bırakmasını istediğini söyledi. A.A.’nın bırakılmasını istediği yerin yaklaşık bir kilometre mesafede olduğunu söyleyen sanık O.K., “Giderken ‘Bize sıktılar.’ dedi. Onu istediği yere bıraktım. Teslim olacağını söyledi. Ben öleni kalanı bilmiyorum.” ifadelerine yer verdi.
“KENDİMİ KORUMAK İÇİN ARACIN İÇİNE UZANDIM”
“Basit Yaralama ve Kasten Öldürmeye Teşebbüs” isnadıyla yargılanan sanık S.C. sanık A.A. ve R.D. arasında tartışma yaşandığını, araçtan indiklerini, A.A.’nın araca dönün uyarısı üzerine arkadaşlarıyla birlikte araca bindiklerini söyledi.
S.C. duruşmada verdiği ifadenin devamında şunları kaydetti:
“R.D. ile Ö.Ç.’de araçlarına döndüler. Bu sırada maktul Ö.Ç. biri ile telefonda konuştu. Sanık A.A. ile R.D. anlaştılar. R.D. kendisini bizim aracımıza almamızı istedi. O sırada sanık A.Ş. başka araçla geldi. Ö.Ç. bizim aracın arkasında dolaşarak ‘Sizi geberteceğim …… çocukları.’ diyerek aracın önünde durup bize doğru bir el ateş etti. Ben kendimi koruma amacıyla aracın içine uzandım. Ö.Ç. sağ taraftan ilerleyerek aracın soluna doğru hareketlendi. Sonra silah seslerini duydum. A.A.’nın A.Ş.’ye ‘Niye silah getirdin?’ dediğini duydum. Daha sonra A.A., R.D.’ye ‘Ambulansı ara’ dedi. Ben ne maktul Ö.Ç.’yi ne de R.D.’yi tanımıyorum.”
Sanık H.Y. parmağından vurulmasının ardından hamile eşinin panikle düşük yapması endişesi dolayısıyla hastaneye gitmeden eşinin yanına giderek hayati tehlikesinin olmadığını gösterdiğini söyledi. H.Y., “Olayı öğrenen dayım Sandıklı ilçesindeki hastanenin karışık olduğunu Afyon’daki hastaneye gitmemin daha doğru olacağını söyledi. Biz kolluk kuvvetlerine durumu bildirdik. Zaten Afyon girişinde de kolluk aracımızı durdu. Maktul Ö.Ç.’nin bir el ateş etmesi ile parmağımdan yaralanmıştım. Hastanede tedavimin ardından karakola ifade vermeye gittim.” dedi.
“EVLADIM YAŞASAYDI MÜRÜVETİNİ GÖRECEKTİM”
Maktul Ö.Ç.’nin annesi S.Ç. ile babası A.Ç. beş sanıktan da şikâyetçi olduklarını en ağır şekilde cezalandırılmalarını talep ederek davaya katılım talebinde bulundular. Şikayetçi baba A.Ç., duruşmada şunları söyledi:
“Tüm sanıklardan şikayetçiyim en ağır şekilde cezalandırılsın. Yardım ve yataklık eden kim varsa bedelini ödesin. Biz oğlumun katledilmesinden sonra saman gibi yaşıyoruz. Allah kimseye evlat acısı vermesin. Eğer evladım yaşıyor olsaydı mürüvvetini görecektim.” diye konuştu.
“OĞLUM ÖLELİ 285 GÜN OLDU GÖZÜMÜN YAŞI DİNMEDİ”
Şikâyetçi anne S.Ç, şöyle konuştu:
“Oğlumun ölümü ile hayatım yıkıldı. Benim oğlum kötü bir insan değildi. Olay akşamı saat 17.00’de güzelce giyindi. ‘Nasıl olmuşum diye sordu. Anne akşam 20.00 gibi babamla evde oluruz yemeği hazırla.’ dedi. Benim hayatım yıkıldı. Onların hayatı da dört duvar arasında yıkılsın. Oğlumun ölümünün üzerinden tam 285 gün geçti. Oğlum askerdeyken gün saymadım. Ama ölümünden sonra her geçen günü sayıyorum. Benim gözümün yaşı dinmedi. İnşallah benim gözyaşlarım onlara kurşun olsun. Evladımı suçluyorlar ama birkaç saat içinde ne olduysa oldu. En ağır şekilde cezalandırılsınlar.”
Şikâyetçi S.Ç ile A.Ç.’nin avukatı sanık, A.Ş.’nin Ö.Ç.’nin ölümünden sonra ailenin evine taziyeye gelerek konuşmaları dinlediğini olayın kasten öldürme olduğunu iddia etti. Sanıklardan A.A.’nın tutukluluk hali devam ediyor. Duruşma ilerleyen günlerde görülecek.
Bakmadan Geçme