Teç-Sen Uyardı: Memur ve Emekliler Her Geçen Gün Yoksullaşıyor
TEÇ-SEN Afyonkarahisar İl Başkanı Cemal Damcı, sendikaların memur ve emeklinin durumu hakkında duyarsız davrandığını belirterek 'Memur ve emekliler ger geçen gün yoksullaşıyor' uyarısında bulundu
Devlet Memurları Konfederasyonu bağlı olarak faaliyet gösteren Tüm Eğitim Çalışanları Sendikası (TEÇ-SEN) devlet memurlarını yakından ilgilendiren, memurların mali ve özlük haklarının belirleneceği yaklaşan toplu sözleşme görüşmeleri öncesi yetkili sendikalara seslendi. TEÇ-SEN Afyonkarahisar İl Başkanı Cemal Damcı, “8 gün sonra… Memur ve emeklilerimizin zam ve tazminatları ile ekonomik ve sosyal haklarının karara bağlanacağı 8. Dönem Toplu Sözleşme başlayacak. 20 yıldır yetki verdiğimiz parti sendikası ve ortaklarından yine derin bir sessizlik var. Ne bir miting, ne bir basın açıklaması, ne güçlü bir ses, ne bir eylem çağrısı, ne de üretimden gelen gücün kullanılacağına dair bir irade görebiliyoruz. Bu sessizlik, devlet memurlarına ve emeklilere yapılan bir ihanettir” dedi.
ENFLASYON KADAR ZAM YAKLAŞIMINA TEPKİ
Cemal Damcı, açıklamasına şöyle devam etti:
“Bugün Türkiye’de memur ve emekliler, TÜİK’in gerçeklerle bağdaşmayan enflasyon rakamlarıyla, her ay biraz daha yoksullaşıyor. Enflasyonun TÜİK verileriyle yüzde 35,5’lara, çarşı pazara göre çok daha yükseklere dayandığı, markette, pazarda, elektrik ve doğalgaz faturalarında, ulaşımda ve kiralarda her gün yeni zamların yaşandığı bir ortamda, enflasyon kadar zam uygulaması artık bir aldatmacadan ibarettir. Buna rağmen yetkili parti sendikalarından çözüm için Eylem yok, grev yok, hak yok! Yetkili sendikalar memurun yanında mı, karşısında mı?”
“MESLEKİ İTİBARLARI KORUNMALI”
Ekonomiye ilişkin önerilerini de sıralayan TEÇ-SEN Afyonkarahisar İl Başkanı Cemal Damcı, “Emeklilerimiz, seçimlerden önce söz verilen ve hâlâ hayata geçirilmeyen seyyanen zam için umutla bekliyor. Bugün 20 bin liraya ulaşan bu zam, bir lütuf değil, hak edilmiş bir taleptir. Ayrıca, yıllardır dillendirilen “enflasyon + zam + refah payı” formülünün artık laf olmaktan çıkıp, toplu sözleşme masasında karara bağlanması gerekmektedir. Çünkü sadece enflasyon oranında yapılan zamlar, yaşanan gerçek hayat pahalılığını karşılamıyor.
Ancak, yetkili parti sendikaları elini taşın altına koymuyor, suya sabuna dokunmuyor. Birinci dereceye gelmiş tüm kamu çalışanlarına ve emeklilerine 3600 ek gösterge sözü verildi. Bu söz, yıllardır tutulmadı. Oysa ek gösterge, emeklilik maaşı ve ikramiyesini doğrudan etkileyen bir hak. Yine, yardımcı hizmetler sınıfında çalışan binlerce devlet memuru, eğitimlerine uygun kadrolara atanmayı bekliyor. Örneğin bir aşçı, meslek lisesi ya da yüksekokul mezunu olmasına rağmen, hâlâ yardımcı hizmetler sınıfında gösteriliyor ve hak ettiği maaşı alamıyor. Teknik hizmetler sınıfına geçirilerek, hem mesleki itibarları hem de ekonomik hakları korunmalıdır” ifadelerini kullandı.
“MEMURLAR BEKLEMEKTEN YORULDU”
Damcı, açıklamasına şöyle devam etti:
“50 yıldır işçiler bayram ikramiyesi alıyor. Ancak devlet memurları, bu hakkı beklemekten yoruldu. Bayramda torununa harçlık veremeyen, evine bir kutu baklava alamayan emekli memurun yaşadığı hayal kırıklığı görmezden gelinemez. 8/9/1999’dan önce işe başlayanlar emekli olurken, bir gün sonra işe başlayanların emeklilik hakkı ellerinden alındı. Aynı işi yapan, aynı şartlarda çalışan iki memur arasında bu kadar büyük bir adaletsizlik olabilir mi? Kademeli emeklilik sistemi bir an önce kurulmalı, bu haksızlık giderilmelidir.
Sözlü sınav uygulamasına son verileceği defalarca söylendi. Ancak aksine, sözlü sınavlar artarak devam ediyor. Liyakat yerine torpilin, adalet yerine adam kayırmanın önünü açan bu uygulama, gençlerimizin ve kamu çalışanlarının umudunu kırıyor. Ayrıca gelir vergisinin sabitlenmemesi nedeniyle, yapılan zamlar daha cebe girmeden eriyip gidiyor. Bir memur, yılın ilk aylarında aldığı maaşı yıl sonunda alamaz hale geliyor.
Eğitim fakültesi mezunu olup, ataması yapılmayan öğretmenlerin sınıflarına ve öğrencilerine kavuşma talebi de toplu sözleşmede mutlaka karşılanmalıdır. Ayrıca, meslek ve teknik okul mezunu aşçılarımızın yardımcı hizmetler sınıfında değil, teknik hizmetler sınıfında görev yapmaları sağlanmalıdır. Yetkili sendikalara sorumuz net: Siz bu sorunlardan hangisini ve hangilerini çözeceksiniz? Çözemediğinizde ne yapacaksınız? Memur ve emeklilerin sesi olacak mısınız, yoksa sessizliğinizle bu adaletsizliklere ortak mı olacaksınız?”
Bakmadan Geçme





