• Haberler
  • Genel
  • Türk Müzik Tarihini Son Abdalı: Neşet Ertaş

Türk Müzik Tarihini Son Abdalı: Neşet Ertaş

Bir insan düşünün, öyle bir insan ki her ağzından çıkan laf ile herkesin kalbine dokunuyor. O öyle bir insan ki, milyonların kalbinde taht kuruyor. O, o kadar iyi anlıyor ki insanların derdini dinlemesine gerek kalmıyor. O, insanlara, anasından, babasından hatta hanımından daha çok saygı gösteriyor. Bu kişi Abdallığında son temsilcisi olan Neşet Ertaş.

Türk müzik tarihine adını altın harflerle ‘’Neşet Baba’’ olarak kazımış olan Neşet Ertaş, Abdallık geleneğinin de son büyük temsilcisidir. Neşet Baba, 1938 yılında Kırşehir’in Çiçekdağı köyünde doğdu. Babası da Neşet Ertaş gibi Türk halk ozanıdır. Neşet baba küçük yaşlarından beri babasının yanında durmuş ve ondan bir şeyler öğrenmişti. Babasının yanında öğrendiği ozanlıkla hayatını bu şekilde kazanmaya başlamıştır. Neşet Baba’nın, babasından el aldığı ve el aldıktan sonra boynuzun kulağı geçtiğini söylerler.

Türk Müzik Tarihini Son Abdalı: Neşet Ertaş

NEŞET BABA’NIN HAYATINDA Kİ 8 İNCE DETAY

1.    Neşet Ertaş, 1938 yılında doğdu. Doğuştan bu sanata yeteneği olan Ertaş, 5 yaşında babasından saz çalmayı öğrendi ve daha o yaşlardayken bile büyük bir usta düzeyinde çalmıştır.
2.    Neşet Ertaş, 16 yaşında İstanbul’a gitti ve orada Sençalar adlı plak şirketi ile yolları kesişti. Plak şirketinin sahibi Ertaş’ın sesini duyar duymaz mest oldu. Böylelikle ilk albümünü çıkarttı.
3.    İlk plağını çıkardıktan sonra çok meşhur olan Neşet Ertaş, İstanbul’da yaşamaya başladı. Ama İstanbul, İstanbul Neşet Baba’nın yapısına uygun bir şehir değildir. Burada zar zor 2 yıl kalan Ertaş, Ankara da bir mekanla tanıştı ve oraya taşındı.
4.    Ankara’da çalışmaya başladığı dönemde hayatının aşkını bulan Ertaş, evlenerek 2 çocuk sahibi oldu.
5.    Neşet Baba kariyerinin zirvesini yaşadığı 1978 yılında birçok turneye çıktı ve birçok albüm yaptı. Ama talihsizlik dediğimiz bu olsa ki saz çaldığı, para kazandığı parmakları felç geçirdi.  Bu felç olayından sonra işsiz kalan sanatçı, bir süre sonra tedavi için bile para bulamaz hale geldi. Bunun üzerine Almanya’da ki kız kardeşleriyle konuşup onların yanına yerleşmeye karar verdi. Çocuklarını ve hanımını alıp Almanya’ya giden sanatçı, orada iyileşir ve eskisi gibi sanatını icra edip ekmeğini kazanmaya başladı. 
6.    Demirel zamanında Ertaş’a ‘’Devlet Sanatçısı’’ unvanı taktim edildi. Ama Ertaş, hem unvanı hem de ödülü reddetti. Neşet Baba, ödülü reddederken şunları dedi, “Hepimiz bu devletin sanatçısıyız. Ayrıca devlet sanatçısı olmak ayrımcılık gibi geliyor. Ben halk sanatçılığıyla daha çok mutluyum.” dedi. Ertaş sözlerine şöyle devam etti:
‘’Ben bugüne kadar devletimden bir kuruş para beklemedim beklememde, bir tek TBMM’nin vermiş olduğu üstün hizmet ödülünü aldım onu da bu halka hizmet etmiş ecdadımız adına aldım.’’
7.    Neşet Ertaş, Unesco tarafından ‘’Yaşayan Tek İnsan Hazinesi’’ olarak kabul edildi. Bu kabul edilme ile Neşet Baba artık ölümsüzlüğe adım atarak, ne kadar somut bir değer olsa da, artık soyutları da temsil etti.
8.    Ertaş, İTÜ Devlet Konservatuarı’ndan ‘’Fahri Doktora’’ unvanını kazanmış ve bağlamada ki tavrı ve karakteri derslerde anlatıldı.

Neşet Ertaş, 2012’nin Eylül ayında İzmir’de tedavi gördüğü hastanede, ileri derecede prostat kanseri nedeniyle hayatını kaybetti. Ertaş, vefatıyla, kendi türküsünde dediği gibi sevenlerinin yazını kışa çevirdi.

Türk Müzik Tarihini Son Abdalı: Neşet Ertaş

Kocatepe Gazetesi - Bizi Sosyal Medyada Takip Edin!

Bakmadan Geçme