Türkan Şoray'ın Afyonkarahisar Sırrı: O Günleri Hiç Unutmadım
Kültür ve Turizm Bakanlığı himayesinde, Afyonkarahisar Valiliği tarafından düzenlenen ve Afyon Kocatepe Üniversitesinin (AKÜ) paydaşı olduğu '4. Büyük Taarruz Kısa Film Festivali' kapsamında, Türk sinemasının efsane ismi Türkan Şoray, Atatürk Kongre Merkezinde sinemaseverlerle buluştu.
Sevda Dursun moderatörlüğünde gerçekleştirilen “Yeşilçam’da Aile” başlıklı söyleşiye; Afyonkarahisar Valisi Doç. Dr. Kübra Güran Yiğitbaşı, AKÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karakaş, Afyonkarahisar Sağlık Bilimleri Üniversitesi (AFSÜ) Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Ali Tuncer, Afyonkarahisar Vali Yardımcısı V. Bedir Deveci ile AKÜ öğrencileri ve sinemaseverler katıldı. Söyleşide Yeşilçam döneminden günümüze uzanan sinema serüvenini anlatan Şoray, hem anılarını paylaştı hem de genç sinemacılara tavsiyelerde bulundu.
“AFYONKARAHİSAR’DA ÇOK GÜZEL ANILARIM VAR”
Türkan Şoray, 1974 yılında Açlık filmi için Afyonkarahisar’a geldiğini belirterek, “Afyonkarahisar’da bir ay kaldık ve çok güzel bir film çektik. Yönetmeni Bilge Olgaç’tı. O dönemin ilk kadın yönetmenlerinden biriydi. Film, kıtlığı ve insanların yaşam mücadelesini anlatıyordu. O çekimler sırasında hastalanmıştım ve otel odasında birkaç gün boyunca istirahat ettim. Afyonkarahisar deyince o günler hep aklıma gelir.” dedi.
Kentle duygusal bir bağ kurduğunu belirten Şoray, “Afyonkarahisar’a gelen 3-5 kez daha gelirmiş derlerdi. Afyonkarahisar’a bu üçüncü gelişim oldu; inşallah iki kez daha gelirim. Bu şehir hem tarihi hem kültürel zenginliğiyle çok özel.” diye konuştu.
“SİNEMAYI ÇOK ÖZLEDİM”
Sinemaya olan sevgisini anlatan Şoray, “Sinemayı ve oyunculuğu çok özledim. Bütün hayatım sinemayla geçti. Kendimi tanımadan önce sinemayı tanıdım, sinemayla birlikte kendimi keşfettim. Sinema benim nefes aldığım yer oldu. O film setleri, ışıklar, bir şey üretmek, halkla buluşmak benim hayatımın en önemli kısmıydı.” dedi.
Şoray, yıllar boyunca sinemanın değişen yüzüne de değinerek, “Belli bir yaştan sonra sinema sizi biraz önemsemiyor ama sizlerin sevgisi bana hep güç veriyor. İyi ki o filmlerde rol almışım, iyi ki sizlerin sevgisini kazanmışım.” ifadelerini kullandı.
“SİNEMA, EN ETKİLİ SANATTIR”
Söyleşide genç sinemacılara tavsiyelerde de bulunan Şoray, sinemanın güçlü bir etki alanına sahip olduğunu dile getirerek şunları ifade etti:
“Yedinci sanat olarak tanımlanan sinema, sanatların içinde en etkilisidir. İnsanlara ulaşma ve onları etkileme gücü çok büyüktür. Selvi Boylum Al Yazmalım filmini bilmeyen yoktur. Bizim filmlerimiz, insanların kalbine dokundu. Gençler, sinemayla uğraşırken bunun büyük bir sorumluluk olduğunu bilmeliler. Sinemayı çok sevmek, ciddiye almak ve yılmadan çalışmak gerekir. Bir film başarısız olabilir ama devam ettiğinizde mutlaka en iyisini yakalarsınız.”
“YEŞİLÇAM’DA BİR AİLE GİBİYDİK”
Şoray, Yeşilçam dönemindeki film setlerinde büyük bir aile ortamı olduğunu belirterek, “O yıllarda sinema büyük imkânsızlıklarla yapılıyordu. Bir minibüs, birkaç kişilik ekip soğukta birlikte üşür, sıcakta birlikte terlerdik. Film bittiğinde hep birlikte ağlardık. Herkes birbirine çok yakındı. Şimdiki setlerde yönetmenin 5-6 asistanı var, kimse kimseyi görmüyor. Oysa biz yönetmenin gözünün içine bakardık. O samimiyet artık yok.” diye konuştu.
Söyleşi, soru cevap bölümünün ardından toplu fotoğraf çekimi ile sona erdi.
Bakmadan Geçme
