Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Uysal: İşsizlik ve enflasyon uçtu

DP Genel Başkanı ve

DP Genel Başkanı ve Afyonkarahisar Milletvekili Gültekin Uysal, ekonomik krizin derinleştiğini kaydederek, “Gerçekten uçtuk. İşsizlik uçtu, enflasyon uçtu, kurlar uçtu. Aslında bu çok da beklenmedik bir durum değildi” dedi

 

Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı ve Afyonkarahisar Milletvekili Gültekin Uysal, derinleştiğini belirttiği ekonomik kriz konusunda açıklama yaptı. Uysal, Covid-19 sonrası iyice derinleştiğini vurguladığı ekonomik kriz ortamında Türkiye’de tek pozitif olanın koronavirüs olduğunu belirterek, ekonomide son iki aylık süreci değerlendirdi.
“TÜRKİYE DE TEK POZİTİF
OLAN KORONAVİRÜS”
DP Lideri Gültekin Uysal, 24 Haziran 2018 tarihinde Cumhurbaşkanlığı Hükümet sisteminin ülkeyi uçuracağının söylenildiğini ancak uçuşun farklı boyutta gerçekleştiğini kaydetti. Uysal, “24 Haziran 2018’de ‘Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemi ülkeyi uçuracak’ demişlerdi. O gün; 1 dolar = 4,73 TL, 1 euro = 5.49 TL ve çeyrek altın = 198 TL idi. Gerçekten uçtuk. İşsizlik uçtu, enflasyon uçtu, kurlar uçtu. Aslında bu çok da beklenmedik bir durum değildi. IMF’ye 15 milyar dolar borç ödediğini sürekli olarak anlatan, bununla övünen AKP iktidarı; 129 milyar dolar borçla devraldığı dış borcu 431 milyar dolara çıkardı. İç borç stokunu 179 milyar TL’den 1,57 triyon TL’ye yükselttiğini, 70 milyar dolar özelleştirme geliri harcadığını, YİD projeleriyle ülkemizin gelecek 25 yılı ipotek altına aldığından hiç bahsetmiyor. Oysaki neredeyse Türkiye’deki tek pozitif olan şey koronavirüs.” dedi.
“TÜİK’İN İŞSİZLİK VERİSİNE
TOPLUMDA İNANAN ORAN YÜZDE 15”
“Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi”ni keyfi bir sistem olarak tanımlayan Uysal, “Keyfi sisteme geçilmesinden bu yana Türkiye, kendi üretimi olan ‘yerli ve milli’ bir krize yuvarlandı. Üstelik kriz, daha önce hiç görülmediği derecede kötü yönetilmeye başlandı. Öyle ki; son iki yılda ekonomideki kötü yönetim, sırf kendi ‘siyasi beka’sı için 60 milyar dolar bir rezervi eritmişti. Döviz kurunun bir türlü dizginlenemediğini görüyoruz. Bunun temel nedeni ise kötü yönetim ve derin bir güvensizlik ortamıdır. Özetle diyebiliriz ki; makroekonomik bütün göstergeler, kendi yarattığımız ekonomik krizin, Covid-19 etkisiyle giderek derinleştiğini gösteriyor. Öyle görünüyor ki; 2013 yılında 12 bin 480 dolar olan kişi başına milli gelir, sürekli gerileyerek 2020 sonunda muhtemelen 8 bin dolar seviyesi altına inecek. Dünyanın 17. büyük ekonomisi unvanını 2018’de kaybeden Türkiye, 2 yıldır 19. sıraya yerleşti. Kazakistan, Bulgaristan, Arjantin, Çin, Rusya, Romanya’nın milli geliri yıllar içerisinde Türkiye’yi geçti. İşsizlik oranı Mayıs 2020 döneminde gerileyerek yüzde 12,9 oldu. Genç nüfusta işsizlik ise yüzde 24,9 oldu. Genç nüfusta ne eğitimde, ne de istihdamda olanların oranı yüzde 29,1. TÜİK verileri hiçbir dönemde olmadığı kadar sorgulanıyor. MetroPOLL’e göre, TÜİK’in ilan ettiği işsizlik oranına toplumun sadece yüzde 15’i inanıyor.” dedi.
“BÜTÇE AÇIĞI
İLK 6 AYDA
109,5 MİLYAR TL”
AK Parti iktidarının enflasyon rakamlarını manipüle ederek Türk Milleti’nin rızkı ile oynadığını ileri süren Uysal sözlerine şöyle devam etti: “12 aylık TÜFE Haziran 2020’de yüzde 12,62 olarak gerçekleşti. TÜFE, gıda da yüzde 12,93, sağlıkta yüzde 13,55 ve konutta yüzde 14,95. MetroPOLL’un araştırmasına katılanların en büyük grubu, hayat pahalılığının yüzde 30’dan daha fazla olduğunu söylüyor. Geçen yılın ilk 6 ayında 78,6 milyar TL olan bütçe açığı 2020 yılı ilk 6 ayında 109,5 milyar TL oldu. Buna göre yılın ilk yarısında bütçe açığı geçen yıla göre yüzde 40’a yakın artmış bulunuyor. Faiz giderleri Haziran 2020’de yüzde 4,4 artışla 6,29 milyar TL, yılın ilk 6 ayında ise yüzde 40,4’lük artışla 71,25 milyar TL oldu. İlk 6 ayda toplanan 335,9 milyar TL’lik verginin yüzde 21,2’si yani 1/5’inden fazlası faiz harcamasına gitti. Düşünün bir de faize karşı olmasalardı, ne olurdu halimiz. TCMB’nin, swaplar yoluyla alınan dövizler hariç tutulduğunda, net altın ve döviz rezervleri 10 Temmuz 2020 günü itibariyle -5,7 milyar dolardır. Covid-19’un etkisiyle, yurda gelen turist sayısı Nisan ve Mayıs 2020 aylarında geçen yıla göre yüzde 99 oranında geriledi. ABD ve AB ülkeleri gibi pek çok ülke hala uçuşları başlatmadılar. AKP döneminde Türk tarımı ve hayvancılık tasfiye edildi. Fiyatı artan her ürüne ithalat terbiyesi, sonra da domates, biber, patlıcan tanzim satışı yaptılar.”
“VATANDAŞ TL’YE
GÜVENMEYİP
DÖVİZ ALIYOR”
TCMB’ye göre, 3 Temmuz itibarıyla toplam kredilerin yılbaşından bu yana yüzde 22,8 artarak 3.248 milyar TL’ye ulaştığını aktaran Uysal, “Bugün ihtiyacı olduğu için kredi kullanan vatandaş, yarın işini kaybettiğinde borcunu nasıl ödeyecek? Hükümet artan işsizlik için hiçbir şey yapmıyor. Temmuz 2020 itibariyle Venezüella, Arjantin, Pakistan ve Ukrayna’nın ardından, Türkiye 477,12 ile dünyanın en yüksek CDS primine sahip. Yani ülkemiz, dünyanın en pahalı borçlanan 5. ülkesi. Vatandaş TL’sına güvenmiyor ve döviz almaya devam ediyor. TCMB’na göre, geçtiğimiz hafta vatandaşlar döviz hesaplarına 1,26 milyar dolarlık yeni alım yaptı ve Türkiye’deki döviz hesaplarının tutarı 202,5 milyar dolara ulaştı. Ekonomiye neresinden bakarsanız bakın, ülke tam bir yangın yeri. Ülkeyi yönetenler 18 yıldır büyüdük diye övünüyorlar. Aslında bu dönemde, yabancının borç verdiği para ile, üretim yerine tüketimi artırdık, parayı beton ekonomisine gömdük ve borca alıştık.” dedi.