Yaşlılara pozitif ayrımcılılık, olumlu

Türkiye Emekliler Derneği Afyonkarahisar Şube Başkanı Ahmet Ege, Türkiye Emekliler Derneği Başkanlar Kurulu’nun Eylül sonunda yaptığı toplantının sonuçlarını kamuoyuna açıkladı. Ege, referandumda geçen Anayasa paketiyle yaşlılar için pozitif ayrımcılık yapılmasının olumlu bulunduğunun altını çizdi

Türkiye Emekliler Derneği Afyonkarahisar Şube Başkanı Ahmet Ege, Türkiye Emekliler Derneği Başkanlar Kurulu’nun Başkanlar Kurulu toplantısını değerlendirdi. Ege, “12 Eylül 2010 tarihinde yapılan referandum ile Anayasa’da önemli değişiklikler yapılmıştır. Yaşlılar hukukunu düzenleyen pozitif değişiklikler olumlu olarak değerlendirilmiştir. Bu çerçeve hükmünün iç hukuk sistemine koruyucu bir şekilde yansıtılması büyük bir beklenti oluşmuştur. Anayasa değişikliği ile kamu çalışanlarına ve emeklilerine getirilen toplu sözleşme hakkından İşçi ve Bağ – Kur emeklilerinin yararlandırılmaması durumunda, açıkça eşitlik ilkesi çiğnenmiş olacaktır. Böyle bir eşitsizliğin yaşanmaması için 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’na 4447 sayılı Kanundaki (geçici madde 4) gibi geçici bir madde eklenmeli ve emekli aylıklarının artışında paralellik sağlanmalıdır” dedi.
Sağlık hizmetleri konusuna da dikkat çeken Ege, “Sağlık hizmetlerinde talep edilen her türlü katkı paylarının ve fark ödemelerinin emeklilerden hiçbir şekilde alınmaması için değişikliklere gidilmelidir. Çalıştığı dönemlerde sağlık primlerini ödemiş olan emeklilerden ikinci bir prim gibi katkı paylarının alınması adil bir uygulama olarak değerlendirilmez. Bu farkı ödeme zorluğu çektiği için emeklilerin sağlık hakları risk altındadır” diye konuştu.
Ege, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Anayasa hükmü şekline getirilen Ekonomik ve Sosyal Konsey’in temsil yapısının yeniden düzenlenmesi ve emeklileri temsilen Türkiye Emekliler Derneği’nin de bu konseyde yer alması gerekmektedir. Yürürlükte olan ESK Kanunu birçok yönüyle eksik kalmıştır. Ekonomik ve Sosyal Konsey’in temsil yapısında eşitlik getirilmeli ve bilimsel bir çalışma benimsenmelidir. SGK bünyesinde oluşturulan bütün kurulların sorunları idari yoldan çözebilmesi ve hak sahiplerinin uyuşmazlık durumlarında yargıya gitmeden çözüm arayabilmeleri için tarafların temsil edildiği çalışma grupları oluşturulmalıdır. Birçok AB ülkesinde uygulanan bu yöntem yargı ve kurum üzerindeki yükü de azaltacak ve sorunların daha kısa süreler zarfında çözümüne imkan sağlayacaktır. Bu uygulama sorunları yerinde çözmede iyi bir örnek olacağı gibi, demokratikleşme açısından da etkin bir adım olarak değerlendirilebilecektir.”