Afyon'da Su Dostu Fakülte Var

Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi (İİBF), Su Dostu Fakülte, Çevre Dostu Nesil etkinliğinde öğrencilere su matarası dağıttı.

İİBF’de gerçekleştirilen etkinliğe; Dekan Yardımcısı Dr. Öğretim Üyesi Hale Fulya Kaya, Sürdürülebilirlik Koordinatörü Prof. Dr. Emine Hesna Kandır, İİBF Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ethem Kadri Pektaş, , Sürdürülebilirlik Koordinatörü Yardımcısı Doç. Dr. Fatih Özdinç ile birlikte akademik personel ve öğrenciler katıldı.

Etkinliğin açış konuşmasını yapan İİBF Dekan Yardımcısı Dr. Öğretim Üyesi Hale Fulya Kaya, 2024 yılında proje kapsamında İİBF’ye su sebilleri yerleştirildiğini ve “Su Dostu Fakülte” olmayı hedeflediklerini söyledi. Kaya, Birleşmiş Milletler’in sürdürülebilir kalkınma amaçlarından 6. hedefi ‘temiz suya erişim ve sanitasyon’ konusunu kapsıyor. Hepimizin temiz ve ücretsiz suya ulaşabilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bu nedenle geçen yıl fakültemizde en azından su sebillerinin bulunmasını ve öğrencilerimizin bu sebillerden ücretsiz şekilde temiz suya erişebilmesini amaçlayan bir uygulama başlattık” diye konuştu.Afyon'da Su Dostu Fakülte Var
Farkındalık oluşturmak ve öğrencileri sebilleri kullanmaya teşvik etmek için motivasyon etkinliği düzenlediklerini kaydeden Kaya, “Aradan bir yıl geçtikten sonra, sebilleri zaman zaman gözlemledik ancak beklediğimiz ölçüde kullanılmadıklarını fark ettik. Bu nedenle Ethem Hocamız da sağ olsun bu konuda küçük bir sponsorlukla destek oldu ve ‘öğrencilerimize matara dağıtabiliriz’ önerisini sundu. Böylece bugün, sizlere mataralar dağıtarak sebillerden daha rahat yararlanmanızı sağlamak istedik. Bu mataraları kullanmanızı ve çevrenizdeki arkadaşlarınıza da bu farkındalığı aktarmanızı istiyoruz. Fakültemizde başlayan bu bilinç, üniversitemizin geneline yayılabilir. Bugünkü buluşmamızın temel amacı da bu farkındalığı büyütmektir” dedi.Afyon'da Su Dostu Fakülte Var
İİBF Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ethem Kadri Pektaş ise sağlıklı yaşam için günlük yeterli miktarda su tüketiminin önemine değindi. Pektaş, “Sürdürülebilir bir sağlıklı yaşam için düzenli su tüketimi elzemdir. Ancak suyun tek seferde ve hızla tüketilmesindense, belirli aralıklarla ve yavaşça içilmesi fizyolojik sağlık açısından daha uygundur. Bununla birlikte, sodyum oranı yüksek gıdalardan mümkün mertebe kaçınılması gerekmektedir. Bilindiği üzere hipertansiyon ve diyabet gibi kronik rahatsızlıklar böbrek yetmezliğine zemin hazırlayabilmekte; ancak günlük yaşamdaki riskli beslenme alışkanlıkları da organ hasarı üzerinde belirleyici bir rol oynamaktadır. Renal hastalıklar genellikle sinsi bir ilerleyiş gösterip ileri evrelerde klinik bulgu verdiğinden, önleyici tedbir olarak düzenli sağlık taramalarının yaptırılmasını önemle tavsiye etmekteyim” diye konuştu.

Gençler arasında kantinden su almak ya da plastik şişeye yönelmek, mataraya göre daha prestijli ya da daha tercih edilir bir seçenek gibi görüldüğünü belirten Pektaş, “Belki belli bir statüyü temsil ettiği düşünülüyor. Bu çok yanlış bir algı. Birincisi, ekonomik açıdan zararlı. Günde en az 1,5 litre su içmeniz gerekiyor; bu da yalnızca su için günlük yaklaşık 30 liraya denk geliyor. Oysa 40–50 liraya bir öğün yemek yeniyor. İkincisi, plastik çevreye zararlı. Doğada uzun süre bozulmayan ve çeşitli çevresel olumsuzluklara yol açan bir ambalaj türü. Oysa cam matara çok daha sağlıklı hem de ekonomik bir tercih” dedi.

Sürdürülebilirlik Koordinatörü Prof. Dr. Emine Hesna Kandır ise Sürdürülebilirlik Koordinatörlüğünün amaçlarından birisinin yeşil bir kampüs oluşturmak olduğunu söyledi. Kandır, “Yeşil bir kampüs, yeşil bir geleceğin temelidir. Böyle bir gelecekte ise sizin gibi duyarlı gençlerin hep birlikte çevreye sahip çıkması büyük önem taşımaktadır. Hocalarımızın öngörüsüyle burada çok güzel bir proje hayata geçirilmiş. Su arıtma sisteminiz var; suya para ödemeden, sağlıklı suyu matara desteğiyle rahatlıkla alabileceğiniz bir imkân sunulmuş. Bu, hem son derece sağlıklı hem de sürdürülebilir bir uygulamadır” şeklinde konuştu.

Kandır, bir pet şişenin doğada yok olmasının yaklaşık 450 yıl sürdüğünü ifade ederek,  “Bugün dünyada artık ‘8. Kıta’ olarak adlandırılan, tamamen plastik atıklardan oluşmuş dev bir yığın mevcut. Bu durum yalnızca ekosistemi değil, aynı zamanda bizim geleceğimizi de tehdit ediyor. Yapmamız gereken, farkındalıkla ve bilinçli bir şekilde tüketim alışkanlıklarımızı değiştirmektir. Bu uygulama da aslında yeşil kampüs hedefinin bir başlangıcıdır. Küçük bir adım gibi görünse de etkisinin büyük olacağına inanıyorum” dedi.

Etkinlik, öğrencilere su mataralarının dağıtılmasıyla sona erdi.

Kocatepe Gazetesi - Bizi Sosyal Medyada Takip Edin!

Bakmadan Geçme