Afyon'da Üst Düzey Açıklama: Dezenformasyonla Mücadele Milli Güvenlik Meselesidir
Afyonkarahisar, çağın önemli sorunlarından birisi olan dijital bağımlılıkla mücadele konusunda verimli bir panele ev sahipliği yaptı. Panelde konuşan Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi Koordinatörü İdris Kardaş, dezenformasyonla mücadelenin milli güvenlik meselesi olduğunu belirtti.
Afyon Kocatepe Üniversitesi M. Rıza Çerçel Kültür ve Sanat Merkezi’nde bulunan konferans salonunda dijital bağımlılıkla mücadelede farkındalık oluşturmak için panel düzenlendi. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın eşgüdümünde Afyonkarahisar Valiliği’nin himayelerinde düzenlenen panele, Afyonkarahisar Valisi Doç. Dr. Kübra Güran Yiğitbaşı’nın eşi Op. Dr. Burhan Selim Yiğitbaşı, Afyonkarahisar Vali Yardımcısı Uğur Kolsuz, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi Koordinatörü İdris Kardaş, Yeşilay Genel Merkez Klinik Psikolog Süreyya Kitapçıoğlu, Afyonkarahisar Cumhuriyet Başsavcısı Fatih Karabacak, Afyon Kocatepe Üniversitesi Prof. Dr. Mehmet Karakaş, Afyonkarahisar Sağlık Bilimleri Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nurullah Okumuş, Afyonkarahisar İl Milli Eğitim Müdürü Miraç Sünnetci, Afyonkarahisar İl Sağlık Müdürü Dr. Serhat Korkmaz, Yeşilay Afyonkarahisar Şube Başkanı Arif Kavas, Ulusal Otizm Konfederasyonu Genel Başkanı Fatma Kilci Kavas, Atatürkçü Düşünce Derneği Afyonkarahisar Şube Başkanı Veli Cengiz, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri katıldı.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan panelde açış konuşmasını Yeşilay Afyonkarahisar Şube Başkanı Arif Kavas yaptı. Kavas, “Dijitalleşmenin hayatımızın her alanına nüfus ettiği bir çağda yaşıyoruz. Teknoloji, bizlere büyük kolaylıklar sağlamakla birlikte, bilinçsiz ve kontrolsüz kullanım neticesinde bireysel ve toplumsal sorunlara da yol açabiliyor. Özellikle çocuklarımız ve gençlerimiz arasında hızla yayılan dijital bağımlılık artık sadece bireysel bir mesele değil, aynı zamanda toplumsal bir risk haline gelmiştir. Yeşilay olarak bizler, bağımlılıkla her alanda mücadele ederken, çağın getirdiği yeni tehditlere de dikkat çekmeyi ve bu konularda toplumsal farkındalık oluşturmayı görebiliyoruz. Bugün burada gerçekleştirdiğimiz dijital bağımlılık ve etkileri başlıklı panelimizde bu sorumluluğun bir yansımasıdır.” dedi.
KAVAS’TAN YİĞİTBAŞI’NA TEŞEKKÜR
Kavas, başta Afyonkarahisar Valisi Doç. Dr. Kübra Güran Yiğitbaşı olmak üzere paydaşlara ve katılımcılara teşekkür etti. Kavas, “Panelimizin gerçekleşmesine de destek veren Sayın Valimize ve Saygıdeğer Hocama, iş birliği ve katkılarından dolayı Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Afyonkarahisar Bölge Müdürlüğü'ne Davetimize icabet eden Dezenformasyon ile Mücadele Merkezi Koordinatörümüze ve Yeşilay Genel Merkez Klinik Psikoloğumuza, şehrimizin her 2 üniversitesine, İl Toplumla İlişkiler Müdürlüğümüze, her zaman olduğu gibi bugün burada bizi yalnız bırakmayan Yeşilay Genel Merkezimiz misafirlerine, Hazırlık aşamasında emeği geçen yönetim kurulu üyelerimize, gönüllülerimize, valilik personeline, Kocatepe Üniversitesi çalışanlarına ve katılımlarınızla bizleri onurlandıran siz değerli misafirlerimize tekrar teşekkür ediyorum. Panelimizin dijital bağımlılıkla mücadelede farkındalık oluşturması ve çözüm yolları geliştirmesine vesile olmasını temenni ediyorum. Hepimize verimli ve farkındalık dolu bir panel diliyorum. İyi ki Yeşilay var.” ifadelerini kullandı.
YİĞİTBAŞI’NDAN HAŞHAŞ ÖRNEĞİ
Op. Dr. Burhan Selim Yiğitbaşı’nın moderatörlüğünde gerçekleşen panelde Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi Koordinatörü İdris Kardaş ve Yeşilay Genel Merkez Klinik Psikolog Süreyya Kitapçıoğlu konuşmacı olarak yer aldı. Panelde konuşan Op. Dr. Burhan Selim Yiğitbaşı haşhaştan yola çıkarak, “Afyon’dan bahsederken zaten size bir haşhaş sunumu yapmıştık. O afyon bitkisi, sonradan Afyon şehrinize ismini veren bir ama bu bağımlılığın da merkezi de bu bitki. Faydası esasında en büyük ağrı kesici, ben şimdi ortopedi doktoruyum. Çok büyük ameliyatlarda, hatta kanserlerde halen daha en etkin kullandığımız ilaç. Ama her ilaç gibi yan etkisi de var, o da uyuşturucu. Alkollü madde bağımlılığı tedavi merkezi var. Bütün psikolog arkadaşlar tedaviler veriyoruz. Ama burada eski adı böyle konulmuş ama artık tedaviye yeni insanlar geliyor, nasıl bağımlı? Dijital. Artık biz madde bağımlılığından daha fazla dijital bağımlılığa doğru evrilen bir sürece gelmiş olduk.” dedi.
“DEZENFORMASYONU BEŞİNCİ KOL FAALİYETİ OLARAK DÜŞÜNEBİLİRSİNİZ”
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi Koordinatörü İdris Kardaş ise, “Bugünün en önemli meselelerinden, hastalıklarından ya da zorluklarından, önümüze çıkan en büyük sınavlardan birinden bahsediyoruz. Dezenformasyon dediğimiz hikaye. Kavram olarak biraz yeni bir kavram, yalan aslında dezenformasyonun adı ama daha sistematik olanı, daha kasıtlı olanı, daha planlı olanı, programlı olanından bahsediyoruz. O dezenformasyon dediğimiz hikaye, özellikle toplumları, milletleri, devletleri bir şekilde yıpraklar için kullanılan bir araç olarak tasarlanmış. Bugün artık bugün işte daha dijital bir alana kaymış ve bu dijital alanın üzerinden dezenformasyon bir silah, bir araç olarak, bir saldırı alanı olarak, bir propaganda alanı olarak ama esasen bir beşinci kol faaliyeti diye düşünebilirsiniz. Ülkeleri, devletleri yıpratmak, onları bir şekilde işgale ve etkiye hazır hale getirmek için kullanılan bir yöntemdir dezenformasyon.” ifadelerini kullandı.
“DEZENFORMASYONLA MÜCADELEDE TÜRKİYE KENDİ MODELİNİ ÜRETTİ”
Kardaş, İletişim Başkanlığı bünyesinde kurulan Dezenformasyonla Mücadele Merkezi’nin dünyada sayılı örneği olduğunu belirterek Türkiye’nin kendi modelini ürettiğini kaydetti. Kardaş, “Şimdi biz Dezenformasyonla Mücadele Merkezi Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı bünyesinde kuruldu. Üçüncü yılını doldurdu. Dünyada örneği çok az var, Türkiye'deki dezenformasyonla mücadele merkezi gibi bir yapı. Bir Amerika Birleşik Ülkeri’nde var, daha çok askeri ve güvenlik boyutuyla ilerleyen bir süreç var. Yani Amerika'ya gittiğinizde dezenformasyonla mücadele koordinatörünü görebildiğinizde üniformalı bir asker görürsünüz. Liste yok orada. Bu yapı kurulduktan sonra dünyada da pek fazla model alacağımız aslında çok şey bulamadık. Yani nereyi model alalım? Hani bu konuda kim çok daha iyi iş yapıyor, ne yapmalıyız, ne yapmamız gerektiği konusunda bir arayış içerisine girdik ama pek bir şey bulamadık. Türkiye kendi modelini üretti. Üç yılda biz çok önemli şeyler yapıyoruz hocam. Yani önce bizim yaptığımız en önemli şey, ilk şey kendimiz ve bütün kurumlarla iletişim halindeyiz.” dedi.
“ÇEVRENİZİN VE ÇOCUKLARINIZIN FARKINDA OLMASI LAZIM”
Dezenformasyonla mücadelede toplum ile devletin beraber mücadele etmesi gerektiğini belirten Kardaş, bu konunun milli güvenlik meselesi olduğunun altını çizdi. Kardaş, “Özellikle dezenformasyon kampanyalarında uluslararası istihbarat gruplarının yapılarının çok fazla parmağı var. Yapay zeka ile bu artık telefonlarımıza kadar geldi. Bu yüzden dezenformasyonla mücadele sadece Türkiye içinde değil, dünyanın her yeri için bir milli güvenlik meselesi, bir ulusal güvenlik meselesi aynı zamanda. Ama bununla mücadele etmek sadece devletin yapabileceği, başarabileceği bir şey değil. Yasalar vs. bir çerçeve alıp da belirleyecektir. Ama burada en büyük iş bize düşüyor. Sizin bu meselede de sizin çevrenizin, çocuklarınızın, eşinizin, dostunuzun çok büyük bir farkındalığa sahip olmanız lazım.”
“DİKKAT EKSİKLİĞİNİN ARMASININ NEDENİ DİJİTAL BAĞIMLILIK”
Yeşilay Genel Merkez Klinik Psikoloğu Süreyya Kitapçıoğlu, ise son 10 yılda dikkat dağınıklığının artmasındaki en büyük nedenin dijital bağımlılık olduğunu belirtti. Kitapçıoğlu, “Son 10 yılda dikkat eksikliği, aslında vakaların ya da dikkat eksikliğiyle ilgili zorlukların bu kadar artmasının ana noktalarından biri de ekran bağımlılığı. Şu an herhangi birimiz çok uzun süreli videoları izleyemiyoruz. Kısa kısa shorts videolar çıktı, akıyor görüntüler. Uzun süre ekran karşısında duramıyoruz.” İfadelerini kullandı.
“DİJİTAL OKUR YAZARLIK SEFERBERLİĞİ OLMALI”
Kitapçıoğlu, okuma seferberliği başlatıldığı gibi günümüzde dijital okuryazarlığın seferberliğinin olması gerektiğini belirtti. Kitapçıoğlu, “Bazı uygulamalar çok masum gözükse de cinsel içerikler yayınlanıyor. Gençlerden özellikle bakanlar vardır. İçerik olarak aslında orada acayip uygunsuz içerikler var. Cinsellik anlamında, birbirleriyle etkileşime geçme açısından. Bu sadece bu uygulama bazlı değil, birçok uygulamada. Ben o yüzden her gittiğim yerde ya da seminerde şunu söylüyorum. Eskiden okuma-yazma seferberliği vardı, şimdi de dijital okur-yazarlık seferberliği olmalı. Her şeyden haberdar olmamız lazım ya da öğrenmemiz gerekiyor.” dedi.
“BAĞIMLILIK, ZARARA RAĞMEN DEVAM ETMEKTİR”
Bağımlılığın temelinin zarara rağmen devam etmek olduğunun altını çizen Yeşilay Genel Merkez Klinik Psikoloğu Süreyya Kitapçıoğlu, “Nasıl ki alkol, madde, tütün bağımlılık yapıcı etkinliği varsa aynı şekliyle hiçbir ama hiçbir fark yok. Bakın siz de herhangi bir oyun, herhangi bir sosyal medya bağımlısı da aynı. Kişinin kayıplarına rağmen devam ediyor olmasının bağımlık mekanizmasında aynı etkiye sahip olduğunu unutmamak gerekiyor. Yapılan zaten beyin çalışmalarında da, beyin görüntülemek çalışmalarında da bu çok net bir şekilde tespit edilmiş ve görülmüş bir durumda. O yüzden hafife anlamak gerekiyor.” ifadelerini kullandı.
“DİJİTAL İÇERİKLER ARKA PLANDA YÖNLENDİRME YAPIYOR”
Dijital içeriklerin arka planda yönlendirmeler yaptığını belirten Kitapçıoğlu, “Herkes yönlendirmeye açık değil ama daha riskli, daha kaygan zeminde olan çocuklarımız var. Bunu unutmamız gerekiyor. Ve kayıp gidiyorlar. Kayıp gittikleri için kendi halimizi de tutmakla ilgili aktif bir çaba içerisinde olmamız gerekiyor.” dedi.
Panel soru cevap kısmının ardından hatıra fotoğrafı çekimi ile sona erdi.
