Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Afyon delegasyonu Bahçeli’nin yanında – Kocatepe Gazetesi

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP)
Afyon delegasyonu Bahçeli’nin yanında

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Afyonkarahisar İl Başkanı Mehmet Karagöz, partisinin büyük kurultayı arifesinde yakın tarihte yaşananları Kocatepe Gazetesine değerlendirdi.
Burcu Aydın: MHP İl Başkanı ve MHP İl Genel Meclisi Üyesi olarak yakın tarihimiz itibariyle yaşananlara nasıl bakıyorsunuz? Önceliğiniz nedir?
Mehmet Karagöz: Bizim önceliğimiz Afrin. Diğer konular Türkiye özelinde iyi bir çalışma ile düzeltilebilecek konulardır. Afrin de can pazarında olan bizim çocuklarımız. Malum olduğu üzere orada şehitler veriyoruz. İnşallah Allah hiçbir vatan evladının tırnağına zeval vermesin inşallah. Afrin harekâtı da inşallah kazasız, belasız başarıyla tamamlansın diye dua ediyoruz. Malum olduğu üzere Afrin de üç, beş Peşmerge il çarpışılmıyor. Önce ki ay mecliste söylemiştim. Sonrasında Cumhurbaşkanımız da bunu doğruladı. Orada ki beton sığınakların, beton kulelerin mühendisliği Almanlara betonları Fransız firmasına aittir. Oraya gönderilen 5 bin civarında tır, silah ABD’ye ait. Oralarda ki keskin nişancılarında başka ülkelerden geldiğini biliyoruz. Bizim askerlerimiz orada 3-5 Peşmerge ile değil dünya ile genelinde de NATO ülkeleriyle savaşmaktadır.
Burcu Aydın: Yedi düvelle çarpışıyoruz derken abartmıyoruz değil mi?
Mehmet Karagöz: Tünellerin yapımına, mimariye baktığımızda Türkiye sınırı boyunca yapılmış. Yani Türkiye’nin o bölgeye girmesini engellemek için ABD, Fransa, Almanya tarafından yapılmıştır. Elbette yedi düvelle çarpışıyoruz demek abartı değildir. Orada Peşmerge’den ziyade yabancı ülkeler, verdikleri destekler var. Bir üst akıl bu, 90 santimetre kalınlığında betonu kazıp oraya tünelleri yapmak kesinlikle Peşmerge’nin becerisinde değil. Biz orada NATO ülkeleriyle çarpışıyoruz. Eğer biz NATO ülkesi isek diğerleri ne? Biz hem müttefikiz hem de sınır güvenliğimizi engellemek için ellerinden gelen her türlü gayreti sarf ediyorlar.
Burcu Aydın: Sınır güvenliğimiz kadar tespit edilen tüneller ve durumun gidişatı kademe kademe ilerleyecek bir işgal planını ortaya koyduğunu mu söylüyorsunuz?
Mehmet Karagöz: Elbette durum bunu göstermektedir. Sınır öncesinde oralar bizim kendi topraklarımız. Sınırlar belli olduktan sonra da akrabalarımızın bir kısmı öbür tarafta kaldı. Yani soydaşlarımız sınırın öbür tarafındalar. Bizim kendi korumamızda olan insanlarımızı hem de Afrin bölgesinde ki yerleşim yerleri, dağlar Türkiye’den biraz daha yüksek seviyede. Kilis kent merkezi, Reyhanîye kent merkezi direk oradan görülebiliyor.  Bir roket atıldığında direk kent merkezine düşürebiliyorlar. Dolayısıyla biz sınır güvenliğimizi sağlamak üzere, orada uydu bir devlet yani Kürdistan’ın kurulmasını engellemek üzere oraya doğru gitmemiz lazımdı. Allah Atatürk’ten razı olsun 1939 yılında Hatay’ı ülkemize katmasıyla 40 kilometrelik koridor Hatay’dan direk denize çıkacaktı. O sayede terör koridoru zamanında kesilmiş. Ama zamanında yapılan hatalarda var. Bizden Kobani’ye yapılan geçişlerde devlet olarak birilerine yardım etmemiz sonra onları terörist ilan etmemiz gibi. Nihayetinde zarardan dönüldü. Devlet aklı galip geldi. Teröristlere devlette müdahaleye başladı. İnşallah Afrin operasyonu kararlı tutumla devam etsin.
Burcu Aydın: Dış politika ve ülke güvenliği için önemli olan nedir?
Mehmet Karagöz: Önemli olan devlet aklını kaybetmemektir. Sınırın öbür tarafından Rus uçağını düşürdüğümüz dönemde Kızılay yardım tırlarımız sınırlarımızın ilerisinde hemen bombalandı. Gözümüzün görmesine rağmen biz orada müdahale edip tırlarımıza yardım edemedik. Nihayetinde kararlı tutum sergilediğimiz zaman ilk Afrin operasyonu başlayınca Rusya ve ABD oradan kaçmak zorunda kaldı. Türkiye Cumhuriyeti Devleti devlet gibi yönetildiği zaman devlet aklıyla yönetildiğinde Rusya da ABD’de kaçar. Bizde orada gerekeni yaparız. Genel Başkanımız Dr. Devlet Bahçeli’den de Allah razı olsun. Hükümete verdiği destekler sayesinde hükümete kendine güvenini getirtti. Hükümette gereğini yapmaya başladı.
Burcu Aydın: Yarın MHP Genel merkezinde büyük kongreniz yapılacak. Sonucun şimdiden partiniz açısından hayırlı olmasını diliyoruz. Afyon’dan nasıl bir yaklaşım sözkonusu olacak?
Mehmet Karagöz: Partimiz genel merkezinin büyük kongresi inşallah yarın yapılacak. Afyon’dan üst delegelerimizle birlikte biz Genel Başkanımızın yani Devlet Beyimizin yanındayız.
Burcu Aydın: Bu noktada MHP oldukça sancılı bir süreç geçirdi. Partiden ayrılanlar, olağanüstü kongre için çabalayanlar gündem oluşturdu. Böylece siyaseten çok parçalı bir puzzle ortaya çıktı. Önce vatan diyen bir siyasi çizgi kendi içinde bölündü. Büyük kongre arifesinde ne söylemek istersiniz?
Mehmet Karagöz: Ülke ne zaman zorda olur ya da ne zaman karışırsa öncesinde hemen MHP’ye bir saldırı vardır. Önce MHP’ye saldırılır ki MHP kendi derdine düşsün ki vatan savunmasına refleks gösteremesin diye. Rahmetli Türkeş’in döneminde Muhsin Yazıcıoğlu hareketine bakıldığında Körfez Savaşının olduğu dönemlerdi. Sonrasında Sadi Somuncuoğlu’nun Türkeş’in karşısına çıkmasından sonra büyük hareketler arkasından Türkiye’ye saldırı. Yine 15 Temmuz öncesinde MHP karıştırılmaya çalışıldı. İmza kampanyalarıyla MHP kendi derdine düşürülmeye çalışıldı. Bakıldığında Türkiye’ye gerçekten büyük bir saldırı var. MHP’nin tek derdi vatanı, milleti, Türk Dünyasını birlik beraberlik içinde tutmaktır. İslam coğrafyasında akan kanı durdurmaktır. O imza kampanyalarının başladığı dönemlerde arkadaşlarımızın bir kısmı menfaatleri beklentileri yerine gelmediği için zamanında Vekil olmuş, Bakan olmuş, Belediye Başkanı olmuş, il yönetimine gelmiş veya İl Başkanı olmuş birçok arkadaşımız süreçten geride kalıp, etki ve yetkilerini kaybettiği için tekrar başka bir yerden gündeme gelebilir miyim çabasındaydı.
Burcu Aydın: Peki, lider, teşkilat, doktrin felsefesine karşı bu benlik davası nasıl ortaya çıktı?
Mehmet Karagöz: Ülkücü şuura sahip olan insanlar fisebillah devlete çalışmaları lazımdır. Fenafillâh makamına ermeleri lazımdır. Kendi içlerinde yok olmaları lazım. Yani devlete, millete kendilerini feda edecek vaziyette olmaları gerekir. Daha önce ‘Ben bu teşkilatın çaycılığına bile razıyım’ diyenler Başkanlık görevinden aldığınız zaman hemen eyvallahı çeker giderler. Ben partiye misafirim geldiğinde eğer yalnızsam çayı bizzat ben servis ederek misafirime ikram ederim. Kibir ve egoda sıyrılmak zorunludur. İnşallah Allah da bize o egoyu vermesin. Dün İl Başkanı değildim, bugün İl Başkanıyım. Yarın yine İl Başkanı olmayacağım. Mahkeme kadıya mülk değil. En büyük makam ülkücü olmaktır. Biz bunu bilir bunu söyleriz. Diğer arkadaşlarımızın demek ki ruhlarında bir eksiklik var. Etkileri yetkileri bitince onlara tekrar bir fırsat doğdu.
>> Burcu AYDIN’ın Özel Röportajı

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti