Afyon Hangi Savaşlara Tanıklık Etti?
Tarihin derin izlerini taşıyan Afyonkarahisar, Anadolu'nun kalbinde stratejik bir köprü olmuş ve yüzyıllar boyunca birçok savaşın kaderini belirleyen topraklara ev sahipliği yapmıştır. Kimi zaman büyük imparatorlukların yükselişine sahne olan bu şehir, kimi zaman da milletlerin özgürlük mücadelelerinde en çetin çatışmaların yaşandığı bir cephe olmuştur. Efsanelerle bezeli kaleleri, savaşı simgeleyen anıtları ve şehit kanıyla yoğrulmuş topraklarıyla Afyonkarahisar, sadece bir şehir değil, tarihin adeta yaşayan bir tanığıdır. Bu kadim toprakların, medeniyetlerin şekillenmesinde oynadığı rol ve tanıklık ettiği savaşların izleri, bugün hâlâ şehrin dokusunda hissedilmektedir.

OSMANLI DÖNEMİ
Afyonkarahisar, 1390 yılında Beyazıt devrinde Osmanlılar’ın hâkimiyetine girmiştir. Ancak, Ankara Savaşı (1402) sonrasında, Timur'un zaferiyle birlikte Germiyanoğulları, kısa bir süreliğine eski topraklarına yeniden sahip olmuşlardır. Bu durum, Germiyan Beyliği'nin son hükümdarı II. Yakup Bey’in 1429’daki ölümüne kadar sürmüştür. II. Yakup Bey, ölümünden önce topraklarının Osmanlılar’a geçmesi için vasiyet bırakmış ve bu topraklar tekrar Osmanlı hâkimiyetine alınmıştır. XV. yüzyıl ortalarına gelindiğinde, Osmanlılar’ın Rumeli’de Haçlılarla savaşırken zayıf düşmesini fırsat bilen Karamanoğulları, Kütahya, Karahisar ve Hamid yörelerine akınlar yaparak bu bölgeleri yakıp yıkmışlardır. Ancak Osmanlıların Karamanoğulları’na karşı kazandığı zafer ve II. Mehmet’in bu beylikleri ortadan kaldırmasıyla, Afyonkarahisar kesin olarak Osmanlı hâkimiyetine girmiştir. 17. yüzyılda, Celâlî isyanlarının etkisiyle Afyonkarahisar da bu isyanlardan nasibini almıştır. 1833 yılında, Mısır Valisi İbrahim Paşa’nın Osmanlı yönetimine karşı direndiği dönemde, bir süre şehir onun eline geçmiş ve bu durum, bölgedeki istikrarsızlığı artırmıştır. Ancak, Osmanlı hâkimiyetinin 500 yılı aşkın süredeki etkisiyle Afyonkarahisar, Anadolu Beylerbeyliği’ne bağlı bir sancak haline gelmiştir. 1917 yılına kadar Bursa’ya bağlı olan şehir, I. Dünya Savaşı sonlarına doğru bağımsız bir mutasarrıflık statüsü kazanmıştır.