AIDS'ten Korunmak İçin Nelere Dikkat Edilmeli?

İnsanlık tarihinde kaydedilmiş en yıkıcı sonuçları olan enfeksiyonlardan biri olan AIDS hakkında merak edilenleri, Afyonkarahisar Sağlık Bilimleri Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Dalından Doç. Dr. Petek Şarlak Konya cevaplandırdı.

Afyonkarahisar Sağlık Bilimleri Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Dalından Doç. Dr. Petek Şarlak Konya, AIDS’ın tanımından yola çıkarak yaptığı açıklamasında “HIV (Human Immunodeficiency Virus), bağışıklık sisteminin en önemli hücreleri olan CD4 T-lenfositlerini hedef alan bir virüstür. Tedavi edilmezse bağışıklık sistemini zaman içinde zayıflatır. AIDS (Edinilmiş Bağışıklık Yetmezliği Sendromu) ise HIV enfeksiyonunun tedavi alınmadığında ilerleyerek bağışıklığın ağır derecede çöktüğü, son evresidir. Günümüzde AIDS ölümcül değil, kronik bir hastalık hâline geldi. AIDS, tedavide yaşanan gelişmeler sayesinde yaşam boyu ilaç kullanımı gerektiren bir hastalıktır. Nitekim günümüzde HIV pozitif bireyler düzenli tedaviyle AIDS evresine ilerlemeden tamamen normal yaşamlarını sürdürebilmektedirler” dedi,

Doç. Dr. Petek Şarlak Konya, açıklamasına şöyle devam etti:

“HIV tokalaşma, aynı bardağın-tabağın kullanılması, öksürük, sinek ısırığı, sarılma, ortak tuvalet kullanımı gibi yollarla bulaşmaz. Korunmasız cinsel ilişki, ortak enjektör/şırınga kullanımı en sık görülen bulaşma yollarıdır. Hastalık, HIV pozitif anneden bebeğe gebelik, doğum veya emzirme sırasında bulaşabilir. Gelişmiş ülkelerde nadir görülmekle birlikte steril olmayan aletlerle yapılan tıbbi/dental işlemler de bulaşa sebep olabilmektedir. HIV enfeksiyonu farklı dönemlerde belirti verebilir: Bulaştan 2–4 hafta sonra, akut dönemde; grip benzeri şikâyetlerle, yani yüksek ateş, boğaz ağrısı, lenf bezlerinde büyüme, kas-eklem ağrıları, ciltte döküntü, halsizlik ile kendini belli edebilir. Diğer yandan yıllarca hiçbir belirti de olmayabilir. İlerleyen dönemde ise süreğen halsizlik, gece terlemesi, kilo kaybı, sık enfeksiyonlar, lenf bezlerinde büyüme görülebilir.”AIDS'ten Korunmak İçin Nelere Dikkat Edilmeli?

Konya, HIV’in teşhis ve sonuçlarını da değerlendirerek şu ifadelere yer verdi:

“HIV’in tanısı kan testiyle konur. Başlıca yöntemler, HIV kombinasyon testi (4. nesil ELISA): HIV antikoru + p24 antijenidir. Bu pozitif çıkarsa doğrulama testi (Western blot / HIV RNA) yapılır. En erken 2 hafta, en güvenilir şekilde 4–6 hafta sonra doğru sonuç verir. Bu hastalık, bağışıklık sisteminin ciddi şekilde zayıflamasıyla ortaya çıkar. Fırsatçı enfeksiyonlar dediğimiz tüberküloz, mantar enfeksiyonları, PCP pnömonisi görülebilir. Uzun süren ateş, keskin kilo kaybı, inatçı ishal, kronik cilt ve ağız enfeksiyonları, belli kanser türleri, kaposi sarkomu, lenfomalar gündeme gelebilir. HIV, antiretroviral tedavi (ART) adı verilen ilaçlarla ömür boyu süren bir tedavi ile kontrol altına alınabilir. Bu tedavi virüsü baskılar, bağışıklığı güçlendirir ve düzenli kullanıldığında kandaki virüs miktarı saptanamaz düzeye inebilir. Öncelikle, tek eşlilik ve güvenli cinsel ilişki önerilir. Düzenli HIV testi yaptırılması, enjektör/şırınga paylaşılmaması gerekir. Kan ve kan ürünlerinin taranmış olması şarttır. HIV pozitif annelerde gebelikte tedavi, bebek için korunma sağlar. Yüksek riskli kişilerde koruyucu ilaç (PrEP) kullanımı ve temas sonrası 72 saat içinde başlaması gereken korunma (PEP) da etkili bir çözüm olabilir.”

Kocatepe Gazetesi - Bizi Sosyal Medyada Takip Edin!

Bakmadan Geçme