AKÜ'de Bilim Kafe Söyleşileri Başladı
Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Bilim İletişimi Koordinatörlüğü tarafından 'Yapay Biyomalzemeler ile Kıkırdak Tedavisi' konulu Bilim Kafe Söyleşi düzenlendi.
Rıza Çerçel Kültür ve Sanat Merkezi Konferans Salonunda gerçekleştirilen söyleşiye; AKÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Şuayıp Özdemir, AKÜ Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İsmail Zorluer, bilim insanları, akademik ve idari personel, öğrenciler ve bilim meraklıları katıldı.
AKÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Şuayıp Özdemir, moderatörlüğünü üstlendiği söyleşide; üniversitelerin bilgi üretme merkezleri olduğunu vurguladı. Akademisyenlerin bu sürecin en önemli unsurları olduğunu belirten Prof. Dr. Özdemir, akademisyenlerin ürettikleri bilgileri yayın haline getirerek dünyaya sunduklarını, bu çalışmaların büyük emek ve zaman gerektiren süreçler olduğunu dile getirdi. Bilimsel yayınların değerinin; yalnızca yapılmasıyla değil, toplum tarafından anlaşılmasıyla da artacağını vurgulayan Özdemir, “Eğer yaptığımız yeniliği, altı yaşında bir çocuğa bile anlatabiliyorsak, işte o zaman gerçekten iyi bir iş yapmışız ve konumuza hâkim olmuşuz demektir” dedi. Özdemir ayrıca, AKÜ Bilim İletişimi Koordinatörlüğü aracılığıyla akademik çalışmaları daha geniş kitlelere ulaştırmak amacıyla sosyal medya ve paydaş temelli bir platform oluşturduklarını ifade etti.
Afyonkarahisar Sağlık Bilimleri Üniversitesi (AFSÜ) Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Nuri Konya, yürüttükleri bilimsel çalışmaların, ameliyatlarda karşılaşılan sorunlara çözüm üretme amacı taşıdığını söyledi. Konya, yürüttükleri araştırmanın temelinde kıkırdak hücresinin çoğaltılmasına yönelik yeni bir yöntem geliştirme fikrinin bulunduğunu belirterek, “Kıkırdak hücresini nasıl çoğaltabiliriz diye düşündük. Piyasada farklı yöntemler mevcut ancak bizim çalışmamızın özünde iki farklı dokuyu bir araya getirmek ve bunları kök hücrelerle birleştirmek yer alıyor” dedi. Bilimsel sürecin ekip dayanışmasıyla ilerlediğini vurgulayan Konya, “Bu çalışma bir ekip çalışmasının ürünü. Fikir benden çıktı ama gerçekleştirebilmemiz için ekip arkadaşlarımızın desteğine ihtiyaç vardı. Bu başarı hepimizin” ifadelerini kullandı.
Afyonkarahisar Sağlık Bilimleri Üniversitesi (AFSÜ) Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Hastalıkları Anabilim Dalı Dr. Öğretim Üyesi Bilge Kağan Yılmaz, yürüttükleri çalışmanın kıkırdak dokusundaki hasarların onarılmasına yönelik olarak geliştirildiğini belirtti. Kıkırdak problemleriyle sık sık karşılaştıklarını ifade eden Yılmaz, bu alandaki ihtiyacı karşılamak amacıyla yeni bir biyomalzeme üzerine yoğunlaştıklarını söyledi. Araştırmalarında öncelikle hangi biyomalzemelerin üretilebileceği, kullanılabileceği ve kıkırdak ile kemik tabakasının nasıl taklit edilebileceği konularına odaklandıklarını kaydeden Yılmaz, “Bu süreçte iki farklı yapıyı ele aldık ve bu iki yapı arasında bağlantı kurma üzerine çalıştık. Ardından hücre nakli aşamasına geçtik. Deney hayvanlarının kulaklarından alınan küçük kıkırdak parçalarını yaşatmamız gerekiyordu ve bunu başardık” diye konuştu. Yaklaşık iki yıl süren yoğun bir emeğin sonucunda bir iskele doku (skafold) geliştirdiklerini ifade eden Yılmaz, bu yapının deney hayvanlarına yerleştirildiğini ve iyileşme sürecinin uzun vadede izlendiğini kaydetti.
AKÜ Mühendislik Fakültesi Biyomedikal Mühendisliği Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Sadık Kağa, farklı branşlardan akademisyenlerin ortak bir problemi çözmeye yönelik yürüttükleri çalışmaların bilim dünyası açısından büyük önem taşıdığını ifade etti. Disiplinler arası iş birliğinin bilimsel gelişmenin temelini oluşturduğunu vurgulayan Kağa, “Çözüm üretebilmek için önce problemi çok iyi bilmemiz gerekiyor. Bu nedenle farklı alanlardaki akademisyenlerle birlikte çalışarak ortak bir bakış açısı geliştiriyoruz” dedi. Kıkırdak dokusunun kendini yenileme kapasitesinin oldukça sınırlı olduğunu belirten Kağa, bu durumun ortopedik sorunlarda önemli bir dezavantaj oluşturduğunu söyledi. Biyomalzemelerin bu süreçte kritik bir rol oynadığını kaydeden Kağa, “Biyomalzemelerin en önemli özelliği, zamanla eriyip yerini doğal dokuya bırakabilmesidir. Uygun biyomalzeme seçimi, tedavi başarısını doğrudan etkiliyor” diye konuştu.
AFSÜ Şuhut Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Patoloji Laboratuvar Teknikleri Programı Dr. Öğretim Üyesi Elif Kağa, yürüttükleri bilimsel çalışmaların fark edilmesinin ve takdir edilmesinin araştırmacılar için önemli bir motivasyon kaynağı olduğunu söyledi. Kağa, konuşmasında, çalışmanın çıkış noktasında klinisyen akademisyenlerin sağlık alanında karşılaşılan sorunları fark etmelerinin belirleyici bir rol oynadığına dikkat çekti. Türkiye’nin laboratuvar altyapısının ve proje desteklerinin oldukça gelişmiş olduğunu belirten Dr. Kağa, “Bu çalışma son derece titiz ve zorlu bir sürecin ürünü oldu. Eğer bu kadar dikkatli çalışılmasaydı, laboratuvar ortamına taşıyıp hücreleri büyütmek ve geliştirmek çok zor olurdu” diye konuştu.
AKÜ Bayat Meslek Yüksekokulu Laborant ve Veteriner Sağlık Programı Dr. Öğretim Üyesi Hasan Hüseyin Demirel de yürütülen çalışmada geliştirilen biyomalzemelerin doku üzerindeki etkilerini değerlendirmeye yönelik analizler gerçekleştirdiklerini belirtti. Biyomalzemelerin toksik etki ya da doku hasarı oluşturup oluşturmadığının mutlaka doku düzeyinde incelenmesi gerektiğini vurgulayan Demirel, “Biz de bu kapsamda doku boyutunda, uyluk kemiğinin alt bölgelerindeki alanların kontrol grubuna göre benzerlik gösterip göstermediğini hücre morfolojisi ve yoğunluğu açısından farklı boyama yöntemleriyle değerlendirdik” dedi.
Söyleşi, soru cevap bölümünün ardından katılımcılara AKÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Şuayıp Özdemir tarafından plaket takdim edilmesiyle sona erdi.
Bakmadan Geçme

