Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

“Basının asli sorumluluğu halka karşıdır”

Afyonkarahisar Valisi Doçent Dr.

Afyonkarahisar Valisi Doçent Dr. Kübra Güran Yiğitbaşı, doğru bilgilendirme ve doğru habercilik yapılması zorunluluğunun altını çizdi. Basının asli sorumluluğunun halka karşı olduğuna dikkat çeken Yiğitbaşı, “Medya gücü ve etkisi aslında doğru şekilde birlik ve beraberlik içerisinde kullanıldığında ne derece güçlü ve önemli olduğunu 15 Temmuz darbe direnişinde müşahede ettik. Basın ve ahlak esaslarının güncellenmesinde mahremiyet ve özel hayata karşı hassasiyet gerekiyor. Afyonkarahisar yerel medyasına yanımızda olup destek verdiğiniz için teşekkür ediyorum” dedi

 

Basın İlan Kurulu Genel Kurulu eski Üyesi, Afyonkarahisar Valisi Doçent Dr. Kübra Güran Yiğitbaşı, “Dezenformasyonla Mücadele ve Basın Ahlak Esasları” konferansı açılışında konuştu.
“GAZECİLİĞİN ÇALIŞMA ALANI
GENİŞ, HASSASİYETLERİ CİDDİ”
Vali Kübra Güran Yiğitbaşı, Afyonkarahisar’da fedakârca, özveriyle çalışan, mesleği için elinden geleni gece gündüz demeden gayretkeş şekilde yapan, vatandaşların doğru bilgiye erişimi için uğraşan tüm basın mensuplarının 24 Temmuz Basın Bayramını kutladığını ifade etti. Yiğitbaşı sözlerini şöyle sürdürdü: “Eski bir akademisyen olarak mikrafonu elime aldığımda basınla ilgili epeyce konuşurum. Bu konuları çok fazla konuştuk. Gerçekten hem çok önemsediğimiz hem içinde bizzat bulunup çalıştığımız alanlar olması hasabiyle konuşmamız mümkündür. Konferansın konusu ‘Dezenformasyonla Mücadele ve Basın Ahlak Esasları’ son derece önemli bir konudur. Önemsediğim birkaç hususun altını çizmek istiyorum. Gazetecilik mesleği bildiğimiz üzere hem halkın haber alma hakkını, aynı zamanda da basın özgürlüğünü arkamızada alarak mesleki olarak çok geniş bir çalışma alanı sunuyor. Ancak bu geniş çalışma alanı çok ciddi hasassiyetleride göz önünde bulundurarak çalışmayı da gerektiriyor. Bu hassasiyetleri de aslen başka haklara girmeden çalışmanın gerekliliği ve zorluğu mesleki ilke ve etik işte en çok buralarda devreye giriyor.”
“ASLİ SORUMLULUK HALKA
KARŞI OLAN SORUMLULUKTUR”
Gazetecilik mesleğini icra edenlerin farklı sorumlulukları olduğuna temas eden Yiğitbaşı şunları kaydetti: “Gazeteciler hem halka karşı sorumlular hem kamu otoritelerine ve işverenlere karşı sorumlulukları bulunuyor. Burada en asli sorumluluk halka karşı olan sorumluluktur. En çok üzerinde çalıştığım alan olması itibariyle özel hayatın gizliliği ve mahremiyet konusunu özel olarak çok önemsiyorum. Bunu önemsememin nedenlerinden birisi de internet medyasının ve aslında hayatımıza ekranların çok fazla dâhil olmasıdır. Adeta Covid-19 pandemi döneminden sonra eşlerimize, çocuklarımıza baktığımızdan daha çok ekranlara bakıyoruz. Bu durum hepimiz için geçerlidir. Adeta uyandıktan gece tekrar uyuyuncaya kadar ekranlara bakıyoruz. Ekranlardan bir türlü gözlerimizi ayıramıyoruz. Dolayısıyla internet üzerindeki habercilikte hem hız kazandığı için hem de anında bir refleks gösterdiği için hemde bu alanda rekabet çok fazla olduğundan hızla haberin verilmesi gerektiğinden doğruluk ve başka haklara girmeme, özel hayatın gizliliği ve mahremiyete halal getirmeyecek şekilde haber yapma büyük önem taşımaktadır. Kişilerin onurlarını, itibarlarını zedeleyecek haber yapmama konuları gerçekten ayrı bir önem kazandı diye düşünüyorum.”
“ÖZEL HAYAT VE MAHREMİYET İHLAL EDİLMEMELİ”
Basın Ahlak Esaslarının ele alınırken şahsının katkılarına vurgu yapıldığını belirten Yiğitbaşı şöyle konuştu: “BİK Genel Müdürü Sayın Cavit Erkılınç, basın ahlak ilkelerinin değerlendirildiği süreçte sağ olsun bizimde katkılarımıza vurgu yaptı. Ben özel olarak çocuk ve gençlerle ilgili medya hassasiyetini, akademik çalışmalarım dönemimde ve BİK görevim itibariyle çok vurgulamıştım. ‘Aslen Mahremiyet’ adlı çok kalın bir kitap içerisinde bir yazı ile herşey ortaya çıktı diyebiliriz. Çocuk ve gençlerin aslında haberlerde, haber öznesi olarak nasıl yer aldığı ve bu konudaki mahremiyet ihlalleri ile ilgili bir yazı kaleme alırken dönemin BİK Genel Müdürü ve RTÜK Başkanımızla kişisel görüşmeler yaparak bir mahremiyet makalesi kaleme almıştık. Oradanda basın ve ahlak esaslarının güncellenmesi gerektiği, özel olarak çocuk ve gençlerin habere konu edilmesi ve mahremiyet ihlalleriyle ilgili yenilikler güncellemeler yapılması ihtiyacının ortaya çıktığını gördük.”
“İNFODEMİ İLE DE MÜCADELE
ETMEK ZORUNDA KALDIK”
Vali Kübra Güran Yiğitbaşı, son iki yılda Covid-19 pandemi döneminde basının kamuoyunun doğru bilgilendirilmesinde, toplumsal psikolojinin yönetilmesinde ne kadar asli bir fonksiyonunun olduğunun görüldüğünü dile getirdi. Yiğitbaşı şunları söyledi: “Pandemi ilan edildikten çok kısa bir süre sonra aynı zamanda infodemi diye bir kelimede hayatımıza girdi. İnfodemi aslında pandemi ile ilgili aslında yalan yanlış ve insanları farklı şekillerde yönlendirebilecek haberlere, bilgilere yapılan tanımdı. Aslında pandemi gibi yalan haber salgını olarakta tanımlamak mümkündür. Bizler yalan haber salgınıyla da karşı karşıya geldik. Dünya Sağlık Örgütü, infodemi kelimesi ile pandemi kadar mücadele edilmesi gerektiğini ortaya çıkarmış oldu. Bununda özellikle altını çizdi. Bizlerde ülkemizde hastalığın tedavisi, etkileri pek çok şeyle ilgili yüzlerce yalan haberle yani infodemiyle karşılaştık. Gerçekten toplum psikolojisinin bir anda nasıl alt üst olabildiğini, bilinmeyen bir ortamda karşılaşılan yeni bir şeyle insanların nasıl pekçok şeye hemen inanabildiklerini hepimiz görmüş olduk. Basının özenli çalışıp, hassasiyet sahibi olması, toplumun psikolojisini doğru yönetmekte, kamuya, kamu otoritelerine, o dönemde Sağlık Bakanlığına o dönemde ne kadar katkı sağladığnı ya da işini zorlaştırdığını müşahede ettik.”
“TRAVMATİK DÖNEMLERDE DOĞRU BİLGİLENDİRME ÖNEMLİ”
Kriz dönemi ve travmatik dönemlerde doğru haberciliğe herkesin çok fazla ihtiyacı olduğuna dikkat çeken Yiğitbaşı sözlerine şöyle devam etti: “Şu an elbette günlük rutin haber akışı var. Herkesçe takip edilen haber bültenleri ya da sosyal medya, interten üzerinden günlük haberleri takip ediyoruz. Ancak pandemi ya da deprem, savaş dönemleri gibi travmatik dönemlerde basının doğru bilgilendirmesine, aydınlatmasına çok daha fazla ihtiyacımız oluyor. Herkesin hatırlayabileceği bir örnek vermek istiyorum. ‘Ayça’nın ağabeyi’ mevzusu var. Sosyal medya da ‘Ayça’nın ağabeyi anlatıyor’ diye İstanbul depremi hakkında çok fazla ses kayıtları dönmüştü. İstanbul depremi ile ilgili toplumsal, psikolojik bir hareketlilik sağlanmak istenilen dönemlerde kullandığımız whatsapp üzerinden ‘fake’ diyebileceğimiz ses kayıtları yayınlandı ve ‘Ayça’nın ağabeyinin bildirdiğine göre şu kadar kilometrelik bir fay hattı var.’ denilmekteydi. Normalde bunu hiç kimse bilemez ve bildiremezken böyle bir teknoloji yokken Ayça’nın ağabeyinin depremle ilgili bir saat verdiğine şahit olduk. Whatsapp gruplarında çok fazla mesajlarla neden olurken insanlar evlerde bulunmaktan korkar hale geldiler. Yine Covid-19 pandemi döneminde doğru olmayan mesajların ‘Şu hastanede tanıdığım biri var. Bir hastanedeki hemşireden aldığım bilgiye göre şunu verseniz hastalıktan koruyormuş.’ gibi farklı ses kayıtlarının dolaştığını görüyorduk.”
“BAŞINA İŞ GELEN ÇOCUKLARIN HABERLERİ İNCİTİLMEDEN YAPILMALI”
“Aslen hayatın içerisinde olan doğru bilgi edinme, habere erişme hakkının travmatik dönemlerde, bilinmezliklerle dolu olan dönemlerde ne kadar kıymetli olduğunu birkez daha müşahede etmiş oluyoruz.” diyen Yiğitbaşı, “Bu anlamda Basın Ahlak Esasları öneminin mutlaka hepimizce öneminin vurgulanması gerektiğini düşünüyorum. 2020 yılında bilindiği üzere İzmir’de bir deprem yaşanmıştı. Orada da önemli örnekler gördük. Deprem enkazından kurtulan çocuklara kamera uzatma, enkazdan çıkan çocuğun köfte ekmek istemesini ajitasyonla habere taşıma olabilir. Aile albümlerinin deprem enkazından çıkartılıp orada özel hayatın aslında insanların istemeyecekleri şekilde, hayatını kaybedenlerin özel albümlerine zoom yapılarak bir şekil habercilik yapıldığını görüyoruz. Elbette insanların doğru bilgiye ihtiyacı var. Bir depremden sağ kurtulanların mutluluğu yaşanmak istenilir. Ancak hayatını kaybeden insanların aile albümlerine zoom yapmak acaba ne kadar doğrudur? Onların mahremiyetini bu haberleri yaparken ne kadar koruyabiliyoruz? Enkaz altından çıkarılan çocuk görüntüleriyle vefat eden annesinin görüntüleri acaba ertesi gün ya da o an kanlı şekilde yayınlanması o çocuğu ne kadar etkileyecek? Çocukları gerçekten incitmeden, örselemeden özellikle travmatik dönemlerde başına bir iş gelmiş çocuklarımızı haber yapma konusunda ben bir kez daha özel olarak o alanda daha çok çalıştığım için basın mensuplarından rica ediyorum. Basın mensuplarından bu noktada daha fazla hasassiyet talep etmek istiyorum. Kamu yararı olan her haberde mutlaka çocuklar ve gençler haber öznesi olarak kullanılabilir. Bunuda her zaman için çocuğun yararına daha ön planda tutmalıyız hatırlatmasını yapmak istiyorum.” dedi.
“AFYON MEDYASI ÇALIŞMALARIMIZA DESTEK VERİYOR”
Afyonkarahisar yerel basının tüm çalışmalarda kendilerine destek olduğunu göreve başladıktan kısa süre sonra gördüğünü belirten Yiğitbaşı, “Özellikle şehrimizin bir marka olmasında, Türkiye ve dünya da önemli bir marka haline gelmesinde ve bu vesile ile dile getirmek istiyorum. Bu anlamda Afyonkarahisar yerel medyasına yanımızda olup destek verdiğiniz için teşekkür ediyorum. Türkiye’de medyanın darbelere zemin hazırladığı dönemler oldu. Ancak yakın zamanda yaşadığımız 15 Temmuz darbe kalkışması gibi dönemlerde de vatandaşın durumdan haberdar olması ve hep birlikte beraberce bu duruma tepki koyabilmesi için sokaklarda bir direniş başlatması yine aynı şekilde medya öncülük etti. Bu anlamda gerçekten medya gücü ve etkisinin aslında doğru şekilde birlik ve beraberlik içerisinde kullanıldığında ne derece güçlü ve önemli olduğunu tekrar vurgulamış olalım. Şehrimizle ilgili basın mensuplarımızın her türlü öneri ve fikirlerine açık olduğumuzu bir kez daha ifade etmek istiyorum. Şehrimizin değerlerini, dinamiklerini, milli-manevi duyguların ne kadar önemli olduğunu bilerek gösterdikleri hassas çalışmalardan dolayı basın mensuplarımıza teşekkür ediyorum.” diye konuştu. >> Burcu AYDIN’ın Haberi

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti