Bunu Bir Kenara 'Yaz'ın… Duygusal Yükü Omuzlamayın…
Afyonkarahisar Pedagoji Merkezi'nden Doktor Pedagog Emrah Şenbabaoğlu, yaz mevsiminde motivasyon düşüklüğü yaşanması ihtimalini gündeme getirdi
Afyonkarahisar Pedagoji Merkezi’nden Doktor Pedagog Emrah Şenbabaoğlu, yaz mevsiminin neşeli bir dönem olarak görünse de insanların hayatlarının yaz güneşi kadar parlak olamayacağını hatırlattı. Şenbabaoğlu, “Özellikle havaların ısınmaya başladığı ilk günlerde hiçbir şey yapmak istemiyorum, yorgun hissediyorum, odaklanamıyorum gibi ifadeleri daha sık duyabiliriz. Bunun yanında ruh halinde dalgalanmalar, enerji kayıpları, uyku düzeninde bozulmalar, sosyal izolasyon ve verimliliğin düşmesi gibi belirtiler de baş gösterebilir. Tüm bunların arkasında yalnızca tembellik değil aslında daha derin psikolojik, fizyolojik ve çevresel etkenler söz konusu olabilir. Yaz mevsiminde yaşanan motivasyon düşüklüğü, literatürde mevsimsel duygu durum bozukluğu Yani Seasonal Affective Disorder (SAD) başlığı altında inceleniyor. SAD, genellikle sonbahar-kış aylarında görülse de yaz aylarında da ortaya çıkabilen bir tür depresyon çeşidi. Yaz depresyonu yaşayan bireylerde, özellikle sıcak havalarla birlikte duygusal çöküntü, huzursuzluk, uykusuzluk, iştah kaybı, isteksizlik ve genel bir keyifsizlik hali görülebilir. Bazı kişiler bu durumu sadece bir "tembellik” olarak tanımlayıp geçiştirse de bu belirtiler uzun süreli ve tekrarlayıcı hale geldiğinde dikkatle ele alınması ve bir uzmanla görüşülmesi gerekir” dedi.
“YAVAŞLAMA, YETERSİZLİK DUYGUSUNA DÖNÜŞEBİLİR”
Şenbabaoğlu, açıklamasına şöyle devam etti:
“Bu dönemsel değişikliklerin nedenlerini incelediğimizde, birden çok faktörün birlikte etkili olduğunu görüyoruz. Öncelikle, artan sıcaklık ve nem oranı vücudun fizyolojik dengesini etkileyerek bireyde enerji düşüklüğüne ve tahammülsüzlüğe neden olabiliyor. Özellikle Afyon gibi yaz aylarında kurak ve sıcak havanın etkili olduğu bölgelerde, bu durum daha yoğun hissedilebiliyor. Sıcaklık artışı sadece fiziksel değil, zihinsel yorgunluğu da beraberinde getiriyor. Yüksek sıcaklıklar, uzun günler ve bunun yanında gelen sosyal baskılar bazı kişilerde stres düzeyini artırarak depresif bir ruh haline zemin hazırlıyor. Bunlara ek olarak sıcak havalarda geceleri kaliteli uyku uyuyamayan bireyler, gündüz saatlerinde motivasyon kaybı, dikkat dağınıklığı ve halsizlik yaşayabilirler. Bununla birlikte, yaz mevsiminde günlük rutinlerin bozulması ve yaşam temposunun esnemesi, bireylerin odaklanmasını zorlaştırır. Bu durum, özellikle iş hayatında yoğun tempoda çalışan bireylerde motivasyon ve performans düşüşüne sebep olabilir. Her zamanki kadar üretken olamamak, işleri ertelemek ya da karar vermekte zorlanmak gibi durumlar, yaz aylarında sıklıkla karşılaşılan doğal tepkilerdir. Ancak bu yavaşlama, birey tarafından suçluluk ya da yetersizlik duygularına dönüşebilir.”
SOSYAL MEDYA BASKISINA DİKKAT
Yaz mevsiminin gelmesi ile birlikte kişilerin bedenleri üzerinde de olumsuz etki bırakan gelişmeler yaşandığına dikkat çeken Şenbabaoğlu, “Bu sürecin üzerine, sosyal medya üzerinden sürekli karşılaşılan tatil fotoğrafları, dışarıda yapılan aktiviteler ve hayattan keyif alan mutlu insanlar eklendiğinde, bireyde farkında olmadan gelişen bir kıyaslama mekanizması devreye girer. Özellikle yaz mevsimi yaklaşırken sosyal medyada artan "fit olma, detoks ve yaza formda gir söylemleri, kişilerin beden algılarını zedeleyebilir. Bu mesajlar, gerçekçi olmayan güzellik algıları adeta bir zorunluluk gibi sunarak birçok bireyde fiziksel görünümüne dair memnuniyetsizlik yaratır. Kendi bedenini bu kalıplara uyduramayan bireylerde zamanla özgüven kaybı, utanç duygusu ve depresif düşünceler gelişebilir. Tatil yapamayan ya da çalışmak zorunda olan bireyler ise, bu paylaşımlar karşısında ‘benim hayatım neden böyle değil?’ sorusunu kendine sormaya başlar ve zamanla kıyaslamalar daha da derinleşerek mutsuzluk, yetersizlik ve değersizlik duygularını besler” dedi.
“BUGÜN KENDİM İÇİN NE YAPTIM?”
Doktor Pedagog Emrah Şenbabaoğlu, açıklamasını şu vurgularla bitirdi:
“İşte tüm bu faktörler birleştiğinde, yaz aylarında ortaya çıkan tembellik hissi, aslında birçok yönü olan psikolojik bir yıpranmışlıkla, bir tür mevsimsel tükenmişlikle açıklanabilir. Gerçek şu ki, insan bedeni ve zihni her mevsimde aynı verimle aynı performansla çalışmak zorunda değildir. Yazın getirdiği bu doğallığı kabullenmek, performans düşüşünü kişisel bir başarısızlık gibi görmek yerine, dönemin geçici etkisi olarak değerlendirmek çok daha sağlıklı olacaktır. Ki bazen bedenimizin ve zihnimizin bir süreliğine yavaşlamaya ihtiyacı vardır. Bu bir bozulma değil, doğal bir yenilenme süreci olabilir. Bu süreci daha sağlıklı yönetebilmek için bireylerin uygulayabileceği bazı yöntemler vardır. Öncelikle, yaz aylarında dahi olsa belirli bir günlük rutin oluşturmak, düzenin korunmasına katkı sağlar. Sabahları erken kalkmak, hafif egzersizlerle güne başlamak ve gün içerisinde yapılacak işleri küçük hedeflere bölmek, motivasyonu artırabilir. Aynı şekilde, açık havada yürüyüş yapmak, gün ışığından yeterince faydalanmak, serin ortamlarda kaliteli uyku uyumak da yaz depresyonunun etkilerini azaltan önemli etkenler arasındadır. Bununla birlikte sosyal medyada geçirilen sürenin sınırlandırılması, gerçekçi olmayan beklentilerden uzak durulmasını sağlayabilir.
Unutulmamalıdır ki her görüntü, her hikâye, her paylaşım gerçeği yansıtmaz. Bu nedenle ‘başkaları yapıyor, ben neden yapamıyorum?’ ‘Başkaları mutlu ben neden değilim?’ düşünceleri yerine ‘Ben bugün kendim için ne yaptım?’ sorusu çok daha sağlıklı bir içsel telkin olacaktır. Eğer bu belirtiler uzun süredir devam ediyorsa, kişinin kendini toparlaması giderek zorlaşıyorsa ve günlük yaşamını etkiler hale geldiyse, mutlaka bir ruh sağlığı uzmanına başvurulması gerekir. Çünkü her duygu gibi bu da geçicidir; ancak destek alınmadığında kalıcı problemlere yol açabilir. ‘Yaz geldi, her şey harika olmalı’ beklentisinin arkasında, bazen görünmeyen bir duygusal yük taşınıyor olabilir. Bu yükü fark etmek, anlamak ve hafifletmek ise bizim elimizde. Yaz gelip geçer ama ihmal edilen duygular, bir sonraki mevsime taşınabilir. Bu yaz, güneş sadece havayı değil içimizi de ısıtsın; herkes için sağlıklı ve huzurlu bir mevsim olsun…”
Bakmadan Geçme





