'Çölyak Sıkça Rastlanan Genetik Hastalık'
Afyonkarahisar İl Sağlık Müdürü Uzman Dr. Serhat Korkmaz, çölyak hastalığının yaşam boyu süren gıda alerjisi olarak günümüzde en sık rastlanan genetik hastalığı olduğunu belirtti. Afyonkarahisar İl Sağlık Müdürü Uzman Dr. Serhat Korkmaz, 9 Mayıs Dünya Çölyak Günü akabinde açıklama yaptı.
“YAŞAM BOYU SÜREN GIDA ALERJİSİDİR”
Halk arasında ki yaygın ismiyle Çölyak ya da Gluten Enteropatisi hastalığını tanımlayan Müdür Korkmaz, “Çölyak, bağırsaklardaki sindirimi sağlayan villus tüysü oluşumlar denilen yapıların bozulmasına sebep olan ve dolayısıyla da yiyeceklerdeki besinin emilmesini engelleyen ve ince bağırsakta hasarlar oluşturan bir alerjik sindirim sistemi hastalığıdır. Bu hasara buğday, arpa, çavdar, yulaf gibi tahılların içerisinde bulunan guluten isimli bir protein neden olmaktadır. Çölyak hastalığı genetik bir hastalıktır.
Çölyak hastalığı yaşam boyu süren gıda alerjisidir. Günümüzde insanoğlunun en sık rastlanan genetik hastalığı olarak kabul edilmektedir. Çölyak hastalığının tek tedavisi ömür boyu buğday, arpa, çavdar, yulaf tahılları ve bunlardan üretilen besinlerde bulunan glutenden uzak sıkı bir diyettir. Ülkemizde Çölyak hastalığı görülme sıklığı yüzde 1 ile binde 3 arasında değişmektedir.” ifadelerine yer verdi.
“ÇÖLYAK TEDAVESİNDE TÜKETİLECEK GIDALAR BELLİ”
Çölyak hastaları için güvenli yiyecekleri sıralayan Müdür Korkmaz, “Tüm sebzeler, tüm meyveler, tüm bakliyatlar, tüm katkısız katı ve sıvı yağlar, yumurta, bal, reçel, basit toz şeker, zeytin, et, balık, tavuk, bu ürünler katkılı olmadıkları gibi daha önce unla kızartılmış bir yağda kızartılıp işleme tabi tutulmamalıdır. Una batırılmamış konserve çeşitleri, mısır, pirinç, patatesin hem kendileri hem de unları besin hazırlamada kullanılabilir. Ayrıca kestane unu, nohut unu, soya unu, üzüm çekirdeği unu da kullanılabilir.
Evde çekilmiş güvenli baharatlar. Çölyak hastalığında diyet tedavisinde tüketilmemesi gereken besinler: Buğday, arpa, çavdar ve yulaf katkılı her türlü ürün. (un, bulgur, bulgur pilavı, irmik, makarna, şehriye, kuskus, ekmek, kek, pasta, kurabiye, bisküvi, börek, çörek, gofret, simit, kraker, dondurma külahı, unlu tatlılar, gluten içeren hazır salça, ketçap, un ilave edilen çorbalar, soslar, tarhana, yarma gibi. Galeta ununa, una batırılarak kızartılmış tavuk balık gibi et ürünleri.
Malt kullanılan içecekler, bira votka cin v.b. Guten içeren hazır çorbalar, köfte, pane harçları gibi hazır çeşniler. Sirke, çikolata, puding, sakız, ketçap, mayonez, dondurma gibi gıdaların bazılarında gluten bulunabilmektedir. Bunlar yenilmeden önce muhakkak ürün hakkında bilgi edinilmelidir. Tuzlu, soslu kuruyemişler, glutenle yapıştırıldığı için yasaktır. Ancak bunların glutenle işlem görmemiş hali, gluten içermeyen kuruyemişler serbesttir.” dedi.
“DOĞAL GIDALARA ÖNEM VERİLMELİ”
Glutensiz diyette ayrıca dikkat edilecekleri dile getiren Müdür Korkmaz, sözlerini şöyle tamamladı: “Doğal gıdalara önem verilmeli. Süt-et-balık-yumurta-sebze-kuru baklagil-pirinç-mısır-patates gibi. Okul ve dışarıda yemek yerken dikkatli seçimler yapılmalı. Buğday unu karışık mısır unu, pirinç ununa dikkat edilmeli. Etiketsiz gıda tüketiminde çok dikkatli olunmalı.
İlaçlar, kozmetik ürünleri, şampuan, kremler vb. gluten içerikleri yönünden dikkatli kullanılmalı. Pişirme ve hazırlık aşamasında güvenli gıdaların glutenli gıdalarla bulaş olmamasına dikkat edilmeli. Tedavi için başvurulacak merkezler; Üniversite Hastaneleri Endokrinoloji, Gastroentroloji ve Metabolizma anabilim dallarıdır.”