• Haberler
  • Genel
  • 'Ekonomik Bağımsızlık Olmadan Siyasi Bağımsızlık Olmaz'

'Ekonomik Bağımsızlık Olmadan Siyasi Bağımsızlık Olmaz'

Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Eğitim Fakültesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Bölüm Başkanlığı, Kocatepe-Büyük Taarruz Uygulama ve Araştırma Merkezi ile Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Uygulama ve Araştırma Merkezi iş birliğinde 'Yeni Bir Mücadele Modern Türkiye'nin İnşası ve Atatürk' konulu konferans düzenlendi.

Abdullah Kaptan Konferans Salonunda düzenlenen konferansı öncesinde; Türk Tarih Kurumunun “Milletin Azmi” başlıklı belgesel gösterimi gerçekleştirildi. “Yeni Bir Mücadele; Modern Türkiye’nin İnşası ve Atatürk” başlıklı konferansta;  Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdür Yardımcısı Öğr. Gör. Gülden Yürektürk, modern Türkiye’nin inşasını hukuk, eğitim, ekonomi ve toplumsal konularda yaşanan değişimlerle değerlendirdi. Cumhuriyet’in en önemli adımlarından birinin, hukukun üstünlüğünü egemen kılmak olduğunu söyleyen Yürektürk, konuşmasına şöyle devam etti:

“1926’da yürürlüğe giren Türk Medeni Kanunu ile asırlardır süren eşitsizliklerin önüne geçilecektir. Eşit yurttaşlık kavramı ortaya çıkmış, Türk kadını aile kurumunda erkekle eşit haklara sahip olmuştur. Mustafa Kemal, ‘Bir sosyal topluluk, bir millet, erkek ve kadın denilen iki tür insandan oluşur. Kabil midir ki, kitlenin bir parçasını geliştirirken diğerini göz ardı edelim de kitlenin bütünü ilerleyebilmiş olsun, mümkün müdür ki bir camianın yarısı topraklara zincirle bağlı kaldıkça diğer kısmı göklere yükselebilsin’ şeklinde ifade ediyor. Türk kadını siyasi haklarını elde ediyor. 1930’da belediye seçimlerinde, 1933’te muhtarlık seçimlerinde ve nihayet 1934’te milletvekili seçimlerinde kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanındı.”

'Ekonomik Bağımsızlık Olmadan Siyasi Bağımsızlık Olmaz'

Kadını hukuk ile görünür kılan Cumhuriyet’in yasaları, toplumun tümünü kapsayacak şekilde ele aldığını ifade eden Yürektürk, “Kıyafetten takvime, ölçü sisteminden soyadına kadar atılan adımlar ‘görünüşü değiştirmek’ için değil; insanı çağdaş dünyanın ritmine dahil etmek içindi. 1925 yılında çıkarılan Şapka Kanunu ile birlikte kıyafet, modern toplum kimliğinin simgesi haline geldi. Tekke, zaviye ve türbelerin kapatılması kararı ise devlet-toplum ilişkisini rasyonel zemine oturttu. 1934’teki Soyadı Kanunu, sınıfsal etiketleri ortadan kaldırdı. Takvim, saat ve ölçü sistemleri dünya uygarlığıyla uyumlu hale getirildi. Türk milleti artık zamanı, mesafeyi, ağırlığı dünyayla aynı ölçüde tanımlıyordu” dedi.

Ortak bir milli bilinç ve bilimsel düşüncenin üretilmesi için eğitim alanında da değişiklikler yapıldığını kaydeden Yürektürk,  “Eğitim, bir devletin kendini devam ettirecek nesilleri yetiştirmesinde en önemli araçtır. Bu sebeple milli olmalı, birlik ve beraberlik duygusunu aşılamalıdır. Ayrıca çağın gereklerine ve toplumun ihtiyaçlarına yanıt verebilmeli, bilimsel temele dayanmalıdır. Okullar kız-erkek tüm çocukların aynı surette eşit olarak yararlanabilmeleri için ülkenin en uzak köşelerine kadar ulaştırılmalıdır. 1924’te çıkarılan Tevhid-i Tedrisat Kanunu, ülkenin dört bir yanındaki dağınık eğitim sistemi birleştirildi. 1928 yılında Harf İnkılabı, bilgiye ulaşmanın önündeki duvarları yıktı. Millet Mektepleri açıldı” diye konuştu.

Ekonomi alanında da yapılan düzenlemelerden bahseden Yürektürk, “Atatürk biliyordu ki ekonomik bağımsızlık olmadan siyasi bağımsızlık da kalıcı olamaz. Bu yüzden cumhuriyetin ilanından aylar önce İzmir İktisat Kongresi düzenlemiş ve ikinci cephe açılmıştı. Bu kongre ile ‘milli iktisat politikası’ benimsenmiş; ulusal sermayenin ve ulusal üretim gücünün korunup büyütüldüğü bir ekonomik model ortaya konmuştu. Milli iktisat politikası, ekonomide ana ekseni oluşturuyordu. Artık savaş meydanında değil, üretim alanında mücadele verilecekti” ifadelerini kullandı.

Konferans, soru cevap bölümün ardından sona erdi.

Kocatepe Gazetesi - Bizi Sosyal Medyada Takip Edin!

Bakmadan Geçme