- Haberler
- Hayatın İçinden
- Fatih Sultan Mehmed'in 'Mimarı' Akşemseddin
Fatih Sultan Mehmed'in 'Mimarı' Akşemseddin
Asıl adıyla Şemseddin Muhammed b. Hamza olan Akşemseddin, hepimizin bildiği üzere Fatih'in Hocası ve aynı zamanda Kostantiniepolis'in zaferinde büyük rol oynamıştır.
Dedemiz Fatih’in Kostantiniepolis’in Fethini büyük mühendislik harikaları, hayranlık bırakan zekası ve şanlı Osmanlı ordusuyla gerçekleştirdiğini hepimiz biliyoruz. Peki Manevi gücü sağlayan Akşemseddin'den niye çok söz etmiyoruz?
Gelelim Akşemseddin kim? Akşemseddin 1390(h. 792) yılında Şam da dünyaya geldi. Soyu, Avârifü’l-ma’ârif eserinin sahibi mutasavvıf Şeyh Şehâbeddin Sühreverdî’ye dayanan Akşemseddin, baba tarafından da Hz. Ebû Bekir efendimizin soyundan gelmektedir.
Küçük yaşlara ailesiyle Anadolu topraklarına göç eden Akşemseddin, ailesiyle Amasya’nın Kavak ilçesine yerleşti. Kısa süre sonra dini eğitimine başlayan Akşemseddin kolay bir şekilde Kur’an’ı ezberledi. Bu süreçler onu kısa sürede Osmancık Medresesi’ne taşıdı. Burada müderrislik yaptığı sürede tıp ilmine vakıf olma şansı yakaladı.
TASAVVUF’A DEVAM EDECEK
Osmancık Medresesi’nde ‘’ilm-i bâtın’’ a ilgi duymaya başladı. Bu nedenle 25’li yaşlarında bir mürşid arayışıyla Fars ve Mâverâünnehir’e doğru gitti. Ama bu seyahatte amacına ulaşamadan Anadolu’ya dönmek zorunda kaldı. Hacı Bayrâm-ı Velî’ye biat etmeyi düşünen Akşemseddin, önce Halep de ki Zeynüddin el- Hâfi’ye biat etti. Ama Bir gün rüyasında boynunda ki zincirin ucunda Hacı Bayram olduğunu görünce Ankara’da Hacı Bayrama biat etti.
Tasavvuf’a büyük yatkınlığı ve becerisi ile kısa sürede takdir kazandı ve hilafet aldı.
GÖÇEBE BİR DERİNLİK
Akşemseddin, maneviyatını derinleştirdikten sonra şeyhinin yanından ayrıldı ve Beypazarına yerleşti. Burada da bir mescid ve bir değirmen inşaa ettirdi. Yalnız beklemediği derecede halkın yoğun ilgisine maruz kaldı bundan dolayı Kösedağa doğru yola çıktı. Orda da benzer bir ilgiyle karşılaşınca yola yine yola koyuldu ve Göynük’e yerleşti. Burada işler istediği gibi gidiyor olunca burada da bir mescid ve bir değirmen inşaa ettirdi. Sonrasında da çocuklarının ve dervişlerinini eğitimiyle burada ilgilenmeye başladı ve buradayken Hac Vazifesinide yerine getirdi.
Bir süre sonra Hacı Bayram-î Velî’nin vefat (1429-30) haberinin üzerine irşad makamına geçti ve Tasavvuf’unu Göynük merkezli sürdürdü.
FATİH’İN MİMARI
2. Murad’ın dikkatini çeken Akşemseddin onun yanında yer almaya başladı ve bu vesile ile ileride Fatih ünvanını alacak Şehzade Mehmed ile tanıştı. Mehmedin İstanbul’un fetih hayalinde ona yol gösterdi, ve yoluna ışık tuttu. Sultan Mehmed zorlandıkça Akşemseddinden gelen mektuplarla kendine teselli bulmuş. Mehmed’in azmine büyük destek oldu.
