• Haberler
  • Genel
  • Gazze Gerçeği: Ayrılırken Sadece Evin Anahtarını Alabildik

Gazze Gerçeği: Ayrılırken Sadece Evin Anahtarını Alabildik

Afyonkarahisar Sağlık Bilimleri Üniversitesi (AFSÜ) 2025-2026 akademik yılı açılış dersinde, İsrail'in Gazze'de sürdürdüğü soykırımı, Filistinli öğretim üyemiz, AFSÜ Tıp Fakültesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Ana Bilim Dalından Doç. Dr. Usame Rakip anlattı.

Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından, Gazze’de yaşanan insan hakları ihlallerine dikkat çekilmesi amacıyla Afyonkaranisar Sağlık Bilimleri Üniversitesi’nde bir etkinlik düzenlendi. İsrail’in, 7 Ekim 2023’teki Aksa Tufanı’nın ardından Gazze’de başlattığı şiddet, soykırım ve işgal planının yıl dönümündeki etkinlikte, Gazze doğumlu Doç. Dr. Usame Rakip, hem bilgi ağırlıklı hem de duygusal bir sunum gerçekleştirdi.

Gazze Gerçeği: Ayrılırken Sadece Evin Anahtarını Alabildik

Mavi Salondaki etkinliğe Rektör Prof. Dr. Adem Aslan, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Ümit Dündar, Prof. Dr. İbrahim Keleş ve Prof. Dr. Ahmet Ali Tuncer, Afyonkarahisar İl Müftüsü Lütfü İmamoğlu, birim amirleri, akademik ve idari personeli ile çok sayıda öğrenci katıldı.

AFSÜ Rektörü Prof. Dr. Adem Aslan, yaptığı selamlama konuşmasında, Filistin’de yaşanan içler acısı durumun insani boyutuna vurgu yapmak istedikleri etkinliğin tüm katılımcılarına, duyarlılıkları için teşekkür etti.

İnsanlara, diğer canlılardan farklı olarak yöneticilik vasfı ve karar verme yeteneği verildiğini belirten Prof. Dr. Aslan, bu yeteneğin iyi kullanıldığı takdirde dünyada iyiliğin hâkim olacağını, kötüye kullanılmasının en yakın örneğininse Filistin’de yaşanan olaylar olduğunu söyledi.

Gazze Gerçeği: Ayrılırken Sadece Evin Anahtarını Alabildik

Beyindeki ‘frontal lob’ (ön beyin) bölgesinin iyi ile kötüyü ayırt etmemizi sağladığına dikkat çeken Prof. Dr. Aslan, frontal lob doğru şekilde kullanıldığında iyi bir insan olunacağını; kullanılmadığındaysa hayvanlardan bile aşağı hâle gelinebileceğini belirterek, “Dünyada tarih boyunca yaşanan olaylar dikkate alındığında birçok insanın ve günümüzde İsrail’i yönetenlerin frontal lobunu kullanmadığını görüyoruz.” dedi.

Gazze Gerçeği: Ayrılırken Sadece Evin Anahtarını Alabildik

Dinimizde bir insanın gönlünü kırmanın, Kâbe’yi yıkmaktan daha kötü kabul edildiğini hatırlatarak, dini, dili, ırkı, rengi ne olursa olsun, herkesin insan olduğunu unutmamamız gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Aslan, “Bugün dünyada yaklaşık bir buçuk milyar Müslüman var. Bu Müslümanlar İslam ümmeti; geriye kalan insanlar da ümmet-i da’vet, yani Peygamber Efendimiz’in davetine muhatap insanlar topluluğudur. Frontal lobunu kullananlar davete icabet eder, kullanmayanlar etmez. İyi ki cennet ve cehennem var. Frontal lobunu kullananlar cennet, kullanmayanlar için cehennem hazırda duruyor.” diye konuştu.

AFSÜ Öğretim Üyesi Doç. Dr. Usame Rakip’in ailesinin Gazze’de birçok şehit verdiğini ve hâlen orada yaşadıklarını vurgulayan Prof. Dr. Aslan, dersi vermeyi kabul ettiği için Doç. Dr. Rakip’e teşekkür ederek sözlerini tamamladı.

Gazze Gerçeği: Ayrılırken Sadece Evin Anahtarını Alabildik
Doç. Dr. Usame Rakip sunumunda, Filistin’deki insanlık dramını tarihsel olarak ele aldı. Katılımcıların, yalnızca bir coğrafyanın kaderini değil, insanlığın vicdanını konuşmak için toplandığını söyleyen Doç. Dr. Rakip, Filistinlilerin dramının, 1948 yılındaki Nekbe (Büyük Felaket) ile başladığını söyledi. Babası henüz beş yaşındayken ecdadının Yafa’dan, bugünkü adıyla Tel Aviv’den Ürdün’e ve Gazze’ye göç ettirildiğini söyleyen Doç. Dr. Rakip, “Ailem memleketimizden ayrılırken yanına sadece evlerinin anahtarını alabildi.” dedi.

O anahtarın aradan geçen yetmiş yedi yıla rağmen sadece bir metal parçası değil, Filistin halkının geri dönüş haklarının ve gasp edilen vatanlarının vicdani sembolü olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Rakip, 7 Ekim 2023’te Gazze’de hız kazanan soykırımın dönümünde, Filistinlilerin acılarını anlamak için geçmişi anlamamız gerektiğini söyledi.

Filistin Meselesinin temellerinin, 1800’lü yılların ortasından itibaren Siyonistlerin, Arz’ı Mev’ud yani “Vaat Edilmiş Topraklar” üzerinde devlet kurma hayaliyle başladığını ifade eden Doç. Dr. Rakip 1897-1898’de Theodor Herzl liderliğinde İsviçre’de toplanan 1. Siyonist Kongresi’nin bu planın dönüm noktası olduğunu dile getirdi. Herzl’in o dönemde Sultan II. Abdülhamid Han’a Filistin topraklarını satın almak için çok yüksek miktarda para ve altın teklif ettiğini söyleyen Doç. Dr. Rakip, Sultan II. Abdülhamid Han’ın bu aşağılık teklife verdiği tokat niteliğindeki cevabı da katılımcılarla paylaştı.

Birleşmiş Milletler’in 1947’de aldığı karar ile Filistin topraklarının Filistin ve İsrail arasında taksim edildiği ve bu durumun Nekbe’ye yol açtığını dile getiren Doç. Dr. Rakip, Filistin topraklarının %79’unun Yahudilerin kontrolüne geçtiğini ve 6 Gün Savaşı (1967) yani Naksa ile de tüm Filistin’in işgalinin başladığını belirtti.

Filistin halkının hiçbir zaman boyun eğmediğini vurgulayan Doç. Dr. Rakip, direnişin en güçlü dönemleri olan Birinci ve İkinci İntifada ile Filistin’in sembol isimlerinden Muhammed El Durra’nın şehadetine de değindi.

İsrail Parlamentosu tarafından Kudüs’ün, İsrail’in başkenti olarak 1980’de ilan edildiğini, 2017’de ABD Büyükelçiliğinin Kudüs’e taşıdığını hatırlatan Doç. Dr. Rakip, 2006 yılında Hamas’ın seçimi kazanmasıyla başlayan ve halen devam eden ablukanın, Gazze’yi 18 yıldan uzun bir süredir büyük bir açık hava hapishanesine çevirdiğini söyledi. Sivil giriş-çıkışlarının, gıda ve ilaç girişlerinin tamamen İsrail’in kontrolü altında olduğunu belirten Doç. Dr. Rakip, Gazze halkının sadece yardımlarla yaşayabilen ve muhtaç bir duruma itildiğini kaydetti.

Filistin topraklarında 7 Ekim 2023 sonrası hızlanan işgal ve yıkım sürecinin, Gazze’nin mevcut felaketinin yeni bir aşaması ve tüm dünyanın gözü önünde işlenen vahşetin açık bir kanıtı olduğunu dile getiren Doç. Dr. Rakip, “Gazze’de yaşananlar savaş değil, bir soykırımdır.” dedi.

Bir halkın nesiller boyu süren felaketinin, ablukanın ve sistematik soykırım niyetinin doruk noktasının görüldüğü Gazze’nin, dünyanın gözü önünde, canlı yayında işlenen bir insanlık suçuna sahne olduğunu ifade eden Doç. Dr. Rakip, Filistin meselesinin dile, dine, ırka değil insanlık vicdanına bağlı olduğunu belirtti.

Tarihin bu felaket karşısında ne yaptığımızı değil, ne yapmadığımızı asla unutmayacağını söyleyen Doç. Dr. Rakip, adalet ve insanlık için sesimizi yükseltmemiz gerektiğini ifade ederek sözlerini noktaladı.

Duygusal anlar yaşanan dersin sonunda, bütün katılımcılar Doç. Dr. Rakip’i ayakta alkışladı.

Kocatepe Gazetesi - Bizi Sosyal Medyada Takip Edin!

Bakmadan Geçme