Nöbetçi Eczaneler
Yarım Elma Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği 1 Şubat 2019 tarihinde yapılan olağan seçimli genel kurul toplantısında yeniden seçilerek ikinci dönemi için güven tazeleyen Dernek Başkanı Erol Öztürk dernek çalışmalarını anlattı.
Burcu Aydın: Yarım Elma Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneğine ikinci dönem Başkan seçildiniz. Süreç nasıl işliyor?
Erol Öztürk: Kongremizi yaptık, bu benim ikinci dönemim. Dernek yönetiminde görev almam geçtiğimiz döneme nasip olmuştu. Çok başarılı bir dönem geçirdiğimizi söyleyebilirim. Bu dönemde de yönetim kurulu üyelerimizden bir arkadaşımızı Başkan yapmak için çok uğraştım ama onların ısrarları sonucu Başkanlık görevini yenilemek zorunda kaldık. İnşallah başarılı çalışmalarımız sürecek. Allah utandırmasın.
Burcu Aydın: Yarım Elma Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği yönetim kurulu üyeliklerinde bir değişiklik oldu mu?
Erol Öztürk: Yönetim Kurulu Başkanı Yardımcım Sanayici Melih Yurter oldu. Benim gibi dernek kuruluşunda emeği olan isimlerden biridir. Kendisinden Allah razı olsun. Yönetim kurulu üyeliklerinde Mehmet Gürel ağabeyimiz var. Galip Kahraman var ve her zaman bu derneğin kurulmasında katkısı olan İbrahim Alimoğlu bulunuyor. Yönetim kurulumuz bu isimlerden ibaret. Eski yönetim kurulu üyelerimizden Hakkı Oruç ve Bekir Şapçı ağabeyimiz yorulduklarını beyan ettikleri için yerlerine Mehmet Gürel ve Galip Kahraman geldi.
Burcu Aydın: Hafızaları tazelersek derneğin bugüne kadar kuruluş felsefesi yıllara sari gelişim ve değişim süreci geçirdi mi?
Erol Öztürk: Bu dernek sıkıntılar sonucu tecrübelerle doğdu. Ben o dönem Afyonkarahisar Belediyesi’nde Koordinatörken Belediyemiz’de bir yardım birimi vardı. Adı Çare idi. 2004 yılında Çaresizlere çare olmak için kurulmuştu. Ben o birimin de başındaydım. Belediye olarak fakir fukara aileleri tespit ederek yardımlar götürüyorduk. Fakat bu işin sivil toplum eliyle yapılmasının daha uygun olacağı düşüncesi hakim olunca böyle bir dernek kurmayı düşündük. O arada Gıda Bankacılığı Yasası çıktı. Bu yasada da sosyal amaçlı dernek ve vakıflara yapılan yardımlar vergi matrahından düşer diye bir madde vardı. Biz de buna dayanarak bu derneği kurmaya karar verdik. Elimizde bir örnek vardı. Konya’da “Dost El” diye bir dernek benzer bir çalışma yapıyordu. Belediyecilik Fuarına gittiğimizde o derneği ziyaret ettik. Onların deneyimlerinden yararlanmak istedik ki çok işe yaradı. Konya’daki Dernek Başkanına “Biz böyle bir dernek kuruyoruz tavsiyeniz nedir?” diye sormuştum. O da bana “Derneği hayırsever sanayici ve işadamları ile kur. Çünkü bu iş para ile dönüyor” demişti. Biz de Afyon’a gelince 34 hayırsever bulduk. Bu derneğin ismini ben yarım elma gönül alma olarak önerdim. Kabul edildi. Derneğin isim babası olmuş oldum. Televizyoncu Enver Bey ile derneğimize yakışır güzel bir logo çalışması yaptık. Süreç böylece başladı.
Burcu Aydın: Yarım Elma Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği’nin amacı ne idi?
Erol Öztürk: Amaç veren el ile alan elin birbirini görmemesiydi. Böyle bir sistemi oluşturmayı amaçladık. İhtiyaç sahiplerinin ihtiyaçlarını incitmeden karşılamak istedik. Kimin yardım ettiklerini de bilmeyeceklerdi. Bu kurum alan ile vereni karşı karşıya getirmeden onur ve gururlarını kırmadan ihtiyaçlarını tespit ediyoruz. Gerçekten ihtiyaç sahibi olup olmadığına kadar dijital sorgulamadan tutun en son evine kadar gidip yerinde görüyoruz. Üstünde mal, araç var mı bunları araştırıyoruz. Bir yerden maaş alıyor mu inceliyoruz. Yardıma ihtiyacı varsa sürekli olmamak kaydıyla herkese geçici yardımlarda bulunuyoruz. Durumu ihtiyaç sahibi olarak sürüyorsa bu yardımları yeniliyoruz. Şu an için 650 aileyi bu anlamda takip ediyoruz. Bunların içerisinde büyük bir bölümü dul ya da eşleri tarafından terk edilen hanımlar. Hepsinin de çocukları var. Kuruluş felsefesine uygun olarak derneğimiz faaliyetini sürdürüyor.
Burcu Aydın: Derneğin gelir kaynağı nedir?
Erol Öztürk: Gelir kaynağımız Afyon halkının zekat, fitre ve sadakalarıdır. Dernek olarak ayni ve nakdi yardımları kabul ediyoruz. Ayrıca kurban kesme hizmetleri yapıyoruz. Adak kurbanları da kesiyoruz. Bu kurban etlerini de ihtiyaç sahibi ailelere dağıtıyoruz. Bu çok güzel bir şey. Her ay ihtiyaç sahibi ailelere en az 2,5 kilogram kırmızı et veriyoruz. Ailelere üç ayda bir yardım veriyoruz. İhtiyaç sahibi bir ailenin üç aylık ihtiyacını bir seferde karşılıyoruz. Dul, engelli, yaşlı gibi gruplara ayırdığımız ihtiyaç sahiplerimize aciliyet sırasına göre yardımlarda bulunuyoruz. Her aileye bakkaliye, bir karton yumurta, kırmızı ve beyaz etini veriyoruz. Yılda iki kere de dişten tırnağa tüm aile fertlerini sıfır kıyafetle giydiriyoruz.
Burcu Aydın: Nişan, düğün, sünnet gibi ihtiyaçlar için yardımlarda veriliyordu? Bu hizmet sürüyor mu?
Erol Öztürk: Halen devam ediyor. İkinci el ev eşyası toplama çalışmamız da var. Nişan, düğün için abiye kıyafet, gelinlik, damatlık ve sünnet kıyafeti de temin ediyoruz. Bu çalışmalarımız da zaman içerisinde gelişen ve gıda yardımına eklenen çalışmalarımızdır. Belediyemizce yapılan toplu sünnet organizasyonlarındaki sünnet kıyafetlerinin tamamını biz karşılıyoruz.
Burcu Aydın: Mayıs ayında idrak edilecek olan Ramazan ayına has çalışmalar var mı? Bu vesile ile hayırseverlere bir mesaj iletmek ister misiniz?
Erol Öztürk: Ramazan ayı için çalışmalarımız var. Depolarımız gıda konusunda çok dolu değil. Yönetim kurulu üyelerinin yeni oluşumuyla birlikte bize yardım eden hayırsever grubu da var. Onlarla bir araya gelerek yeni bir yol haritası çizip depolarımızı doldurmayı düşünüyoruz. Kaç kademede ihtiyaçlar olduğu belli bunları ilan edeceğiz. Whatsapp aracılığıyla bu iletiyi hayır gruplarına da iletiyorum. En geç Mart sonu Nisan ayı başında Ramazan hazırlığımız tamamlanmış olacaktır. Döviz fiyatı krizinden sonra hayırlar bir hayli durdu. Ticaret yürümediği için vatandaşı da normal karşılıyorum. Hayırlarımız bu süreçte biraz durakladı. Hayır, hasenat sahiplerinden tüm hayırseverlerden hayırlarının eski hızını yakalamasını ümit ediyorum. Vatandaşa şunu söylüyorum; Valla siz öldükten sonra sizin adınıza kimse hayır yapmaz. Sağ iken yapın. Yoksa kimse sizin adınıza bir şey yapmıyor. >> Burcu AYDIN’ın Özel Röportajı