“Önce kendi insanımız, sonra Suriyeliler”

Kurban Bayramının ikinci günü İYİ Parti İl Başkanlığı ve Merkez İlçe Başkanlığı’nda düzenlenen programda parti bayramlaşması gerçekleştirildi. İYİ Parti Merkez İlçe Başkanı Okşan Ulusoy Efe Afyonkarahisar halkının bayramını kutladığını belirtti.
“BAYRAM GÜZELLİĞİ YIL İÇİNE YAYILMALI”
İYİ Parti Afyonkarahisar Belediye Başkan Adayı Dr. Mahmut Koçak bayram mesajında; Bayramların bir ve beraber olunan Türkiye’nin değişik yerlerinden memleketine gelen insanların buluştuğu günler olduğuna vurgu yaptı. Bayramlarda kişilerin birbirine daha fazla yakınlaşıp yardımlaştığına dikkat çeken Koçak, “Önemli olan bayramlarda günlük yaşadığımız bu olayları yıl içerisine yayabilmemizdir. Bu işlerin sadece bayramda kalmaması lazımdır. Dayanışmamızı, birliğimizi, kardeşliğimizi, güzel sözlerimizi, büyüklere hürmeti, küçüklere sevgiyi yıl içerisinde de devam ettirebilmek önemlidir. Bunlar sadece bayramlara has şeyler değildir.” dedi.
“HER GÜN BAYRAM OLSUN”
Büyük bir çoğunluğun günümüzde deniz kenarlarını, yaylaları mübarek dini bayramlar vesilesi ile tercih ettiğine değinen Koçak, “Ülkemiz sıkıntılıdır. Gerçekten bayramlaşmaya gelen insanlarımızın büyük çoğunluğu işsizlik cenderesi içerisinde. Üniversite bitiren evlatlarımızın hepsinin işsiz olduklarını görüyoruz. Her kapının ardından bir yoksulluk bir ızdırap sesi yükseliyor. Artık bazı şeyler iyi gitmiyor. Biz iyi gidiş için siyaset yapıyoruz.” diye konuştu.
“DEMOKRASİ NÖBET DEĞİŞİMİDİR”
Siyasete rekabetin iyiye gidişi sağlamak adına olduğunu söyleyen Koçak, “Belli bir zaman geçtikten sonra siyasette körlük oluyor. Her şeyin en iyisini biz yaparız, herşeyi en doğru biz yapıyoruz. ‘Bizden önce bu var mıydı? Bizden önce şu var mıydı?’ körlüğüne götürüyor. Bir milat oluşturuluyor, hâlbuki böyle değildir. ABD ve Avrupa’ya bakıldığında bir veya iki en çok üç dönem içerisinde liderlerin değiştiğini görürsünüz. Yeni insanlar yeni heyecanlarla gelirler. Ülkeyi kalkındırmak, işsizlikle mücadele, eğitim, sağlık alanında yapılamayanlar. Bunların hepsini düzeltmek için büyük bir heyecanla gelirler. Onlarda yorulduğu zaman onlarda değiştirirler. Zaten demokrasi bu demektir. ‘Mahkeme kadıya mülk değil’ tabiri de buradan geliyor. Bir insan gitmemek üzere gelmiş gibi birçok siyasi manevralar içerisine girerse, devletle kendisini özdeşleştirmeye başlarsa insanları iktidar mı devlet diye bu ayırım içerisine sokuyoruz. İnsanlarımız zorlanıyor. Buna gerek yoktur. Buralar hizmet makamıdır. Bugün Ahmet yarın Mehmet hizmet eder. Önemli olan ihlâsla, samimiyetle bu millete hizmet etmektir. Biz bu düşüncedeyiz.” şeklinde konuştu.
“FAKİRLİK YERİNE ZENGİNLİĞİ PAYLAŞALIM”
Millete hizmet yolunda tüm hizmet edenlere başarılar dileyen Koçak şöyle konuştu:
“Milletimize hizmet yolunda tüm hizmet eden arkadaşlarımıza başarılar diliyoruz. Diğer siyasi partilerde de milletimizin önüne düşüp hizmet yolunda ilerleyenlere de güç, kuvvet diliyoruz. Çünkü millete hizmet etmek gerçekten zor, meşakkatli bir iştir. Allah birliğimizi, kardeşliğimizi bozmasın. Büyüklerimizle, küçüklerimizle huzurlu bayramlar yaşayalım. Tek temennimiz budur. Zengin günlerde buluşalım, hep tarih boyunca fakirliği paylaşan millet olmayalım. Biz ne yazık ki fakirliği paylaşıp şükreden bir millet olmaya devam ediyoruz. Hâlbuki Almanlar 1945 yılında harpten çıkınca tüm Avrupa yerle bir olmuştu. Hepsi bütçe, şehirleşme ve teknoloji alanlarında Türkiye’yi kat be kat geçtiler. Biz sürekli büyük hayalleri, hedefleri konuşuyoruz. Ama hiçbirisinin yakınına bile yaklaşamıyoruz. Hala bir ithal ülkesi, ithal cenneti konumundayız. Biz çocukluğumuzda kendi kendisine yetebilen 7 ülkeden birisi olarak tarım ve hayvancılıkta konuşulurken ürettiğimiz ürünleri ithal eder hale geldik.”
“ÖNCE ÜLKEMİZ VE İNSANIMIZ”
Samandan, kurbanlık hayvana kadar Türkiye’nin herşeyi ithal eden bir ülke haline geldiğinden yakınan Koçak şunları söyledi:
“Bu bize yakışmıyor. Müslüman Türk Milletine üretmek yakışır. Müslüman Türk Milletine en az Almanya ve Çin kadar ticaret fazlası vermek yakışır. Dolarları desteleyen, Afrika’da, Balkanlar’da fakir fukaraya koşturan bir Türkiye’yi gönlümüz ister. Ama bugün kendimiz zekât alacak durumda iken millete zekât dağıtır durumdayız. Afyonkarahisar tabiriyle ‘Kendi başını bağlayamayan gelin başı bağlamaya gidermiş’ Biraz o konumdayız. Kendimizi biraz daha derleyip toplamamız lazımdır. Türkiye olarak önce kendi milletimizi zengin edip yoksulluğu, işsizliği bitirmemiz lazımdır. Böylece Suriye’deki, Iraktakini, Afrika ve Balkanlardakilere daha fazla ilgi gösterebilelim. Kudüs, Filistin, Doğu Türkistan, Kıbrıs davalarına daha iyi sahip çıkabilelim. Aynı mahallede vatandaşlarımız aç, işsiz, sıkıntıdalar, işsizler. Ama Suriye’den gelen vatandaşlarımızın açlığıyla uğraşan garip bir haldeyiz. Devletimiz tarih boyunca misafirperverliğini, devlet olma özelliğini göstermiştir. Bu durum yeni AK Parti iktidarıyla değil sürekli Anavatan iktidarından bugüne dek süre gelmiştir. Rahmetli Özal zamanında Bulgaristan göçmenlerinde bunu yaşadık. Daha öncesinde Kırım göçmenlerini yaşadık. Önce kendi vatandaşımızı zengin edeceğiz, önce kendi evlatlarımızın işsizlik sorununu çözeceğiz. Önce kentlerimizi yaşanabilir kentler haline getireceğiz. Yeşil, pırıl, pırıl insanların yüzünün güldüğü kentlere ihtiyacımız var. Önce ülkemiz ve insanımız o kadar. Din ve akıl bunu emreder. Önce medeniyetimizi ayağa kaldıracağız. Sonrasında diğer ülkelere destek vereceğiz. Hangi mazlum ülke olursa olsun dini meselede önemli değil. Önemli olan insanlıktır. Gerçekçi olup öze dönmemiz şarttır.” >> Burcu AYDIN’ın Haberi