Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Tüm partilerden beka konusunda destek bekliyoruz

Tüm partilerden beka konusunda destek bekliyoruz

MHP Milletvekili Mehmet Taytak, “Türkiye’deki bütün siyasi partilerden beklediğimiz bu kadar önemli
bir beka meselesinde Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin politikalarının destekçisi olmasıdır” dedi

 

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Afyonkarahisar Milletvekili MYK Üyesi Mehmet Taytak, gazeteniz Kocatepe muhabirinin gündemin sıcak maddelerine yönelik sorularını cevaplandırdı.
“MAVİ VATAN TÜRKİYE
CUMHURİYETİ DEMEKTİR”
Burcu Aydın: Doğu Akdeniz’de yaşanan gelişmeler ile ilgili neler düşünüyorsunuz?
Mehmet Taytak: Dünya her manada çok hareketli günler yaşamaktadır. Geleceğin kaygısını güden bütün devletler enerji kaynaklarına yönelmekte ve bunun için politikalar geliştirmektedir. Tarihsel bağlarımızın ve coğrafi koşullarımızın gereği söz hakkımızın uluslararası hukuk tarafından korunması gereken bir bölge olan Doğu Akdeniz’de Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin vermiş olduğu mücadelenin altında emperyalist güçlere karşı bir başkaldırı vardır. Kıbrıs’ta garantör ülke olduğumuz uluslararası anlaşmalar ile garanti altına alınmıştır. Türkiye gerek Kıbrıs’ta gerek kendi kıyı şeridinde balıkçı teknelerinin dahi dolaşamadığı bir alana hapsedilmek istenmektedir. Mavi vatan, doktrini ile Türkiye Karadeniz’de, Marmara’da, Ege ve Akdeniz’de aktif ve askeri güce dayalı stratejisi doğrultusunda yaklaşık 462 bin kilometre kare olan kara sularını korumak zorundadır. Mavi vatan Türkiye Cumhuriyeti Devleti demektir. Ve Ana vatan, yavru vatan, mavi vatan bir bütündür. Bizim Türkiye’deki bütün siyasi partilerden beklediğimiz bu kadar önemli bir beka meselesinde Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin politikalarının destekçisi olmasıdır. Bugün bu topraklarda bu sularda haklarımızı koruyamazsak yarın bu toprakların emperyalist güçler tarafından işgal edilmesinin önüne geçemeyiz. Komşumuz Yunanistan ile girdiğimiz mücadelede görüldüğü üzere binlerce kilometre uzaklıktaki Fransa Doğu Akdeniz üzerinden politika geliştiriyor. Seçimlerde Macron’un rakibi olan La Pen Fransa devletinin yanındayız diyerek açıklama yapıyor, Amerika on binlerce kilometre uzaklıktan uluslararası hukuku hiçe sayarak Güney Kıbrıs Rum yönetimi ile silah anlaşmaları yapıyor, Almanya kendince arabuluculuk rolüne bürünüyor, Avrupa Birliği yaptırımlar ile tehtit ediyor.
“YEKVÜCUT MÜCADELE
ETMEMİZ GEREKİYOR”
Burcu Aydın: Siyasetin ötesinde Türk Milletinin her ferdi bu konuda ne yapmalı?
Mehmet Taytak: Bizler tüm dikkatimizi bu olaylara verip yek vücut halinde mücadele etmemiz gerekirken iç politikada dış destekli sorunlar ile boğuşturuluyoruz. Yerli ve milli olmaktan kastettiğimiz şey budur. Türkiye Cumhuriyeti bütün kurumları, siyasi organizasyonları ve milleti ile bir bütün halinde bu mücadelede tek yumruk olmalıdır. Libya ile anlaşma yapıyoruz bütün dünya karışımıza dikiliyor. Arap Birliği bile, bize karşı bildiri yayınlıyor. Mısır Yunanistan ile bizim Libya ile olan anlaşmamızı boşa çıkarmak için anlaşma yapıyor. Yunanistan Cumhurbaşkanı Meis Adasına asker gönderiyor. Türk düşmanlığının bu kadar alenileştiği bu ortamın tek bir açıklaması vardır. Bizim yeniden mazlum milletlerin sesi olmamızdan, hem bölgesel hem küresel bir güç olabilme potansiyelimizden duyulan korkudur. Yalnız korkunun ecele faydası yoktur. Türk devleti, bin yıllık geleneklerini, politikalarını ve hedeflerini uygulayacaktır. Bizler de Milliyetçi Hareket Partisi olarak devletimizin bütün milli meselelerinde yanında olmaya elimizi değil, gövdemizi taşın altına koymaya Liderimiz Genel Başkanımız Devlet Bahçeli Beyefendinin emir ve talimatları doğrultusunda devam edeceğiz.
“TÜRKİYE’NİN İÇERİSİNDE
İHANET BARINDIRAN MİLLİ
POLİTİKALARA TERS HİÇBİR KURUM
VE KURULUŞA TAHAMMÜLÜ YOKTUR”
Burcu Aydın: MHP Genel Başkanı Dr. Devlet Bahçeli son zamanlarda Türk Tabipler Birliği’nin kapatılması ile ilgili açıklamalar yaptı. Siz bu konuya nasıl bakıyorsunuz?
Mehmet Taytak: Dünya daha önce hiç karşılaşmadığı bir salgın ile mücadele etmektedir. Tüm devletlerin hazırlıksız yakalandığı milyonlarca kişiye bulaşan, yüzbinlerce kişinin ölümüne sebebiyet veren ekonomik anlamda dünyayı yerle bir eden tüm sektörlere tahmin edilemeyecek zararlar veren, her şeyden önce insan psikolojine olumsuz etkileri olan bir virüs ile hep birlikte uğraşmaktayız. Bana göre devletimiz Sağlık Bakanlığımız, hastanelerimiz, sağlık çalışanlarımız, İçişleri Bakanlığımız, emniyet güçlerimiz, valiliklerimiz, kaymakamlıklarımız bu konuda ellerinden gelenin fazlasını yapmışlardır yapmaya da devam etmektedirler. Toplumu karanlığa sürüklemenin milletimize umutsuzluk aşılamanın hiçbir kişiye faydası yoktur, olamaz da. İsimlerinin başına Türk ibaresi koyarak, esasında Türklüğün gurur ve şuuru ile uzaktan yakından alakası olmayan bazı kuruluşlar son dönemlerde dış destekli muhalefet partileri gibi çalışmaya başlamıştır. Sınır ötesi operasyonlarımıza karşı bildiri, teröristlere hizmet eden belediyelere kayyum atanması ile ilgili yorumlar, Allah’ın ayetlerine söz söylemeler, toplumun ahlaki değerlerine doğrudan her konuya yorum yapmaktadırlar. Gelinen son noktada Tabipler Birliği, sağlık çalışanları arasında ayrışmaya sebebiyet verecek yeni bir eylem planı belirlemiştir. Türk Tabipleri Birliği, koronovirüs salgınından dolayı artan vaka sayıları ve yaşamını yitiren sağlık çalışanları için siyah kurdele takma eylemi gibi manasız bir girişimde bulundu. Şu bu kurdeleyi takacak ve takmayacak sağlık çalışanları arasında böyle hassas bir dönemde yeni bir nifak tohumu atmış oldu. Genel Başkanımız Dr. Devlet Bahçeli’nin ifade ettiği gibi bu teşebbüs zehirli ve zillet bir komplodur. Birlikten ziyade illete dönen tabipliğin yüz karaları nereye ulaşmayı hedefliyorlar. Bu doğrultuda virüsle mücadeleye, ayrışmaya izin vermeyen, art niyet gütmeyen bir heyet kurulmalı ve rezalete sebebiyet veren bu birlik kapatılmalıdır. Türkiye’nin içerisinde ihanet barındıran milli politikalara ters hiçbir kurum ve kuruluşa tahammülü yoktur.
“ZİRAAT ODASI BAŞKANLARIYLA PATATES KONUSUNU YAKINDAN İZLİYORUM”
Burcu Aydın: Şuhut başta olmak üzere ilimizin birçok bölgesinde üretilen ve satışında problemler yaşandığı belirtilen patates meselesindeki tartışmalar hakkında görüşünüz nedir? Sizin de üreticinin sorunlarının çözümüne yönelik çabalarınız olduğunu biliyoruz. Bu konudaki girişimlerinizi anlatır mısınız?
Mehmet Taytak: Afyonkarahisar bölgesel konumu ve iklimi itibariyle birçok tarım ürününe ev sahipliği yapmaktadır. Patates Afyonkarahisar’da birçok bölgede yetişmektedir. Özellikle Şuhut, Sandıklı ve Dinar bölgesi üretim konusunda başı çekmektedir. Patates üreticilerimizden bize gelen başlıca sorunlar, patatesin dekar başına 3 bin TL, üreticinin satışı ise bin 500 TL ile satışı vardır. Durum böyle olunca üretici alıcı bulamamaktadır. Bunların yanısıra elektrik faturalarının ve gübre fiyatlarının yüksek olması maliyeti artırmaktadır. Bu sene hava şartlarından dolayı ürün kayıpları ve verim düşüklüğü yaşanmıştır. Ayrıca girdi maliyetlerinin çok yüksek olması ilaç, tohum ve mazot fiyatlarının yüksek olması ve üretim planlamasının yapılmaması nedeniyle üretim fazlalığının oluşması ile üreticilerimiz sıkıntı yaşamıştır. Bu konuyla alakalı girişimlerim oldu. Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’yi ziyaret ettim. Ziyarette, patates üreticisine sattığı ürün miktarı üzerinden kilogram bazlı fiyat artış desteği verilmesi gerektiğini, patates ihracatın önünün açılması ve teşvik verilmesi gerekliliğini ve birçok ekipmana verilen makine ve hibe desteğinin patates ekipmanlarına da getirilmesi hususlarını dile getirdim. Üretilen patateslerin direkt tüketiciye ulaşabilmesi için Tarım Kredi Kooperatifinin daha etkin kullanılmasını Bakandan beyden talepte bulundum. Afyonkarahisar’da Tarım Kredi Kooperatiflerin gerekli alt yapısı mevcuttur, depo, ekipman ve örgütlenmesi iyi durumdadır. Ayrıca patatesten katma değerli ürün etme çok az, bu nedenle yeni işletmelerin açılması için devlet desteği gerekmektedir. Üniversitelere ve AR-GE şirketlerine gerekli desteğin verilmelidir. Patates üreticilerimizin sorunlarını ve çözüm önerilerini sayın bakana ilettim. Bakanımız konunun takipçisi olacağını belirtti. Ben de konuyu ilçe Ziraat Odası Başkanları ile irtibat halinde yakından takip etmekteyim.
“KİRAZDA YÜKSELEN GİRDİLER
ÇİFTÇİMİZİ MAĞDUR ETTİ”
Burcu Aydın: Sultandağı ilçemiz merkezli olmak üzere kiraz üreticilerinin sorunlarına da sahip çıkmıştınız. Kiraz üreticilerinin ve kiraz üretimimizin durumuyla ilgili neler söylemek istersiniz? Bu konuda neler yapılmalı?
Mehmet Taytak: Sultandağı ilçemizin kirazı aroma, renk ve kokusu ile dünyaca bilinmektedir. Afyonkarahisar ilimizde, yılda ortalama 30 bin ton kiraz yetiştirilmektedir bu ciddi bir rakamdır. Yetiştirilen kirazların yüzde 60’ı ihraç edilmekte, kalan kirazların yüzde 20’si sanayi yüzde 20’si ise iç piyasaya verilmektedir. Türkiye’nin kiraz ihracatı yılda 60 bin ton civarındadır, Sultandağı ve Çay ilçelerimiz bölge olarak, ülke ihracatının yüzde 30’unu karşılamaktadır. Sultandağı’nda 23-25 bin dekarlık alanda bin 400 bin 500 üreticimiz vardır. Sultandağı eteklerine yapılan sulama amaçlı küçük barajlar Akşehir ve Eber Gölü’nden suların gelmesini engellemekte bu durumda taban suyu ve iklim olumsuz etkilenmektedir. Bu durum kiraz üreticilerimize sorunlar yaşatmaktadır. Birlik ve kooperatiflerin bu alanda ortak bir karar alamaması yıl boyu çiftçimizin emek sarf ederek yetiştirdiği kirazları düşük rakamlara satmasına sebep olmaktadır. Tarladan alınan fiyat ile pazardan satılan fiyatın arasındaki uçurumun alıcılar tarafından kazanılması gübreleme, ilaçlama, sulama, budama ve toplama gibi pek çok gideri olan çiftçimizin hakkını alamamasına sebep olmaktadır. Girdilerin her sene yükselmesi çiftçimizi mağdur etmektedir. Bölgemizin en büyük sorunu kirazın değerinde satılamamasıdır.
“HASAR TESPİTLERİ
ZAMANINDA
VE AYNI KRİTERLERLE YAPILMALI”
Burcu Aydın: Temel sorunlarndan biri de kirazda rekoltenin düşüşü mü?
Mehmet Taytak: Her sene maliyetler bir önceki seneye oranla yüzde 30-40 artmasına rağmen kiraz fiyatları hep yerinde saymaktadır. Ayrıca bu sene yaşanan don olayı sebebiyle yüzde 40-45 verim düşüklüğü olmuştur. Bu yıl da kiraz üreticimiz, kirazını maliyetinin altında vermek durumunda kalmıştır. Bu nedenle son 10 yıl içerisinde Sultandağı, Çay ilçelerimizde ve bazı köylerinde kiraz bahçeleri sayısı artmasına rağmen kiraz rekoltesi gitgide düşmektedir. Bu sebepten dolayı üreticilerimiz sıkıntılar yaşamaktadır. Ayrıca geçen senelerde yaşanan sel felaketleri ve bu sene yaşanan don olayları çiftçimizin gelirlerinde ciddi kayıplara yol açmıştır. Bu sorunları gidermek için; ülkemizin tarımsal üretim yapılan her yöresine, tarımı yapılan her ürüne, mümkün olan en geniş kapsamlı sigorta güvencesini sağlaması gereken, Tarsim ile ilgili şikâyetler giderilmeli, üreticilerimizin istekleri doğrultusunda daha çok risk çeşidi ve teminat kapsamı poliçeye dâhil edilmelidir. Don olayları da acil şekilde tarsim sigortaları kapsamına alınmalıdır. Bu dönem Afyonkarahisar ilimizde don olaylarından ciddi kayıplar yaşanmıştır. Yaşanan doğa olayları sonrası yapılan hasar tespitleri zamanında ve aynı kriterler uygulanarak yapılmalıdır.
“YENİ MÜZE HAYATA
GEÇTİĞİNDE HİZMETLERE
YENİSİ EKLENECEK”
Burcu Aydın: Yeni Müze inşaatının tamamlanması için bir dizi girişimlerde bulunmuştunuz. Son durum nedir sayın vekilim?
Mehmet Taytak: İl Kültür ve Turizm Müdürümüzden aldığımız bilgiler doğrultusunda konuyu araştırdık. Yeni Müze inşaatı 2011 yılında Başbakanlık TOKİ Başkanlığı tarafından ihalesi yapılmış, fakat tamamlanamamıştır. Yeni Müze’nin yapımı tamamlanmadığı için bazı kısımları, hava iklim şartlarından dolayı yıpranmış ve deforma olmuştur. Bundan dolayı ekonomik anlamda destek gerekmektedir. Bu kapsamda Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanı Naci Ağbal beyi ziyaret ederek durumu kendisine izah ettim. Sayın Ağbal konu ile ilgili Kültür ve Turizm Bakanlığı ile koordineli bir şekilde projeyi tekrar gündeme getirerek en hızlı şekilde planlama yapacaklarını ifade ettiler. Valimiz, Milletvekillerimiz, İl Kültür ve Turizm Müdürümüz ile birlikte projenin tamamlanması için elimizden geleni yapacağız. Böylelikle Yeni Müze hayata geçirilmiş olacak ve Afyonkarahisar ilimiz için hizmetlerimize bir yenisini daha eklemiş olacağız.
“YENİ HEMZEMİN GEÇİDİ AÇMA YETKİSİ İÇİN GENEL MÜDÜRDEN İZİN ALDIM”
Burcu Aydın: Afyon-Kütahya yolu üzerinde yeni hemzemin geçit yapımıyla ilgili çalışmaları siz takip ediyordunuz, bu konuda biraz bilgi verebilir misiniz?
Mehmet Taytak: Afyonkarahisar DDY 7. Bölge Müdürümüz Âdem Sivri’den aldığımız bilgiler doğrultusunda, DDY Genel Müdürü Ali İhsan Uygun’u makamında ziyaret ettim. Afyon-Kütahya yolu üzerinde bulunan hemzemin geçidi 2007 yılından itibaren sürekli kapatılıp açılmaktaydı. Köylülerimizin, çiftçilerimizin, seracılarımızın ve vatandaşlarımızın kullandığı bu hemzemin geçidinin açılması büyük bir rahatlık sağlayacaktı. Ben de Afyonkarahisar’ımıza hizmet için, Genel Müdür Ali İhsan Uygun’dan hemzemin geçidini açma yetkisi için izin aldım. Orada seraları bulunan Köprülü köyü sakinlerinin ve çiftçilerimizin mağduriyetlerini bu şekilde gidermiş olduk. Konunun yakından takipçisiyim.
“TARIM LİSELERİNDE
NİTELİKLİ İNSANLAR YETİŞECEK”
Burcu Aydın: Tarım Bakanı’na Afyon’da Tarım Lisesi kurulması ve diğer bazı projeleri sunmuştunuz. Bu konularda yaşanan son gelişmeler nelerdir?
Mehmet Taytak: Benim en büyük amacım ülkeme, şehrime ve ülküme hizmet etmektir. Sayın Genel Başkanımız Dr. Devlet Bahçeli Beyefendi’nin takdirleri ve Afyonkarahisarlı hemşehrilerimin teveccüheleri sayesinde TBMM’de memleketime hizmet etmek nasip oldu. Amacımız Afyonkarahisar’ı hem ekonomik hem de sosyal açıdan en güzel yerlere taşımaktır. Afyonkarahisar için birçok projemiz vardır. Projelerimizi ilgili bakanlar ve ilgili kurum genel müdürlerini ziyaretlerde bulunarak sunumlar yapıyoruz. Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’yi ziyaretimde Afyon’da Tarım Lisesi kurulması projemizi sundum. Tarım Lisesi projemizdeki amacımız, tarım liselerinde nitelikli insan yetiştirilmesine önemli ölçüde katkı sağlayacak olmasıdır. Tarım Liselerinde genç çiftçiler yetiştirilerek ülkemizin ana ihtiyaçlarından biri olan tarım sektörü desteklenecektir. Tarım Liselerinin ‘hayvancılık, bitkisel üretim, seracılık ve meyvecilik’ alanında uygulamalı eğitim vermesi son derece önemli görülmektedir. Afyonkarahisar’a bir Tarım Lisesi açılması için, kaymakamlar ve belediye başkanları ile görüşmeler yaparak yer tahsis edilmesi halinde bu projemizi gerçekleştirmeyi düşünüyoruz. Sayın Bakanımız, projemizi önemsediklerini ve Afyonkarahisar’a bir tarım lisesi açılması noktasında konunun Milli Eğitim Bakanlığı ile koordine edileceğini söyledi.
“ARAÇ GEREÇ GİRİŞİMLERİMİZ
DEVAM EDECEK”
Burcu Aydın: Bazı ilçe ve beldelere araç, gereç desteği sağlıyorsunuz. Bu yönde sırada başka iyi haberler var mı?
Mehmet Taytak: Evet ilçe ve beldelerimizin ekipman olarak eksiklikleri var. Bunlar ilçe ve beldelerindeki çöp konteyneri, çöp arabası, vidanjör gibi halkımıza daha iyi hizmet sunmak için talep edilen araçlar. Bizde Ankara’da gerek Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile gerek Belediyeler Birliği’ne girişimlerimiz ile bunları sağlamaya gayret ediyoruz.
“KONGRELERİMİZ BÜYÜK TAARRUZUN BAŞLADIĞI TOPRAKLARDA BAŞLADI”
Burcu Aydın: MHP’nin Afyonkarahisar’daki ilçe kongrelerine Şuhut ilçesinden başladınız. Kongrelerin Milli Mücadele’de önemli yeri olan Şuhut’tan başlaması bir mesaj içeriği taşımakta mıdır?
Mehmet Taytak: Sayın Genel Başkanımız, Liderimiz Dr. Devlet Bahçeli Beyefendi tarihin bütün değerlerine sahip çıkan ve anlamlandıran bir liderdir. Bizde Liderimizin yolunun yolcusu olarak kongrelerimizi, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 26 Ağustos 1922 tarihinde milli mücadelenin son ve en önemli safhası olan Büyük Taaruz’u başlattığı topraklarda Şuhut ilçemizde başlattık.
“LİDERİMİZ İLİMİZİ ZİYARETTE
BULUNURSA ŞEREF DUYARIZ”
Burcu Aydın: İlçe kongreleri sonrası ya da daha sonra MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’nin ilimize gelmesi ihtimali bulunmakta mıdır?
Mehmet Taytak: Sayın Genel Başkanımız Devlet Bahçeli Beyefendi Afyonkarahisar ilimize sık sık gelmektedir. Kongrelerimiz sonrasında Liderimiz ilimizi ziyarette bulunur ise Afyonkarahisar için büyük bir şeref olacaktır.
CUMHURBAŞKANIMIZI VE
GENEL BAŞKANIMIZI KOCATEPE’YE
DAVET EDECEĞİZ
Burcu Aydın: Büyük Zafer’in 100’üncü yıldönümünü kutlamaya hazırlanırken Türk Milliyetçiliği’nin yıkılmaz kalesi MHP’nin bu konuda özel çalışmaları olacak mıdır? Örneğin 9 Eylül’de İzmir’de Ülkü Ocakları tarafından yapılan büyük yürüyüşün bir benzeri Kocatepe’de düşünülebilir mi?
Mehmet Taytak: Çok daha güzel bir düşüncemiz var. 26 Ağustos 1922’de Büyük Taarruz Başkumandan Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları tarafından başlatılmıştır. 30 Ağustos 1922’de Zafer kazanılmış, düşmanlar ülkemizi kaçarak terk etmişlerdir. Bu anlayış içerisinde Sayın Cumhurbaşkanımız, Sayın Genel Başkanımızı Kocatepe’ye davet edeceğiz. 100 yıl sonra aynı milli ruh ile Afyonkarahisar’ımızda yine zafer ruhu yaşayacağız. >> Burcu AYDIN’ın Özel Röportajı