Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

“Boynu büküklerin ızdırabını içimizde taşıyalım”

Bu haberin fotoğrafı yok
"Boynu büküklerin ızdırabını içimizde taşıyalım"

“Çanakkale ve İstiklal Marşı” şiir gecesinde şiir okumadan önce konuklara hitap eden Serdar Tuncer, ille bir şeye gözyaşı dökülecekse, ille yüz seneden sonra bir şey hatırlanacaksa boynu bükük kalanların ızdırabını insanların içinde taşınmalarını önerdi

Gençlik ve Spor Bakanlığı Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu’nca organize edilen “Çanakkale ve İstiklal Marşı” şiir gecesi AKÜ ANS Kampusü Beden Eğitimi Meslek Yüksek Okulu Kapalı Spor Salonu’nda 10 Nisan Salı akşamı gerçekleştirildi.
Önemli olan gönüllere anlatabilmek
Ünlü sunucu Serdar Tuncer’in sunumunu yaptığı “Çanakkale ve İstiklal Marşı” şiir gecesine katılan izleyicilerin coşkulu ve muhabbetli tavırlarının kendisini mutlu ettiğini söyledi. Etkinliğin programların aynı güne çakışması nedeniyle spor salonunda yapılmak zorunda kaldığını ifade eden Serdar Tuncer, sözün anlaşılmasından daha önemli olan bir şey olduğunu söyledi. Müthiş bir salonda binlerce insana konuşulabileceğini, söylenilen her şeyin dinleyicilerin akıl ve kulaklarına hitap edebileceğini, ancak anlatılanların gönüllere girmediği sürece bir işe yaramayacağına dikkat çeken Tuncer; “Belki bir spor salonunda gerçekleştirdiğimiz programda sözler net anlaşılmayabilir ama bahsettiğimiz hususlar ben öyle umuyorum ki her bir izleyicimizin kalbinde karşılığı olan meselelerdir. Dolayısıyla ben gönülden konuşmayı becerebilen bir adam değilim. Ama siz görünen o ki gönüllerinizle dinlemeyi becerebileceksiniz.” dedi.
Üçü birbirinin aynı
Aslında programın Çanakkale haftasında yapılacağını Çanakkale ve İstiklal Marşımızla ilgili programın 10 Nisan tarihine ertelenmek zorunda kaldığını belirten Serdar Tuncer, yine bu minvalde konuşacaklarını dile getirdi. Bazen bir şeyi anlamanın birden çok şeyi anlamak manasına geldiğini söyleyer Serdar Tuncer, Çanakkale’yi anlamanın bin yıllık bir medeniyeti anlamak manasına geldiğinin altını çizdi. Çanakkale’yi anlayabilmenin şiiri, şairi, şehadeti, vatanı anlayabilmek anlamlarına geldiğine temas eden Tuncer; “O sırtlarında ne işiniz vardı sorusunun cevabını anlamaktır Çanakkale. Yıl 1071 Anadolu’nun kapıları dosta açılmış. 1453’de Bir çağ bir açılmış bir çağ kapatılmış. 1915 yılında Çanakkale’nin kapıları düşmana kapatılmış. Bu üçüne o gönülle bakabilirseniz birbirinden ayrı değil. Aynı dertle, aynı muhabbetle, şiir gibi gönüller can vermişler. Bu topraklar vatan olsun diye canlarından geçmişler. Üçü birbirinin aynı.” diye konuştu.
“Ezberleri bozmak zorundayız”
Ayasofya Camii’nin kubbesinin 1071 ruhunda görüldüğünü, Akşemseddin’in göz yaşlarının 1915’in Çanakkalesi’nde yakalandığını vurgulayan Serdar Tuncer, siperlerin 8 metreye kadar düşüp, metrekareye 6 bin merminin 5 metre kala düştüğü Çanakkale’de, Ulubatlı Hasan’ın surlarına sancağı diktiği İstanbul’un fethinden başkaca bir hızla ruhun aynı ruh olduğunu söyledi. Aynı olan o ruh üzerine konuşmak istediğini belirten Tuncer;
“Akif’i anlamaktır birazda Çanakkale’yi anlamak. Belki şunuda söylemek zorundayım genç kardeşlerimde var. Ezberleride bozmak zorundayız bir yerde. Rahmetli Necip Fazıl Kısakürek derdiki, ‘Yahu zaten bizim olanı vermedikki yüzyıldır bayram etmenin alemi nedir?’ Bunu illerin kurtuluş programları için söylüyordu bunu. Kahramanmaraş’ın kurtuluş programına gittik. Maraş’ın işgalini temsil eden bir tiyatro oynandı. Fransız askerlerinin yanında tiyatrocu gençler var. Onlar sahneye çıktığında halk kızıp küfürler etti. Geçtiğimiz yıllarda da bir Fransız askerinin yanından düşen tiyatrocunun az kalsın linç edileceğini duyduk. Şu tiyatro, piyes havasından, şu edadan bir kurtulmak lazım. Ben bu dediğimi siz anlarsınız diye rahat izah ediyorum. Zaten benim olanı vermedim diye yüzyıl boyunca bayram edecek kadar küçük bir milletin çocuğu değilim.” şeklinde konuştu.
Şehitlerimiz koyun koyuna yatıyor
Her yıl 29 Mayıs tarihinde İstanbul’un fethinin kutlandığını hatırlatan sunucu Serdar Tuncer, aradan 500 yılın geçtiğini, hala kutlama yapıldığını söyledi. Kendisinin İstanbul’un damarlarında akan kan kadar, bileklerinde atan nabız kadar, hücreleri kadar miletine ait olduğunu bildiğini, buna rağmen 500 yıl sonra “nasılda aldım” şeklinde bayram yapacak kadar küçük bir medeniyetin çocuğu olmadığını belirten Tuncer; “Kimse kusura bakmasın. Derdimi anlatabildim mi? İlle bir şey yapacaksak hadi gelin şunu yapalım. Önümüzdeki sene Balkan Savaşlarının 7. yıldönümü. Yanı başımızda Suriye var. Suriye’yi niye dert ediyoruz diyorlar. Çanakkalemizde Türkiye’den en fazla şehit veren il 3 bin 600 şehit vermiş. Suriye’nin başkenti Şam’dan ise 4 bin şehit veriyor Çanakkale’de. Halep 5 bin şehit vermiş. Yemen’in başkentinden, Azerbaycan’dan, Bosna’dan. Diyeceğim şu; ille bir şeye gözyaşı dökeceksek, ille yüz seneden sonra bir şeyi hatırlayacaksak boynu bükük kalanların ızdırabını içimizde taşıyalım. Çanakkale’de şehitlerimiz koyun koyuna yatıyorlar. Birisi diğerine şöyle bir şey söylemiyor; ‘Ben Türküm senin burada ne işin var? Biri diğerine ben Kürdüm laz olanla aynı kabirde yatmam.’ demiyor. Dert bir olunca, dert vatan olunca, dert Allah’ın rızası oluncaTürkü, Kürdü, Lazı, Çerkezi Çanakkale’de birdir.” ifadelerini kullandı. Serdar Tuncer, programda Çanakkale ve İstiklal Marşımızla ilgili şiirler okudu. Programa yoğun ilgi gösterildi. (Kocatepe)

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti