Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Hükümlülere etkili iletişim anlatıldı – Kocatepe Gazetesi

Bu haberin fotoğrafı yok
Hükümlülere etkili iletişim anlatıldı

Afyonkarahisar E-Tipi Kapalı Cezaevi’ndeki hükümlü ve tutuklulara etkili iletişim konusunda konferans verildi

Afyon Kocatepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekan Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. İsmail Hakkı Nakilcioğlu tarafından verilen “Cezaevlerinde İletişim” başlıklı konferans yoğun ilgiyle izlendi. Hükümlü ve tutukluların cezaevi ortamındaki söz ve davranış becerilerini geliştirmek, umut ve morallerini yükseltmek, bu kişilerin tahliye sonrasında toplumla uyum içinde yaşayabilmelerini sağlamak amacıyla düzenlenen konfe-ransta cezaevi görevlileri de hazır bulundu.
Eğitimsizlik suça itiyor
Kapalı Cezaevi Konferans Salonu’nda toplanan hükümlü ve tutukluların yanı sıra, sayıları bine yakın olan diğer mahkûmların da, bulundukları odalarda ve koğuşlarda kapalı devre televizyon yayını yoluyla izledikleri konferansta konuşan Yrd. Doç. Dr. İsmail Hakkı Nakilcioğlu ülkemizdeki suç tablosunu değerlendirerek şunları söyledi: “Cezaevindeki her 100 kişiden 3’ü çocuk, 6’sı kadın, 91’i erkektir. Yatanların yüzde 60’ı 20 ile 40 yaş arasında, yüzde 25’i 40 ile 60 yaş arasındadır. İçeridekilerin yüzde 70’i ilkokul mezunu, yüzde 15’i ortaokul mezunu, yüzde 10’u lise mezunu, yüzde 5’i de üniversite mezunudur. Bu tablo gösteriyor ki, yeterli eğitimi alamamış genç erkek nüfus suça oldukça fazla yatkındır. Ancak eğitim düzeyi arttıkça suç oranlarının da düştüğü görülmektedir. O halde çocuklarımızın ve gençlerimizin eğitimine her zamankinden çok daha fazla özen göstermek zorundayız. Türkiye’deki hükümlü ve tutuluların sayısı yaklaşık 70 bin kişidir. Bunların bakımı, barındırılması, ihtiyaçlarının karşılanması ve korunması gibi hizmetlerde çalışan kamu görevlilerinin sayısı ise 35 bindir. Yani devlet, her iki mahkûm için bir kişi görevlendirmek zorunda kalmaktadır. Tek bir hükümlü ya da tutuklunun devlete toplam maliyeti aylık 10 bin lirayı geçmektedir. Bu paranın beşte biri, hatta onda biri, vaktiyle bu kişilerin eğitimine harcanabilmiş olsaydı, şimdi ortada cezaevleri diye bir sorun kalmazdı.”
İnsan her yerde insan
Konuşmasında toplumdaki bazı önyargılara da değinen Yrd. Doç. Dr. Nakilcioğlu şöyle devam etti: “Toplumun büyük kesiminde gözlenen ‘dışarıdakiler – içeridekiler’ şeklindeki gruplandırma, bazı önyargıları beraberinde getirmektedir. Genellikle dışarıdakiler ‘temiz insan’, içeridekiler ise ‘kötü adam’ kabul edilmektedir. Oysa dışarıda olup nice haksızlık, zulüm ve cürüm işleyen kişi varken, içeride olup nice gönlü yüce, vicdanı temiz insan vardır. İyisiyle, kötüsüyle, insan her yerde, her ortamda insandır. İnsanın var olduğu yerde de hem iyilik hem de kötülük bulunur. İyilikle kötülüğün arasını ayıran, demir parmaklık değildir.”
Önemli olan hatadan dönebilmek
İnsan denilen varlığın iyi anlaşılması ve iyi değerlendirilmesi gerektiğine işaret eden Nakilcioğlu bu konuda şunları söyledi: “İnsan, yaratılmışların en şereflisidir. Yüce Yaratıcı tarafından evrendeki her şey, canlı-cansız tüm varlıklar onun emrine ve hizmetine verilmiş, kendisine en büyük onur bahşedilmiştir. Ancak insanoğlu, kendi değerinin farkına varamayıp zaman zaman hatalar yapabilmektedir. İnsan hata yapar mı? Evet, yapar! Yapmayacak olsa zaten günahsız melek olarak yaratılırdı. Ancak önemli olan, hata yapmamak değil, hatadan dönmesini bilmektir! Suç istatistiklerine bakıldığında, hatanın başlıca nedenleri arasında şunları görüyoruz: Bilgisizlik, yani cehalet; öfke, yani anlık tepki; hırs, yani kanaatsizlik.”
Zaman değerli nimet
Kişinin iyi bir insan olması ve toplumda yeniden saygınlık kazanabilmesi için bazı aşamalardan geçmesi gerektiğini vurgulayan Yrd. Doç. Dr. Nakilcioğlu bu aşamaları şu başlıklarla özetledi: “Pişmanlık, tövbe, niyet, sabır, ümit, eğitim. ‘Kader mahkûmu’ olarak adlandırılan kişinin, cezaevi ortamında kendini sorgulaması için bolca zamanı bulunduğunu ifade eden Nakilcioğlu şöyle konuştu: “İnsanın yaşamı, doğumla başlayıp ölümle biten bir sınavdan ibarettir. Bu sınavın çeşitli bölümleri vardır. Sanıldığının aksine, dışarıdaki sınav, içeridekinden çok daha zordur. Cezaevi ortamının bize sunduğu, ‘zaman’ gibi çok değerli bir nimet vardır. En azından bu nimetin kadrini bilelim. Zaman bolluğunu bir fırsat olarak değerlendirip kendimizi yeniden muhasebe edelim, hatalarımızın farkına varalım.”
“Halk arasında bir söz vardır: Kula belâ gelmez hak yazmayınca, Hak belâ yazmaz kul azmayınca” diyen İ. Hakkı Nakilcioğlu; “Hatadan ders çıkartıp bundan sonraki yaşamında gerçekten düzgün bir insan olmaya niyet etmiş kişi, şu an hangi ortamda bulunursa bulunsun, hayat sınavından tam puan alacak demektir. Durumu sabırla karşılayıp cezaevi içindeki çeşitli kurs ve eğitimlere katılarak hobi edinebilir, yeni bir meslek sahibi olabilir, bilgi ve becerilerimizi artırabiliriz.
Tespih doğru değerlendirilmeli
“Bu arada elimizdeki tespihi, kabadayılık simgesi gibi sallayarak değil, Allah’la iletişimimizi güçlendirecek bir sabır taşı diye çekerek gönlümüzü ve ruhumuzu yüceltebiliriz. Ne diyor Üstad Necip Fazıl? Sabrın sonu selâmet, Sabır hayra alâmet. Belâ sana kahretsin; Sen belâya selâm et!” Hükümlü ve tutukluların cezaevi ortamındaki iletişimde hangi kurallara uymaları gerektiğine de değinen Nakilcioğlu şöyle dedi: “Bu ortamın kasveti, bizi hatalı, kaba söz ve davranışlara yöneltmesin. Gerek görevlilerle kurduğumuz iletişimde gerekse oda ve koğuş arkadaşlarımızla diyaloglarımızda sert ve acı söz söylemeyelim, zehirli dil kullanmayalım. Her şeyi kabullenmek zorunda değiliz, ama ‘hayır’ demenin de farklı yolları vardır. ‘Hayır’ derken bile karşımızdaki insanı kırmamaya, onun gönlünü incitmemeye özen gösterelim.”
Kodes okula dönüşmeli
Cezaevlerinin temel işlevleri üzerinde de duran Nakilcioğlu, ceza infaz kurumlarının yalnızca tutuklu ve hükümlüleri bir bina içinde hapsetmek amacıyla değil, her ne sebeple olursa olsun, suç işlemiş kişinin, hem içeride iken, hem de dışarı çıktığında insanca yaşamasını sağlamak amacıyla hizmet vermesi gerektiğini belirtti. Nakilcioğlu şunları ifade etti: “Günümüzde suçluların, cezalarını belirli bir ortamda tamamlaması ve ardından topluma kazandırılması yöntemlerini araştıran ve ‘penoloji’ diye bilinen bir bilim dalı ortaya çıkmıştır. Toplum nezdinde ki yanlış görüntüyü düzeltip kodesi okula dönüştürmeliyiz. Bu kurumlar artık ceza evi değil, eğitim evi haline gelmelidir. Tüm hedefimiz, buraya düşmüş olan insanlarımızı yeniden hayata hazırlamak olmalıdır.”
Hükümlüler birer emanet
Konferansı izleyen cezaevi görevlilerine de seslenen Nakilcioğlu, bu görevlilerin zor ve sabır gerektiren bir işi yürütmekte olduklarını hatırlatarak şöyle dedi: “Görevimiz gerçekten zordur, meşakkatlidir. Bu iş sabır işidir. Ancak karşımızdakilerin öncelikle ‘insan’ olduğunu unutmayalım. Bilelim ki, içeridekiler bize verilmiş olan birer emanettir. Bu emanete iyi sahip çıkalım. Onların cezalandırılması için değil, geliştirilmesi için çaba harcayalım. Hayat sürprizlerle doludur. Parmaklığın hangi tarafında bulunacağımız belli olmaz!” Nakilcioğlu, “Dışarıdaki-leri Allah korusun, içeridekileri de Allah kurtarsın!” diyerek sözlerini tamamladı. (Kocatepe)

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti