- Haberler
- Hayatın İçinden
- İşinizle Özel Hayatınızı Dengeli Götürmek İstiyorsanız Bu Ülkeleri Tercih Edebilirsiniz
İşinizle Özel Hayatınızı Dengeli Götürmek İstiyorsanız Bu Ülkeleri Tercih Edebilirsiniz
Pandemi sonrasında uzaktan çalışma modelinin yaygınlaşması, dünya genelinde çalışanların günlük rutinlerini önemli ölçüde değiştirdi. Evden çalışma, çalışanlara iş ve özel yaşamları arasında daha esnek bir denge kurma imkânı sundu.
Özellikle çocukların okula götürülmesi, öğle aralarında egzersiz yapılması gibi kişisel ihtiyaçlar daha rahat karşılanabilir hale geldi. Ancak, bu esneklik beraberinde bazı zorlukları da getirdi. İş ve ev arasındaki sınırlar giderek daha belirsizleşmeye başladı. Birçok çalışan, akşam saatlerinde ve geceleri de işlerini tamamlamak zorunda kalarak iş-yaşam dengesini sağlamakta zorlanıyor. Bu belirsiz dengeyi oluşturmak, çalışanlar için halen büyük bir mücadele alanı.
Fakat bazı ülkeler, iş-yaşam dengesini başarılı bir şekilde kurarak çalışanlarının mutluluğunu ön planda tutmayı başarabiliyor. Bu ülkelerde işveren politikaları ve yasal düzenlemeler, çalışanların iş ve özel yaşamları arasında dengeyi sürdürebilmesi için güçlü bir temel oluşturuyor. İş-yaşam dengesi söz konusu olduğunda, ücretli izinler, çalışma saatleri, doğum ve babalık izin süreleri, sağlık sigortası gibi faktörler oldukça belirleyici. Bu unsurlar her ülkede farklılıklar gösterdiği için çalışanların yaşam kalitesini doğrudan etkiliyor.
İŞ-YAŞAM DENGESİNİN EN İYİ SAĞLANDIĞI ÜLKELER
Market Australia tarafından yapılan bir araştırmaya göre, iş-yaşam dengesinin en iyi sağlandığı 40 ülke sıralandı. Bu sıralama, sekiz ana faktöre dayalı olarak oluşturuldu: yıllık ortalama çalışma saatleri, yıllık ücretli izinler, hastalık izni, doğum ve babalık izinlerinin süreleri ve oranları, ve Gallup World Poll’a göre ülkenin mutluluk puanı. Bu kriterlere göre yapılan değerlendirmede, Avrupa ülkeleri öne çıkıyor.
İspanya, iş-yaşam dengesi konusunda listenin zirvesinde yer alıyor. İspanya, çalışanlarına cömert yıllık izinler, hastalık izinleri ve ebeveynlik izinleri sunarak dikkat çekiyor. Özellikle annelere ve babalara eşit sürelerde verilen izinler, iş-yaşam dengesinin önemini vurgulayan bir uygulama olarak öne çıkıyor. Portekiz ve Slovenya da benzer şekilde, babalar için de uzun izin süreleri sağlayarak iş-yaşam dengesine verdiği önemi gösteriyor.
Lüksemburg, Fransa, Hollanda, Finlandiya ve Bulgaristan gibi ülkeler de yüksek puanlar alarak sıralamada üst sıralarda yer buluyor. Bu ülkeler, ortalama yıllık çalışma saatlerini düşük tutarak ve uzun süreli ücretli izinler sunarak çalışanlarının mutluluğunu artırmayı hedefliyorlar. Örneğin, Bulgaristan, en uzun doğum izni süresi ile dikkat çekiyor. Ülkede çalışanlara %90 maaş ödeyerek 58 hafta doğum izni veriliyor.
Diğer taraftan Yunanistan, babalık izni sunmayan ender ülkelerden biri olarak sıralamada alt sıralarda kalıyor. Hollanda, İsveç, İtalya ve Romanya ise yalnızca bir hafta babalık izni veriyorlar. Ancak Danimarka, mutluluk endeksinde yüksek puanlar alarak iş-yaşam dengesini en iyi şekilde sağladığı ülkelerden biri olarak öne çıkıyor. Finlandiya ise çalışanlarının mutluluğu ve iş-yaşam dengesini başarılı şekilde sağlıyor.
Portekiz ve Slovenya, ebeveynlik izinlerinde gösterdikleri cömert tutumla, iş-yaşam dengesine yönelik örnek teşkil eden ülkeler arasında yer alıyor.
ÇALIŞMA SAATLERİ VE ÜCRETLİ İZİNLER
Araştırma, ülkeler arasındaki çalışma saatleri farklarını da gözler önüne seriyor. Özellikle Güney Amerika ülkeleri, daha uzun çalışma saatleri ile dikkat çekiyor. Kolombiya, yılda ortalama 2.405,5 saatle en fazla çalışılan ülke olarak ilk sırada yer alırken, Meksika (2.226,3 saat) ve Şili (1.962,8 saat) de bu konuda öne çıkıyor. Bu ülkelerde çalışanlar, daha fazla saat çalışmak zorunda kalırken, aynı zamanda yeterli ücretli izinlerden de faydalanamıyorlar.
ABD, yılda ortalama 1.810,9 saatle, Güney Amerikalı ve Avrupalı meslektaşlarıyla kıyaslandığında ortalama bir çalışma süresine sahip. Ancak ABD, ücretli izinler konusunda ciddi eksikliklere sahip. Çalışanların yalnızca %27’si ücretli aile iznine erişebiliyor. Bu durum, milyonlarca Amerikan işçisinin bu önemli haktan yoksun olduğunu gösteriyor.
TÜRKİYE’DE DURUM
Türkiye’de iş-yaşam dengesi konusunda büyük zorluklar yaşanıyor. Çoğu çalışan, sınırlı ücretli izin süreleri ve yetersiz doğum izni ile karşı karşıya kalıyor. Ayrıca, hastalık durumlarında çalışanlar, patronlarından izin almak için uzun süren mücadelelere girebiliyorlar. Bu durum, iş-yaşam dengesinin sağlanmasını oldukça zorlaştırıyor. Türkiye’deki iş gücü, bu tür eksikliklerden dolayı, iş ve özel yaşamlarını dengelemekte güçlük çekiyor.
İş-yaşam dengesini sağlamak, yalnızca işveren politikaları ile değil, aynı zamanda ülke çapında belirlenen yasalar ve kültürel normlarla da doğrudan ilişkilidir. Çalışanların sağlıklı bir iş-yaşam dengesine sahip olabilmesi için uzun çalışma saatleri ve kısıtlı izin sürelerinin ortadan kaldırılması gerekiyor. Avrupa ülkeleri, sundukları uzun süreli ücretli izinler ve ebeveynlik desteğiyle bu dengeyi başarılı şekilde sağlıyorlar. Diğer taraftan, Güney Amerika ve bazı Avrupa dışı ülkelerde çalışma saatlerinin uzaması ve sınırlı izin süreleri, iş-yaşam dengesini olumsuz etkiliyor.
İş-yaşam dengesinin sağlanması, sadece çalışanlar için değil, aynı zamanda iş gücü verimliliği ve toplum refahı açısından da büyük bir önem taşıyor. Bu konuda başarılı olan ülkeler, gelecekte daha sağlıklı ve mutlu bir iş gücü oluşturacak gibi görünüyor.