Nöbetçi Eczaneler
Özel Fuar Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Sanan Huseynov, minimal invaziv cerrahisi hakkında bilgiler verdi.
“İNZİVAZİV KALP CERRAHİSİ DAHA AZ RİSKLİ”
“Tıbbın sürekli gelişmesiyle birlikte, kalp cerrahisinde de önemli ilerlemeler kaydedilmektedir.” diyen Dr. Huseynov, şunları kaydetti: “ Geleneksel kalp cerrahisinin yanı sıra minimal invaziv kalp cerrahisi, hastalar için daha az riskli ve daha hızlı bir iyileşme süreci sunan bir seçenek olarak öne çıkmaktadır. Bu modern yaklaşım, kalp ameliyatlarını geleneksel yöntemlerden farklı olarak daha küçük kesilerle gerçekleştirme prensibine dayanmaktadır. Minimal invaziv kalp cerrahisi, geleneksel açık cerrahi tekniklerinden farklı olarak, daha küçük kesilerle kalbe ulaşmayı sağlar. Bu yöntem, ameliyat sırasında daha az kanama ve daha az doku hasarıyla sonuçlanır, böylece komplikasyon riski azalır. Ayrıca, minimal invaziv cerrahi ile yapılan ameliyatlarda hastanın iyileşme süreci daha hızlı olur ve ameliyat sonrası ağrı azalır. Bu da hastaların daha kısa sürede hastaneden taburcu olmalarını ve günlük aktivitelerine dönme sürelerini hızlandırır. Minimal invaziv kalp cerrahisi, kalp kapaklarında yaşanan sorunlardan koroner arter hastalığına kadar geniş bir yelpazede kalp problemlerinin tedavisinde kullanılabilmektedir. Özellikle, kalp kapağı değişimi veya koroner bypass gibi işlemler minimal invaziv yöntemlerle gerçekleştirilebilmektedir. Bu, hastaların kalp ameliyatlarıyla ilgili endişelerini azaltır ve psikolojik olarak daha güçlü hissetmelerini sağlar.”
“UZMAN BİR DOKTOR DİKKATLİ DEĞERLENDİRME YAPMALIDIR”
Dr. Huseynov, sözlerini şöyle tamamladı: “Minimal invaziv kalp cerrahisi her hasta için uygun olmayabilir, özellikle karmaşık kalp sorunları veya ileri derecede akciğer hastalığı olan hastalarda bu yöntem uygulanamayabilir. Dolayısıyla, minimal invaziv cerrahiye geçmeden önce hastanın durumu dikkatlice değerlendirilmelidir. Sonuç olarak, minimal invaziv kalp cerrahisi günümüzde giderek daha fazla kabul gören bir tedavi seçeneği haline gelmektedir. Daha az invazif olması, daha hızlı iyileşme ve daha az komplikasyon riski sunması nedeniyle birçok hasta ve cerrah tarafından tercih edilmektedir. Ancak, her hasta için en uygun tedavi yönteminin belirlenmesi için uzman bir doktor tarafından dikkatli bir değerlendirme yapılmalıdır.”