Kazılarda Neler Bulundu Neler…
Binlerce yılın gizemini toprağında saklayan Afyonkarahisar, geçmişin derin izlerini bugüne taşıyan büyüleyici bir açık hava müzesi gibidir. Bu kadim şehir, tarih öncesi dönemlerden Osmanlı'ya kadar farklı medeniyetlerin izlerini barındıran zengin bir hazineye sahiptir. Kusura Höyüğü'nden Dede Mezarı Nekropolü'ne, Üçhöyük'teki Tunç Çağı buluntularından Arkeoloji Müzesi'ndeki eşsiz eserlere kadar Afyonkarahisar, adeta zamanın ötesine bir yolculuk sunar. Her taşında bir hikâye, her buluntusunda bir sır saklayan bu topraklar, arkeologların ve tarihçilerin heyecanla keşfettiği bir bilgelik kapısıdır. Afyonkarahisar'ın sessiz tanıkları, sadece bölgenin değil, insanlık tarihinin de bilinmeyen yönlerini aydınlatıyor.

ÇOBANLAR HÖYÜK
Erken Tunç Çağı’na ait olan Çobanlar Höyük’te seramikler ve metal eşyalar bulunmuştur. Bölgedeki buluntular, tarım ve hayvancılıkla geçinen bir toplumun varlığını ortaya koymaktadır. Neolitik ve Bronz Çağı’na ait çok sayıda seramik parçası, Çobanlar Höyük'teki en dikkat çekici buluntulardandır. Bu seramikler, dönemin günlük yaşamına dair önemli bilgiler sunmaktadır. Çobanlar Höyük'te, taş işçiliği konusunda ileri bir gelişim sergileyen yerleşimcilerin varlığına dair buluntular bulunmaktadır. Çakmaktaşı ve obsidyen gibi malzemelerle yapılmış aletler, yerleşimcilerin bu taşları günlük yaşamda nasıl kullandığını gösterir. Höyükte yapılan kazılar, bölgenin tarıma dayalı bir ekonomiye sahip olduğunu ve yerleşimcilerin hayvancılık da yaptığını göstermektedir. Çeşitli hayvan kemikleri ve bitki kalıntıları, tarıma dayalı bir toplumun yaşamını gözler önüne sermektedir. Frig dönemine ait küçük taş heykelcikler ve kabartmalar, bu kültürün estetik anlayışını ve dini inançlarını yansıtmaktadır. Bu buluntular arasında figüratif sanat örnekleri dikkat çekicidir.
Bakmadan Geçme





