Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Vakıf insan İslam’ın ortaya koyduğu ideal insandır

Bu haberin fotoğrafı yok
Vakıf insan İslam'ın ortaya koyduğu ideal insandır

Vakıf insan kavramını insanın Allah’a kulluk üzerine bir hayat sürmesi olarak tanımlayan AKÜ İslami İlimler Fakültesi Araştırma Görevlisi Abdülkadir Macit, ölçünün Kur’an ve Sünnet ile belirlendiğini kaydetti. Macit, İslamın ortaya koyduğu ideal insan modelinin vakıf insan olduğunu, tüm müminlerin vakıf insan olma messuliyetine sahip olduğunu açıkladı

İslam ve İlim Konferanslarının dördüncüsü olan “Vakıf İnsan Olabilmek” başlıklı konferansı Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) İslami İlimler Fakültesi Araştırma Görevlisi Abdülkadir Macit verdi. Konferans hanımlara özel olarak gerçekleştirildi.
KUR’AN VE SÜNNETİN
YÜKLEDİĞİ MANA ESAS
AKÜ İslami İlimler Fakültesi Araştırma Görevlisi Abdülkadir Macit sözlerine Hz. Musa Peygamberin duası ile başladı. Macit, “Vakıf İnsan Olmak” başlıklı sunumunda herhangi bir kavram, konu ya da herhangi bir fikir üzerinde konuşmaya başlama ameline girildiğinde veya onun hakkında hüküm verileceğinde, kendilerini Müslüman olarak addeden kişilerin Kur’an’ın ve Sünnetin ona yüklediği mananın ne olduğuna bakmaları gerektiğini belirtti. Macit, aksi halde yüklenen manaya ve bu mana çerçevesinde ki özellikler öngörülmediğinde tekbir denildiğinde bir şirketin, ihlas denildiğinde ise bir tatil köyünün akla geldiğine işaret etti. Asli kavramlarda bir dönüşüm yaşandığına değinen Abdülkadir Macit; “Son asırlarda batının İslam ve İslami kavramlara, ilimlere dönük çalışmalarına baktığımızda konuştuğunuz şey belki İslami kavramlar ama anladığınız ve anlattığınız şeyin içi İslami olmayan bir süreç işleyebiliyor” dedi.
YARATILIŞ SEBEBİ ALLAH’A KULLUK
Vakıf insan olmayı günümüzün modern literatüründe ortaya konulan mana olarak anlamamak gerektiğinin altını çizen Abdülkadir Macit, Vakıf insanı Cenab-ı Hakk’ın nasıl tasvir ettiğinin önem taşıdığını söyledi. Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in (SAV) vakıf insan olmayı nasıl takdim ettiğine bakmak gerektiğini aktaran Macit; “Vakıf insan dediğimiz zaman İslam’ın karşılığı nedir? Bunlar bizim için önemli bir noktadadır. Vakıf insan nedir sorusu çerçevesinde Kur’an’a ve sünnete referansta bulunarak izah etmek gerekir. Bir defa Rabbimiz, ‘Ben insanları ve cinleri ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.’ ayeti kerimesinden hareketle şunu anlıyoruz; Bir defa insanoğlunun yaratılış hikmeti ve sebebi Allah’a kulluktur. Kulluk dediğimiz zaman şüphesiz Kur’an’a da Allah’ın beklediği kulluğun ne olduğunu görebiliyoruz. Bu ayrı bir mevzuudur. Ama burada vakıf insan dediğimiz aslında insanın kulluk üzere bir hayat sürmesidir. Vakıf insan denildiğinde ilk anlaşılması gereken husus insanın Allah’a kulluk üzere bir hayat içerisinde olmasıdır” diye konuştu.
VAKIF İNSAN SORUMLULUK SAHİBİDİR
Vakıf insan kimdir sorusunun cevap olarak Kur’an-ı Kerim’de açıklamalarda bulunulduğuna değinen Abdülkadir Macit, Allah’ın “Ben vakıf insandan bir söz aldım ruhlar aleminde. Dünyaya geldiği zaman bana kullukta bulunacağına dair, beni Rab olarak kabul edip, hayatının her alanında beni hakem kabul edip benim tek ilah ve yaratıcı olduğumu kabul edip amellerini, işlerini ona göre düzenleyeceğine dair.” söz aldığını belirtti. Allah’ın kendi ruhundan üflediği insanı yaratılış olarak en güzel şekilde yarattığını söylediğini kaydeden Macit; “İnsan ehseni takvim üzere yarıtılmıştır. Vakıf insanı Kuran ayetleri üzerinden tanımaya çalışıyoruz. Vakıf insan sorumluluk sahibidir. Rabbimiz vakıf insana sorumluluk yüklediğini söylüyor. Akşam namazlarından sonra Haşr Suresi’nin sonunda okuduğumuz ‘Şayet biz bu Kur’an’ı dağların üzerine yükleseydik sorumluluk olarak dağlar bu sorumluluğun ağırlığından dolayı paramparça olurdu. Ancak bu sorumluluğu insanoğlu üstlendi. Vakıf insan sorumluluk sahibi olan insandır. Kendisine karşı, diğer insanlara karşı ve kendisini yaratan Rabbine karşı olan sorumluluk sahibi insandır” şeklinde konuştu.
VAKIF İNSAN HALİFETULLAH’TIR
Ayeti kerime çerçevesinde, Allah’ın insanı cüzzi irade ile yarattığını belirten Abdülkadir Macit, dolayısıyla vakıf insanın amellerinde ve eylemlerinde de cüzzi irade sahibi olduğunu, emaneti yüklendiğini söyledi. Vakıf insanın Halifetullah olduğunu vurgulayan Macit; “Vakıf insan Halifetullah’tır. Allah’ın yeryüzünde ki halifesidir. Allah’ın yeryüzünde ki temsilcisi, vekili konumundadır. Bir insan kendisinin Allah’ın halifesi olduğunu düşündüğü an nasıl davranması gerektiğini, nasıl konuşması gerektiğini, nasıl yürümesi, nasıl okuması, nasıl giyinmesi, nasıl hareket etmesi gerektiğini temsil ettiği yüce makama göre yerine getirmesi gerektiğini hisseder. Vakıf insan şunu bilir ki, hayatta her eyleminde Cenab-ı Allah’ın yeryüzünde ki bir halifesi konumu ile hareket etmelidir. Bu hususlarda bir idrak içinde olması gerekmektedir. Vakıf insan dediğimiz zaman zıtlıklardan haberdardır” ifadelerini kullandı.
VAKIF İNSAN ZITLIKLARDAN
HABERDARDIR
Abdülkadir Macit, vakıf insanın zıtlıklar olarak iyi ile kötünün ayırımından, hak ile batılın, doğru ile yanlışın, güzel ile çirkinin, İslami kavramlar ışığında helal ile haramın, sevap ile günahın, cennet ile cehennemin zıtlıklarından haberdar olduğunu kaydetti. Macit; “Allah’ın bu zıtlıklardan haberdar olup nasıl davranması gerektiğini tayin ediyorsa vakıf insan ona göre hareket eden kişidir. Haramlardan kaçınan, günahlardan kaçınan, cehennemden ürperen, cennet arzusu ile helalleri, doğruları, güzellikleri yerine getiren insan vakıf insandır. Vakıf insanı veya insanlardan biraraya gelen vakıf gerek kurum olarak gerekse topluluk olarak Rabbimizin nasıl tanımladığını, ‘Vakıf insanlardan müteşekkil olan ümmet insanlar arasından çıkarılmış en hayırlı nesildir.” takdiminden sonra Bakara Suresi’nin 143. ayeti kerimesinde açıklamaktadır. Ali İmran Suresi’nin 110. ayeti kerimesinde ise vakıf insanlar olmanın iki ana özelliğini ifade ediyor. Ayeti kerime de, ‘Onlar iyiliği emrederler ve onlar kötülükten nehyederler.’ Bizler kavramları Allah’ın istediği şekilde anlamak durumudayız.” ifadelerine yer verdi.
HERŞEY ALLAH İÇİN YAPILMALI
Vakıf insan olmanın iki ana özelliğinin Müslümanlar’a sunulduğundan söz eden Abdülkadir Macit, bunlardan birinin iyiliği emreden olmak kötülüklerden kaçınmak, başkalarını kaçındırmak olduğunu kaydetti. Macit şunları söyledi: “Vakıf insan olmak hususunda Rabbimizin bize tayin ettiği özellikler nettir. Bizler bir maddeyi işleri ile özdeş olarak anlıyoruz. Örneğin bilgisayar denildiğinde bunun özdeşi bilgisayarın özelliklerini yerine getirip getirmemesidir. Masanın işlevi üzerinde ihtiyaçların karşılandığı bir noktada olmasıdır. Bütün varlıklar için bu geçerlidir. Bir varlığın işlevi onun işlevi üzerine hareket ettiği ile ilgili olan bir durumdur. Vakıf insanın işlevleri diye bir bahis açtığımızda Kur’an’a ve Peygamber Efendimizin (SAV) sünnetlerine göre karşımıza çıkan hususlar vardır. İnsanın özdeşleri olacak işlevleri bulunur. Bunlar üzülmesi, sevinmesi, yemesi, içmesi, uyuması, okuması, korkması, ibadeti, yönetmesidir. Bunlar esasen insanların işlevleri olan noktadadır. İşte mesele bu işlevler hemen tüm insanlarda var olan işlevlerdir. Vakıf insan için bu eylemlerin özdeşini Kur’an’dan Enam Suresi 162. ayette Rabbimiz, ‘Ey Peygamber de ki, şüphesiz benim namazım, benim ibadetlerim, yaşamım ve ölümüm tüm bunlar alemlerin Rabbi olan Allah için olmasıdır.’ görmekteyiz. Tüm insanlarda ortak özellikler şeklinde sıralayacaklarımızı, vakıf insan üzerinde düşündüğümüz de makbul insan olmasını sağlayan tüm yaptıklarını ve yaşadıklarını Allah için yapmasıdır.”
ALLAH’A FAZLA VE BİLİNÇLİ
KULLUK EDİLMELİ
Kulların hayatları boyunca bulunduğu tüm eylemleri Allah rızası için olduğun da Kur’an’ın ve Sünnetin ortaya koyduğu vakıf insan profiline oturacağını anlatan Macit şöyle konuştu: “Birşeye kızarken nefis için değil de Allah ve Resulü için kızdığınızda vakıf insana mahsus bir eylem içerisinde oluyorsunuz. Okumaya belli bir makam mevki sahibi olmak bir diploma elde etmek dünya da rahat bir hayat sürmek noktasıdna bakarak okuma eylemini gerçekleştirirseniz bu okumanın vakıf insan olma hususunda bir anlam taşımadığını bize gösteriyor. Çünkü Rabbimiz kriteri koyuyor. Benim okumam da, benim diplomam da, benim sahip olduğum bilgiler de Allah’a daha fazla ve bilinçli kulluk etmek üzere olduğu zaman makbuldür ve Rabbimizin razı olacağı bir eylem olarak ortaya çıkıyor. İnsanın işlevleri Allah için olduğu zaman vakıf insan olarak Kur’an ve Sünnetin koyduğu insan profili ortaya çıkıyor.”
NAMAZI NİÇİN KILIYORUZ?
“Ameller niyetlere göredir.” hadisini hatırlatan Abdülkadir Macit, her kiminin niyetinin Allah ve Resulüne uygun ise karşılık alacağı hususların da ona göre olacağını belirtti. Peygamber Efendimizin (SAV) “Kimin hicreti Allah ve Resulüne ise alacağı sevapta ona göredir. Kimin hicreti bir dünyalık makam elde etmek ise elde edeceği durum da ona göre muamele de bulunacaktır.” ifadesini aktaran Macit şunları söyledi: “Birşeyi şekline göre değil de niçinine bakarak değerledirmek gerekmektedir. Allah insanların bütün eylemlerinde niçin yaptığı üzerinden bir endazeye tabi tutacaktır. Niçin namaz kılıyoruz? Dikkat edilirse ayeti kerime de Rabbimiz namazı da araya koyuyor. Namazı niçin kılıyoruz? Bir ritüel olarak mı? Birileri İslami atmosferin olduğu bir yerde kılıyorum namaz kılmadan da olmaz kılmadı demesinler diye mi? Yoksa Allah için mi? Allah için olmadığı zaman senin namazında vakıf insan olma noktasında bir anlam taşımıyor. Eğilip kalkmaktan öteye yüzüne kıyamet gününde çarpılacak eylemler topluluğundan öteye gitmeyen bir noktaya getiriyor. Allah için olmadığı takdirde. Rabbimiz Allah için dediğimizde vakıf insan için çok ince bir kriteri karşımıza çıkarıyor.”
DOĞRULUĞU İSLAMİ
KRİTERLER BELİRLER
Abdülkadir Macit, insanın işlevlerinde her varlıkta olduğu gibi pozitif ve negatif yönlerin olduğuna değindi. Macit, İslami yönde zıtlıklar üzerinden ifade ile helal-haram, günah-sevap, doğru-yanlış, güzel-çirkin, hak-batıl üzerinden vakıf insanın doğruluk denildiğinde İslam kriterlerinde doğruluğu tercih etmesi gerektiğini söyledi. Macit; “İstanbul’un fethini konuştuğunuz zaman size göre fetihtir. Ama karşı taraf itibariyle bu bir fetih değil işgalidr. Bir tarafı ile soykırım üzerinden nitelendirilebilir. Hoşgörü dediğimiz kavram insanlara, yaratılanlara karşı hoşgörülü olmak İslam’ın ortaya koyduğudur. Vakıf insan hoşgörülü olmak dediğinde Kuran ve Sünnetin koyduğu çerçeveye göre hoşgörülü olur. Mesela dünya da ve Türkiye’de Müslüman eşcinselliğe hoşgörülü olamaz. Çünkü o hoşgörülecek birşey değildir. Allah’ın, dinin, mukaddesatın ezildiği, tahrip edildiği noktalara İslam hoşgörülü olamaz. Hoşgörülü olmak ve insanların işlevleri noktasında Rabbimizin nasıl bir özdeş davranış koymamız gerektiğini de görüyoruz. İslamın ortaya koyduğu ideal insan modelin vakıf insandır. Tüm müminler olarak hepimiz vakıf insan olma messuliyetine sahibiz.” dedi. >> Burcu AYDIN’ın haberi

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti