Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

“Allah bu örgütün belasını versin”

Afyonkarahisar 2. Ağır Ceza
“Allah bu örgütün belasını versin”

Afyonkarahisar 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dün Fetullahçı Terör Örgütü, Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma, terör örgütü propagandası yapma suç isnadıyla haklarında kamu davası açılan toplam 18 sanığın davaları görüldü.
18 SANIKTAN 11’İ TUTUKLU
Sanıklardan; Mustafa Çobanoğlu, Bekir Kul, Havil Açar, Osman Sezer, Hüseyin Yavuz, Ayşe Temel, Sezayi Sarıdaş, İbrahim Demir, Emin Köse, İsmail Keser, Kadir Sağban tutuklu olarak yargılandı. Diğer tutuksuz sanıklar; Selçuk Öğütlü, Özlem Aktaş, Medine Yıldırım, İlhan Yalçın, Ferihan Barut, Ahmet Şahin ve Musa Acar’ın duruşmaları da dün görüldü.
4 TAHLİYE, 5 CEZA
Duruşmaya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla Diyarbakır’dan bağlanan Özlem Aktaş’a 9 yıl hapis cezası verildi. Aktaş, 36 haftalık gebeliği nedeniyle tutuklanmadı. Öğretmenlik görevinden ihraç edilen İlhan Yalçın’a 6 yıl 3 ay hapis, etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanarak hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul eden görevden ihraç edilen İmam Hüseyin Yavuz’a 1 yıl 10 ay 15 gün hapis cezası verildi. Yavuz hükümle birlikte tahliye edildi. Duruşmaları Mart ayı içerisinde görülecek olan sanıklar; Ayşe Temel ve Bekir Kul da adli kontrol tedbiriyle tahliye edildi. Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul eden Ahmet Şahin’e 1 yıl 10 ay 15 gün hapis cezası, hükümle birlikte tahliye edilen İsmail Keser’e 6 yıl 3 ay hapis cezası verildi.
SANIK KÜRTÇE TERCÜME İSTEDİ
Terör örgütü PKK propagandası yaptığı iddiasıyla yargılanan Havil Açar, Türkçe olarak kendisini iyi ifade edemediği gerekçesiyle kendisine Kürtçe tercümanlık yapılması talebinde bulundu. Mahkeme sanığın tercüman eşliğinde esasa dair savunma yapma talebini kabul ederek duruşmayı Mart ayına erteledi.
“YARDIM VE YATAKLIK YAPMADIM”
Örgütle müzahir Kimse Yok Mu Derneği’nde müdürlük görevi ile bazı avukatlara sohbet adı verilen örgütsel toplantılarda sohbet hocalığı yaptığı iddialarıyla yargılanan Mustafa Çobanoğlu’nun duruşması Mart ayında görülecek. Çobanoğlu’nun dün görülen celsesinde etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanan Uğur Kıztek tanık olarak dinlenildi. Örgütün strateji belirlediği geniş katılımlı otel toplantısına sanık Çobanoğlu’nun Dernek Müdürü iken kendisine ücret karşılığı otelde dernek standı açmasını söylediğini aktaran Kıztek, “Derneğin beş kişiden oluşan yönetim kurulu vardı. Yönetim kurulunun broşür dağıtımı yapılacak olan standın açılması kararını bana Mustafa Çobanoğlu söyledi” dedi. Mustafa Çobanoğlu, kesinlikle terör örgütüne yardım ve yataklık yapmadığını ileri sürdü. Çobanoğlu, arkadaşlarının doğum ve ölüm gibi özel davetlerine katıldığını vurgulayarak tanık beyanlarında hoca bulunmadığı zamanlar sohbet yaptığı ifadelerine dikkat çekti.
“DİNİ BİLGİNİZ YOKSA
KANDIRIYOR MUYDUNUZ?”
17-25 Aralık sürecinden sonra devletin uyarısını dinleyerek Kimse Yok Mu derneğinden ayrılmak istediğini belirten Çobanoğlu’na Mahkeme Başkanı, “Ayrılmak istemenize rağmen neden otel toplantısına katıldınız?” sorusunu sordu. Bu soruyu “Vallahi otel toplantısı olduğunu bilmiyordum” şeklinde cevaplandıran Çobanoğlu, dernek genel merkezinin broşür dağıtımı istediği için otele gidildiğini iddia etti. Dini konularda bilgisi olmadığını kaydeden Çobanoğlu’na Mahkeme Başkanı, “Dini bilginiz yok ise sözde sohbet toplantılarında insanları mı kandırıyordunuz?” diye sordu. Mustafa Çobanoğlu, “İlmihal bilgileri verirdim. Yüce devletime sığınıyorum. Her zaman devletimin yanındayım. Bunu ilk tutuklandığımda da ifade etmiştim. Ben fakir fukaraya yardım etmenin dışında bir şey yapmadım” diye konuştu.
NAKİL EDİLEN SANIĞIN
DURUŞMASI ERTELENDİ
Terör örgütü propagandası yapmakla yargılanan Dinar Kapalı Cezaevinden Tarsus Cezaevine nakil edildiği öğrenilen sanık Selçuk Öğütlü’nün bu nedenle duruşmada hazır edilememesi nedeniyle duruşması Mart ayında görülecek.
BYLOCK MESAJ İÇERİKLERİ OKUNDU
Duruşmaya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla Diyarbakır’dan bağlanan Özlem Aktaş’a örgütün gizli ve şifreli haberleşme programı bylock kullanımı nedeniyle 9 yıl hapis cezası verildi. Hakkındaki suçlamayı reddeden Aktaş 36 haftalık hamile olduğundan tutuklanmadı. Duruşmada Aktaş’ın bylock tespit değerlendirme tutanağı okundu. 483664 ID numarası, özlem 1912 kullanıcı adı, 1912 adla mail ve yazışma durumu aktif olarak belirlenen sanık Aktaş’ın programa 110 defa girdiği tespitleri aktarıldı. 2012-2016 yılları arasında AKÜ İktisat Fakültesi’nde eğitim gördüğü öğrenilen Aktaş’ın bylock mesaj içeriklerinden örnekler okundu. “Bekledim gelmedi, çok sinirlendim abla” “Merveler’in evi kapandı. Borçları vardı. Kapıcı bana gelip hesap soruyor. Sıkıldım abla” “Yücel para gönderdi bot aldım” “Sembol Afjet icralık olmuş” “Abla geliyorum Sembol 18’nci dairedeyim” “Yücel ile yüz yüze konuşacağız” gibi sanığın bylock mesaj içerikleri var. Mahkeme Başkanı sanığa Yücel isimli şahsın kim olduğunu sordu. Özlem Aktaş, Yücel Furkan Aktaş’ın eşi olduğunu ifade etti. Aktaş, bylock tespit değerlendirme tutanağı somut verilerine rağmen örgütsel haberleşme programını kullandığı iddiasını reddetti. Öte yandan Aktaş’ın bylock mesajlarında örgütü diri tutmaya yönelik katalog hikâyeler ve rüyaların da yer aldığı kaydedildi.
EŞİ HALEN GÖREVDE
Mahkeme Başkanı Özlem Aktaş’a bylock mesaj içeriklerinin öğrenci evi durumları, borç ödenmeme vb. ifadeler doğrultusunda öğrenci ablalığı yaptığı kanaati uyandırdığını kaydetti. Hiçbir şekilde bylock kullanmadığını, okunan mesaj içeriklerinin de şahsına ait olmadığını ileri süren Aktaş’a Mahkeme Başkanı Bursa ile tespit edilen yazışmaları ve eşi ile örgütsel anlamda katalog evlilik yapıp yapmadığını sordu. Ailesinin Bursa’da olduğunu, öğrenciliği döneminde özel Gül Nisa Kız Öğrenci Yurdu’nda kaldığını anlatan Aktaş, suçlamayı kabul etmedi, katalog evlilik yapmadığını iddia etti. Mahkeme Başkanı sanığa eşinin durumunu sordu. Özlem Aktaş, eşi Yücel Furkan Aktaş’ın Diyarbakır Kayapınar İlçe Jandarma Komutanlığı’nda Jandarma Astsubay Çavuş rütbesinde halen aktif görev yaptığını belirtti. Sanık karar öncesi sorulan son sözünde ekleyeceği bir şey bulunmadığını kaydetti.
YILDIRIM TEM’DE DE İFADE VERECEK
Etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanma talebinde bulunan ve hakkında Kütahya 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin yetkisizliğe hükmettiği Medine Yıldırım teşhislerde bulunup detaylı ifade vermesi için TEM Şube’ye sevk edildi. Örgütün gizli ve şifreli haberleşme programlarından bylock kullanıcısı olduğu, öğrencilere sohbet verdiği ve Bölge Talebe Mesullüğü (BTM) yaptığı öğrenilen Yıldırım dünkü duruşmada da ifade verdi. Yıldırım’ın kullandığı bylock programında bazı yazışmaların şifreli olduğu tespit edilirken mesaj içeriklerinde katalog rüyalar ve mesajlara da yer verildiği kaydedildi.
“BÖLGE TALEBE MESULLÜĞÜ YAPTIM”
Üniversite döneminde bu yapı içerisinde yar aldığını, o zaman Allah rızasını gözetmekte samimi olduğu kadar etkin pişmanlık talebinde de samimi olduğunu söyleyen Medine Yıldırım’a Mahkeme Başkanı, “Biz kimseyi etkin pişmanlıkta bulunması için zorlamıyoruz. Tercih sizin” dedi. Muhafazakâr bir sülaleden ilk tahsil yapan kız çocuğu olduğunu, öğrenciliğinde örgüt evlerinde kaldığını aktaran Yıldırım, “Bölge Talebe Mesulü olarak ‘Gülbahar Abla’ya’ bağlıydım. Bölge Talebe Mesulü olarak üç ev sorumluluğumdaydı. Birinci sınıfta iken bir evde 5 kişi kalıyorduk. Gülbahar abla bize akşam çay içme sırasında sohbet verirdi. Daha sonra Sümeyra ve Yasemin ablalar risale üzerine sohbetler yaptı. Birinci sınıfta iken bize Fetullah Gülen’in hayatını anlatan kitap okutturulmuştu. İkinci sınıfta ev ablamız Mahinur’du. Benim sorumluluğumdaki evler Gümüşkanat, Urba ve Hanedan Apartmanlarındaydı. Öğrenci evlerine apartmanların ismi verilirdi üç evden birinde 5 diğerlerinde 4’er kişi kalıyordu. Ben Dershane Rehber Öğretmenim aracılığıyla burslu olarak evde kaldım. 250 TL bedel yerine 180 TL karşılığında kaldım” diye konuştu.
“PARKTA BİLE SOHBETE
ÇAĞRILAR YAPILIRDI”
Büyük Bölge Talebe Mesullüğü görevini Sümeyra Ay isimli şahsın yürüttüğünü anlatan Medine Yıldırım, 3’ncü sınıfa geldiğinde siyasi çalkantıların başladığını, kendisine “KYK’cılık” görevinin verildiğini, Kredili Yurtlar Kurumunda kalan öğrencileri kazanmak için çabaladıklarını anlattı. “Zehra abla” isimli şahsın KYK öğrencileri ile özel olarak ilgilendiğini aktaran Yıldırım kendisinin ve diğerlerinin kod adı kullanmadıklarını söyledi. Üçüncü sınıfta öğrenci evinde 4 kişi kaldıklarını, Zehra abla dediği şahsın evin büyük salonunda 50 ile 60 kişilik örgütsel sohbet toplantısı düzenlediğini aktaran Yıldırım, “KYK ile ilgilenme sonucu bir düzen oturdu. Evin yanındaki parkta bile karşılaşılan kız öğrenciler bile rahatça sohbetlere çağırılıyordu. Bu şekilde insanların sohbetlere ilgileri arttırıldı” şeklinde konuştu.
“AFYON’DA BU ŞEKİLDE 30 EV VARDI”
Mahkeme Başkanı Anadolu’dan gelen ve belli bir muhafazakarlık yapısına sahip kişilerin “av mevsimi” anlayışı ile umuma açık park yanında ev tutularak din adı altında örgütsel sohbet toplantılarına çağrıldığına dikkat çekti. Sanık Medine Yıldırım’a “Av sezonu ne kadar ve ne şekilde devam etti?” diye soran Mahkeme Başkanına Yıldırım, “KYK’dan gelenlere Fetullah Gülen anlatılmaz, ürkütülmezdi. İlmihal bilgileri verilirdi. Dördüncü sınıfa geldiğimde atanma kaygısı ile görev almak istemedim. KPSS hazırlığı için dershaneye kayıt yaptırma inadım ve görevi istemem sonucu örgüt ablası ile diyalogunun koptuğunu söyleyen Yıldırım, “Afyon’da bu şekilde yaklaşık 30 kadar ev vardı. Fatma Gül en tepedeki ablaydı. Polise verdiğim ilk ifade de bylock kullanmadım dedim. Çünkü o programın bylock olduğunu bilmiyordum. Dershaneye gitmem abla ile aramın kötü olması, ‘cemaat evliliği’ yapmam nedeniyle Menekşe abla tarafından bylock denilen program bana yüklendi. Menekşe ablayı kıramadım, abla eksiği olan yerlerde Menekşe ablanın bölgesindeki evlere sohbet yapmaya gidiyordum. Menekşe abla bana tango görünümlü bylock yüklemiş” ifadelerini kullandı.
“BUGÜNÜ GÖREMEDİM
ART NİYET ARAMADIM”
Bugünün şartlarının doğacağını bilemediğini, art niyet aramadığını, bu nedenle bylock programının yüklenmesine ses çıkarmadığını belirten Yıldırım, “Sohbet toplantılarında yumuşak mizaçlı biri olduğumdan öğrencilerle aram iyiydi. Öğrencilerin ablalarla araları yoktu. Toplantılarda bana hep evlerin maddi sıkıntılarını anlatırlardı. Menekşe Erol bölgeciydi. Kadriye Ekici adına kayıtlı hattı Meryem kullanıyordu. Ekici onun annesiydi. Tuğba Algan Afyon Sorumlusunun yardımcısıydı. Ayşe Akkurt ev arkadaşım, Fadik Leyla sınıf arkadaşımdı. Hatice Abla da imamdı, evlerin maddi sorumlusu idi. Manevi sorumluluğu yoktu” ifadelerine yer verdi. İmza atma şeklindeki adli kontrolü kaldırılan Yıldırım’ın yurt dışı çıkış yasağı devam ediyor.
YALÇIN’A 6 YIL 3 AY CEZA
Mahkemece 6 yıl 3 ay hapis cezasına hükmedilen görevden ihraç tarih öğretmeni İlhan Yalçın cezası kesinleşinceye kadar tutuklanmadı. Karar celsesinde son savunması alınan Yalçın, örgüt üyesi olmadığı için etkin pişmanlık talebinde bulunmadığını söyledi. Mahkeme Başkanı sanığa etkin pişmanlık için illa örgüt üyesi olmak gerekmediğini hatırlattı. Yalçın karar öncesi son sözünde, “Terör örgütüne üye değilim. Sadece dışarıdan sempatim oldu, hataydı. Örgütü lanetliyor, beraatımı talep ediyorum” dedi. Yalçın’ın; Örgütle müzahir dernek ve sendika üyelikleri, Bank Asya’ya örgüt elebaşının talimatıyla para yatırıp katılım hesabı açtırması, Zaman Gazetesi aboneliği ve çocuğunu örgütle müzahir okulda okutması iddialarıyla yargılandı.
“ZORUNLU OLARAK ÇALIŞTIM”
Adli kontrol şartıyla tahliye edilen Ayşe Eğerci Temel’in duruşması Mart ayında görülecek. Kendisine bylocku Yurt Müdürü Ebru Aydın’ın yüklediğini, Emniyet’te detaylı ifade verdiğini belirtti. Uşak’ın Eşme ilçesinde 2007 yılında indirim kazanarak dershaneye gitmesiyle örgütle yolunun çakıştığını, 2008’de KTÜ kaydolduğunu anlatan Temel, “Üç yıl sonra Farabi programı ile AKÜ’ye geçiş yaptım. 2013 Eylül ayından 2014 yılı Haziran ayına kadar Diyanet yurdunda çalıştım. Okullar kapanınca bu yurt ta kapandı. Nezahat Kız Öğrenci Yurdunda işe başladım. Ebru Aydın’la tanıştım. O da benim gibi Yurt Müdürüydü. Ebru Aydın bana bylock yüklerken Deniz Öksüz de oradaydı. ‘Sana bir program atacağım’ dedi. Telefonum tuşluydu akıllı telefon alamayacağımı söyledim. Benim üstümde idi, ‘Bana karşı mı geliyorsun’ dedi. Yeni evliydim, çok borcumuz vardı. Zorunlu olarak çalıştım. 2015 yılında borçlarımız hafifleyince ayrılmak istedim. Ancak benim ayrılma evraklarımla yerime gelecek kişinin evraklarının aynı anda verilmesi gerektiğinden adam bulunamadığı için resmiyette devam ettim. Eşim polisti. Bylock kullanmadı tutuklu değil. Ama meslekten ihraç edildi. Ebru Aydın’ın hattı eşi Olgun Aydın adına kayıtlı olabilir. 15 aydır tutukluyum. Terör örgütünü ayıklayabilmek için devlet beni de tutukladı. Devletime kırgın değilim. Adalete güveniyor tahliyemi talep ediyorum” dedi.
ÖĞRENCİLER 1’DEN 7’YE
KADAR FİŞLENMİŞ
Afyonkarahisar Basın Yayın Enformasyon İl Müdürlüğünde görevli iken KHK ile ihraç edilen Bekir Kul adli kontrol şartıyla tahliye edildi. Kul’un duruşması Mart ayında görülecek. Kul hakkında; Örgütün strateji belirlediği otel toplantılarına katılması, örgütle müzahir şirketlerde SGK kaydı, bylock kullanım tespiti, bir kısım tanık beyanıyla örgütle iltisaklı olduğu, örgüte himmet adı altında para yardımında bulunduğu iddiaları var. Devlete ve millete faydalı olmak adına bildiği herşeyi anlatacağını söyleyen ve Emniyet ifadesini doğrulayan Kul, “Üniversiteyi kazanan öğrenciler evlere ve yurtlara yerleştirilirken 1’den 7’ye kadar numaralandırıldı. Bir puanlık öğrencilerin namaz kılmayan “cemaat” bağı olmadığı, iki puan verilenlerin namaz kılmayan ve ilgilenildiklerinde belli bir seviye gelebilecekleri, üç puanlık öğrencilerin namaz kılan ve “cemaat” misyonu aşılanabilecek durumda oldukları, dört ve beş puanlık öğrencilerin “cemaati” bilen ev ve yurtlara rahatça yerleştirebilecek anlamına geldiği, 6 puanlıkların başka cemaatlere mensup oldukları 7 puan verilenlerin ise Alevi öğrenciler olduğunu açıklayan Kul’a Mahkeme Başkanı, “12 ile 14 yaş arasındaki öğrencileri resmen fişlemişsiniz değil mi?” diye sordu. Afyon’a gelmeden önce Kilis’te çok sıkıntı yaşadığını söyleyen Bekir Kul, öğrenci velilerine yönelik fişlemenin dershanede değil kolejlerde yapıldığı duyumunu dile getirdi.
BYLOCKU MESUT MERCAN YÜKLEDİ
Dershanede çalışırken tüm öğrencilerin evlerini ziyaret ettiklerini anlatan Bekir Kul, kurban, zekât ve burs taleplerinde bulunduklarını, bylock programı kullandığını,  programı kendisine mahkemece hakkında 9 yıl 9 ay mahkûmiyetine hükmedilen Mesut Mercan’ın yüklediğini söyledi. Emniyet ifadesinde ilk etapta bylock kullanmadığı yönündeki beyanını hatırlatan Mahkeme Başkanına Kul, “15 Temmuz sonrası ortalık toz dumandı, şaşırmıştım” dedi. Bylock listesinde Mesut Mercan’ın küçük harfle mesut cihan medya şeklinde kayıtlı olduğu belirlenen Kul, sohbet adı verilen örgütsel toplantıların sırayla evlerde yapıldığını, kendisiyle birlikte 9 yılı aşkın hapis cezası verilen İsa Ejderha, Mesut Mercan, Nüfus Müdürlüğü’nden Faruk isimli şahsın toplantılara katıldığını anlattı.
“SER REHBER SÜLEYMAN ABİYDİ”
“Rüzgârın sert estiği süreçte 2009 yılında dershaneden tartışmalı ayrıldım” diyen Kul, örgütsel jargonda “ser rehber”in dershane ve kolej öğretmenlerinden sorumluluk anlamını taşıdığını açıkladı. Mahkeme Başkanı sanık Kul’a ser rehberlik kavramı çerçevesinde KPSS, hâkimlik-savcılık, komiserlik, kurmaylık gibi sınavlara yönelik çalınmadık sınav sorusu olmadığına işaret etti. Dershanede çalışırken ser rehberin “Süleyman abi” adlı şahıs olduğunu kendisinin 10 ay çalıştığını belirten Kul, 7 bin 200 TL alacağını alamadığını, himmet vermediğini kaydetti. Dershane yıllarında bir maaşa tekabül eden oranda aylık para talebi olduğunu aktaran Bekir Kul, bu paraların maaştan direk kesildiğini dile getirdi. Bylock programını aynı türde ilmihal bilgileri gelmesinden sıkıldığı için sildiğini belirten Kul’a Mahkeme Başkanı, “Bin küsur yargılamada istisnasız bylocklarda katalog mesajlar birbirinin aynıydı” dedi. Kul, “Kesinlikle bana böyle bir mesaj gelmedi. Eğer aksi ispat edilirse beyanlarım yalan sayılsın” dedi.
MAHKEME BAŞKANI AVUKATI UYARDI
Bekir Kul’un avukatı tarafından Kul’a örgütün Türkçe Olimpiyatlarında bastırdığı banknot para gösterilince Mahkeme Başkanı avukata, “Parayı cebinize koyun” uyarısında bulundu. Sanık avukatı savunması sırasında Mahkeme Başkanı tarafından Türkçe Olimpiyatları için paranın devlet tarafından bastırıldığı ifadesi üzerine siyasi savunma yapmaması, FETÖ’yü aklar tavır göstermemesi ve örgütü sıkça “cemaat” olarak ifade etmemesi yönünde uyarıldı. Bekir Kul’un duruşmasında akrabası Bilal Can’ın tanık olarak dinlenilmesinden mahkeme heyeti oybirliği ile vazgeçti.
BAYAN BARUT’A YAKALAMA
KARARI ÇIKARILDI
Firari durumda bulunan FETÖ sanığı İsmail Barut’un eşi olan ve yargılaması tutuksuz yapılan Ferihan Barut dünkü duruşmaya katılmadı. Bayan Barut’un da kaçak olduğu tahmini sözkonusu. Mahkeme Bayan Barut hakkında yakalama kararı çıkarılarak mahkemeye zorla getirilmesine karar verdi.
YAVUZ’A 1 YIL 10 AY 15 GÜN
Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul eden meslekten ihraç imam Hüseyin Yavuz’a 1 yıl 10 ay 15 gün hapis cezası verildi. Yavuz hükümle birlikte tahliye edildi. Karar celsesinde Yavuz kendisine bylock programını sohbet hocası Hidayet İpek’in yüklediğini, “Hidayet abi” dediği şahısla özel bir dostluğu bulunduğunu, “Muhammed Hoca” olarak tanınan örgütün İl İmamı Mehmet Kaya ile katıldıkları bir yemekte örgütün ilçe imamlarından Seyithan Bi��er’e Kaya’nın “Seyithan” diye seslenmesiyle kişiyi tanıdığını aktardı. Yavuz karar öncesi sorulan son sözünde, “Pişmanım. Suç işleme kastım olmadı” dedi. Askeri Fabrikada işçi iken KHK ile görevden ihraç edilen sanık Osman Sezer esasa dair savunma hazırlığı için süre talep etti. Sezer’in duruşması Mart ayında görülecek.
SANIKLARA SAVUNMA SÜRESİ VERİLDİ
Afyonkarahisar Belediyesi asfalt şantiyesinde taşeron olarak çalışırken görevden ihraç edilen ve etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanan Ahmet Şahin, kendisine bylock programını sohbet hocası Ramazan Poyraz’ın yüklediğini, Poyraz’ı İl Özel İdaresinde memur olarak bildiğini aktardı. Şahin karar öncesi sorulan son sözünde pişman olduğunu ifade etti. Kamu görevinden ihraç edilen Diş Hekimi Sezayi Sarıdaş’ın duruşması sanığa zorunlu müdafi atanması için Mart ayına ertelendi. Meslekten ihraç edilen din görevlisi İbrahim Demir’e de savunma hazırlığı için süre verildi.
“TANIMADIĞINIZ İNSANLARI
EVE NASIL ALDINIZ?”
Kamu görevinden ihraç edildiği öğrenilen Emin Köse’nin duruşması Mart ayında görülecek. Hakkındaki suçlamaları reddeden Köse’nin duruşmasında etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanan çift P.Ç ile A.Ç tanık olarak dinlenildi. P.Ç ile eşi A.Ç Emniyet’te verdikleri ifadeyi mahkemede teyit etti. Bayan P.Ç sanığı eşinin arkadaşı olarak tanıdığını, örgütün gizli haberleşme programının sohbet toplantılarında kullanıldığını eşinden öğrendiğini, bu minvalde Cuma mesajları gördüğünü anlattı. Bayan P.Ç eşinin arkadaşlarının söylemi üzerine örgütün bayanlar grubunda yer almasını istediğini kendisinin o dönemde çalıştığı ve gece zamanının olmadığı gerekçesiyle bu teklifi reddettiğini kaydetti. P.Ç ile A.Ç çifti örgütle müzahir dernek toplantısının yer bulunamadığı gerekçesiyle 185 metrekarelik evlerinin geniş salonunda yapıldığını aktardı. Bayan P.Ç toplantı katılımcılarına kahvaltı hazırladığını, bir şahıs tarafından öğlen yemeği getirildiğini, kendisinin akşama kadar annesine gittiğini, dışarıda İstanbul ve Adapazarı plakalı araçları gördüğünü belirtti. P.Ç, eşinin örgütün il imamlarının evlerindeki toplantıya geldiğini söylediğini ifade etti. Ayrıca salonda duvara projeksiyon yansıtılarak yapılan sunum sırasında ev sahibi A.Ç’in oda dışına çıkarılıp kapının kapatıldığı da ifade de yer buldu. Bu ifadenin üzerine Mahkeme Başkanı tanık A.Ç’ye, “Eviniz otel mi? Tanımadığınız insanları evinize nasıl aldınız? Afyon’u mu patlatacaklar, devleti mi yıkacaklar? Hiç mi düşünmediniz” sorularını sordu.
KESER’E 6 YIL 3 AY CEZA
AKÜ Teknoloji Fakültesi’ndeki sekreterlik görevinden ihraç edilen İsmail Keser’e 6 yıl 3 ay hapis cezası verildi. Keser hükümle birlikte tahliye edildi. 30 yıl Türk Milletine devlet memuru, hakem, gazeteci olarak hizmet verdiğini söyleyen Keser, terör örgütünün karşısında olduğunu, içine düştüğü durumdan dolayı mahkeme heyeti ve Türk milletinden özür dilediğini söyledi. Keser; örgütle müzahir Teknik Elemanlar Derneği ve sendika üyelikleri, Bank Asya’ya para yatırması, çocuğunu örgüt bağlantılı okula göndermesi iddialarıyla yargılandı. Keser’in karar celsesinde etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanan A.Ç ile eşi P.Ç ve İ.Y adlı şahıs tanık olarak dinlenildi.
ALİ ACAR’IN OĞLU MUSA ACAR
“BİZ TARAFIMIZI BELLİ ETTİK” DEDİ
Mahkemenin hakkında 10 yıl 6 ay hapis cezasına hükmettiği işadamı Ali Acar’ın oğlu Musa Acar’ın duruşması Mart ayı sonunda görülecek. Suçsuz ve masum olduğunu iddia eden Musa Acar savunmasında şu ifadeleri kullandı: “HÜRSİAD Sekreteri Necmettin Yılmaz tarafından derneğe üye olmam için ısrar edildi. Önce sohbet toplantılarına katıl denildi. Dini tarafımı geliştirmek istedim. Sayın Cumhurbaşkanımızın herkesin tarafını belli etmesi açıklamasından sonra 2014 yılı yerel seçimlerinde babam Ali Acar AK Parti’den Belediye Meclis üye aday adayı oldu. Bir aile ortamında otururken babama telefon geldi. Babam yan odaya geçerek telefondaki şahsa, “Siz kimsiniz beni tehdit ediyorsunuz. Ben 60 yaşımdayım bugüne kadar kimseden emir almadım. Elinizden geleni ardınıza koymayın” sözleriyle yüksek sesle konuştu. Babama ne olduğunu sorduğumda gizli numaradan arayan bir şahsın ‘Muhammed Kaya’nın selamı var. Belediye Meclis adaylığından çekileceksin’ dediğini söyledi. Bize de tarafımızı belli ettiğimiz, siyasi bir kimliğimizin olduğunu söyleyerek benim sohbetlere ve derneğe gitmeyeceğimi söyledi. 2014 yılı başından beri ben de toplantılara gitmedim. Toplantılara giderken sohbet hocası Hüseyin Celal Torlak’tı” Acar’ın duruşmasında tanık olarak dinlenilen sözde sohbet toplantılarının hocası Hüseyin Celal Torlak, soruşturma beyanını reddetti. Sanık Acar tanığın yalan söylediğini kaydetti. Diğer tanıklar; Ahmet Kızıl, Kazım Yaman, Murat Çay beyanlarını kabul etti. Musa Acar, hiçbir zaman kod adı, bylock kullanmadığını, şirket hissesi almadığını ve bilgisi dahilinde para transferi yapmadığını kaydetti. Acar, “Bizi bu örgüt mahvetti. Allah bunların belasını versin. Yüce adaletinize güveniyorum” dedi. AKÜ’den ihraç teknik personel Kadir Sağban’ın duruşması da Mart ayı sonuna ertelendi.
>> Burcu AYDIN’ın Haberi

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti