İnternet üzerinde vidyo izlerken canınız bir anda bükme istediyse, arkadaşınızla konuşurken bir anda memleket şivesi kullandıysanız, ya da Akarçay’ı, Kale’yi ve kentin diğer güzelliklerini özlediyseniz sizin ilacınız Garahisarlıyın…
Bir mizah dergisi taslağı olarak yola çıkan, ancak daha sonra “Tam da aradığımız buydu” tepkisiyle karşılayan Garahisarlıyın, özellikle sosyal medya sitesi Facebook’ta her geçen gün büyüyor. Garahisarlıyın’ın kurucusu Adem Akyol, süreci ve bundan sonraki projelerini Gazeteniz Kocatepe’ye anlattı.

GAZETENİZ KOCATEPE: Garahisarlıyın ile ne zamandır yayın yapıyorsunuz?
ADEM AKYOL: Bir buçuk yıldır yayın yapıyoruz. Garahisarlıyın’ın Facebook hesabı 70 bin, Instagram hesabı 27 bin takipçimiz var.
Takipçilerinizin hepsi Afyonkarahisar’dan mı?
Bizim Afyonkarahisar’da yaşayanlar takip ettiği gibi yurtdışında yaşayan Afyonkarahisarlılar da takip ediyorlar. Özellikle Instagram’da yüzdeye vurduğun zaman yüzde 50’si Afyonlu, geri kalanı dışarıda yaşayan Afyonlular.
Takipçilerin nasıl haberi oluyor Garahisarlıyın’dan?
Herkes birbirini etiketliyor, sosyal medya dışında bir lokantada, bir kafede sohbet ederken Garahisarlıyın sayfasından bahsediyorlar.
Gün geçtikçe büyüyen bu proje nasıl başladı?
Biz aslında Garahisarlıyın ismiyle bir dergi projesi ile yola çıktık. Dergi kapakları tasarladık. Sonra baktık ki o dergi kapakları sevildi. Kendi profilimde paylaşmıştım, tutulunca bir sayfa açtık. Bir vidyo koyalım dedik, aklıma Şive Dersi gelmişti, onu koyduk. Kırmızı Başlıklı Kız hikâyesini Afyonkarahisar’a uyarladık. Sayfa böylece gelişti.
Bir espri miydi?
Bir espriydi ama şimdi önemli bir yere geldiğini görüyoruz.
Bu kısa sürede Garahisarlıyın, neyi değiştirdi?
Eskiden insanlar kendi şiveleri ile konuşmaktan imtina ederlerdi, artık bu olguyu tersini çevirdiğimizi düşünüyorum. Artık bizi takip eden Afyonkarahisarlılar, şivelerini de rahatça konuşmaya başladı. Afyonkarahisar’daki şirketler de bu konuda bazı tabelalarla şive kullanımına destek veriyor. Biz şivenin utanılacak bir şey değil, korunacak bir şey olduğunu düşünüyoruz. Afyonkarahisarlı olmayanların da daha çok hoşuna gidiyor bizim şivemizin.
Afyonkarahisar ile ilgili ürünlerin satıldığı bir mekanınız var mı?
Garahisarlıyın Store tarzında bir işyeri açtık. Bu işyeri, Özsoy İşhanı’nda. Lovemark deniyor buna dünyada. Bir marka oluşturup o markayı sevenlere yönelik ürünleri sergiliyoruz. Bunun yanı sıra kısa süre sonra hizmete girecek olan elektronik ticaret sitesi kurmak istiyoruz. Sucuk, kaymak gibi yöresel ürünlerimizi de burada satacağız. Garahisarlıyın.com vardı, içerik sitesiydi, onu değiştirip elektronik ticaret sitesi yapacağım. Böylece bir adım atılmış olacak. Sucuk konusunda Sucuk Sarayı ile anlaşmaya vardık. Lokumda da ünlü bir markayla anlaşmak üzereyiz.
Afyonkarahisar’daki ürünleri anlatan bir şarkı da yaptınız. Bu fikir nasıl doğdu?
Normalde rap şarkısını bir süredir düşünüyorduk. Bunun dünyada örnekleri var, adamlar çıkıp sevilen bir müzikle tanıtım yapıyorlar. Ben de Afyonkarahisar’ı rap bir şarkı ile tanıtmanın yararlı olacağını düşündüm. Eli ayağı düzgün bir şarkı olsun istiyorduk. Uzun zaman aldı. İlk şarkı sözü ile son şarkı sözü arasında fark var. Azel Bert bu şarkıyı seslendirdi. Afyon Kocatepe Üniversitesi’nde okuyor. Kendi remiksler de yapıyor. Kendi söylediği şarkılar da var. Mesela Karahisar Kalesi’ni caz hâlinde söylemek istiyor.
Bu klip için nerelerde çekim yaptınız?
Klipleri Tren Garı. Kale, Erkmen Barajı gibi yerlerde çektik. Afyon’a ait ne kadar ürün ve mekanı gösterebilirsek göstermek istedik. Klibi çekmeye başlar başlamaz üç gün aralıksız çektik. Onun öncesinde ‘Bunu nerede çekebiliriz’ diye planlama yaptık, ön keşif yaptık.
Gelecek ile ilgili planlarınız neler?
Bizim uzun vadeli hedeflerimiz arasında uzun metrajlı bir film var. Onun senaryosunu bitirdik. Batu Medya olarak bunu yapacağız, filmin bir kısmı Afyonkarahisar’da geçiyor. Reklam ajansı ile ilgili bir hikayesi var. Bu konuda yapımcılarla görüşüyoruz. >> Murat ARISOY’un Özel Röportajı