Nöbetçi Eczaneler
Ramazanda İkindi Sohbetlerinin 9’ncu gününde “Klasik Türk Edebiyatında Ramazan” konusu ele alındı. Sunumu AKÜ İslami İlimler Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Kenan Özçelik gerçekleştirdi. Sohbet öncesi Kur’an-ı Kerim tilavetini İslami İlimler Fakültesi’nden Öğretim Görevlisi Muhammed Kazım El Mecmai gerçekleştirdi.
İSLAMİYETLE YENİ BİR SAFHA BAŞLAR
Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) İslami İlimler Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Kenan Özçelik, “Klasik Türk Edebiyatında Ramazan” başlıklı sunumunda öncelikle Türk Edebiyatında ana hatlarıyla hangi hususlarda yoğunlaştığını kısaca bildirdi. Özçelik, “Müslümanlıktan sonra Türklerin İslamiyeti kabulünden sonra Türk Dili ve Edebiyatında yeni bir safha başlar. Bunun öncesinde elde belgeler ve yazıtlar var. Daha çok sözlü bir gelenekle gelişmiş bir edebiyat idi. Destanlar, ölülerin arkasından söylenen mersiyeler vardı. Hepimiz biliriz ta lise yıllarından ‘Alper Tunga öldü mü? Issuz acun kaldı mı? Ödlek öcün aldı mı? İmdi yürek yırtılır’ diye bildiğimiz tarzda bir edebiyatımız vardı” dedi.
İRAN ETKİSİ VAR
İslamiyet’ten sonra yeni bir edebiyatın olduğunu aktaran Dr. Öğretim Üyesi Kenan Özçelik, Türkler’in Müslümanlığı kabul edince özellikle İranlılar ile komşu olduklarından, İranlıların da Türklerden önce Müslüman olmaları nedeniyle tarihi ve coğrafi avantajları olduğuna temas etti. Özçelik, “Türkler de İranlılarla komşu idi. Dolayısıyla bizde İran’ın etkisi çok fazladır. Mesela abdest, namaz deriz. Bunlar Farsça’dır. Oruç da Farsça’dır. Biz Araplar da doğup İranlılar da gelişen bir edebiyatla karşılaştık ve bizim edebi şekillerimiz ve ebedi konularımız da değişti” diye konuştu. >> Burcu AYDIN’ın Haberi
