- Haberler
- Kültür Sanat
- Ashab-ı Kehf Mağarası Afyon'da mı?
Ashab-ı Kehf Mağarası Afyon'da mı?
Bayat'ın yetiştirdiği araştırmacı-yazar Mehmet Aydın'ın 'Bayat Boyu ve Oğuzların Tarihi' isimli kitabında çarpıcı bir iddiaya yer veriyor
Bayat’tan yola çıkarak Afyonkarahisar ile ilgili de birçok araştırmaya imza atan, Bilkent Üniversitesi’nde Öğretim Üyeliği de yapmış olan Mehmet Aydın, “Bayat Bayat Boyu Ve Oğuzların Tarihi” dikkat çekici bir iddiayı satırlarına taşımıştı. 2025’in Mart ayında Bayat ilçesinde bir caddeye ismi verilen Mehmet Aydın, kitabında Roma İmparatorluğu döneminde putperest kralın zulmünden kurtulmaya çalışıp bulundukları diyarı terk eden gençlerin Allah’ı sığındıkları mağaranın Afyonkarahisar sınırları içinde olduğunu belirtiyor.
Allah’a yönelen ve “Allah’ım bizlere katından rahmet indir” diye dua eden, bunun üzerine 309 yıl bir mağarada açlık ve susuzluk hissetmeden uyku hâlinde bulunan ashab-ı Kehf’in bugünkü İzmir sınırlarından yola çıkarak bugünkü Emirdağ-Bayat bölgesine geldiğine yönelik bir bilgi kitapta yer alıyor.
İşte o satırlar:
“Araplar, özellikle Kostantin (İstanbul)'i almak amacıyla Emeviler ve Abbasiler döneminde dokuz büyük akın düzenlediler. Bunlardan ilk ikisini (İS. 666-672), Emevi halifesi Yezit hazırlamıştır. Her iki savaşın dönüş yolu da Bayat geçitini izlemiştir. Üçüncü ve dördüncü akınlar, Çukurova’daki Misis Valisi Abdullah Battal Gazi ve Halife Süleyman'ın Amoriyum kenti üzerine yaptıkları akınlardır. Battal Gazi öteki akınlarda da bulunmuş ve Afyon - Bayat - Seyitgazi yöresinde büyük yararlıklar göstermiştir. Abbasiler döneminde de aynı amaçlı akınların sürdürüldüğünü görürüz. Harun Reşit, kalabalık bir ordu ile Anadolu'yu geçip Bizans kapılarına dek dayamışsa da orada yenilip geri çekilmiştir (803). Arkadan, Halife Mutasım yeni bir akın daha düzenler. Halife, büyük bir ordu ile yola çıkıp Anadolu'nun kilit kenti olan Amoriyum (Gömü köyü)'u kuşatarak, baştan başa yakıp yıkmışsa da İstanbul'u bir türlü alamamıştır (839).”
“İşte bu savaşlar sırasında, Arap kumandanlarından Mesleme oğlu Habip ve Abbas oğlu, Menazır ül Avâlim adlı yapıtta geçen Eshab-ı Kehf mağarasını gördüklerini belirtmişlerdir. Bu mağaranın yeri, Menazır-ül Avalim adlı Arapça yapıtta şöyle anlatılmaktadır: ‘Bu mağara, Sakarya'nın kaynağı olan Sikiye (Sankarios) kasabası ile Erkiye (Orkistus) adlı kent arasında Amoriyum'a ya-kın bir dağdadır’ deniliyor. Sankarios kasabası Bayat'ın batısındaki Kümbet örenidir. Orkistus kentinin ise şimdiki Eski Alikân köyü olduğu bilinmektedir. Bu iki yerleşme yeri arasında kalan ve Amoriyum'a yakın dağ da Bayat'ın hemen kuzeyindeki Tekesir dağıdır. Halen bu dağda bulunup bölgenin tek doğal mağarası (obruk) ise, Bayatlılar'ın Orta Asya kutsal yer adı anılarını da ta-şıyan Kurt İni'dir. Bu yaklaşıma göre, Roma ve Bizans çağlarında, (İS. II-V.) yüzyıllar arasında bir obrukta (doğal mağara) yaşadıkları tasarlanan ve haklarında türlü kaynaklarda uzun öyküler anlatılan Eshâb-ı Kehf (Obruk Kişileri) olayı, Bayat yöresinde geçmiştir. Bunlar, İslam geleneğinde Yemliha, Mekselina, Misline, Şazenuş, Mernuş Debernuş ve Kefeştatuş adlı yedi kişi olup bir de yanlarında Kıtmir adı köpekleri vardır.”