Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Agah Bıyıkoğlu
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

19 MAYIS’IN 1OO. YIL DÖNÜMÜ

19 Mayıs’ın 100. yıldönümünü kutladık. Başta okullar olmak üzere, çeşitli kuruluşlar renkli ve âhenkli katılımlarla coşkulu geçmesini sağladılar törenlerin… Burada bir yanlışı düzeltmek istiyorum: Pek çok ulusal ve yerel gazete, “19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik spor Bayramı’nın 100. yılı” diye başlıklar attılar; keza çoğu konuşmacı da aynı hataya düştü.. Bu kutlamalar Atatürk’ün 100 yıl önce bağımsızlık ve uygarlık ateşini yakmak üzere Samsun’a çıktığı günün kutlamasıdır… Bayramın 100. yılı değil. Çünkü, Gençlik ve Spor Bayramı ilk defa 1926 yılında Gazi Günü adı altında Samsun’da kutlanmış, 24 Mayıs 1935’te Atatürk Günü adı altında resmiyet kazanmıştır. Beşiktaş’ın girişimleriyle Fenerbahçe Stadı’nda kutlanan bu ilk 19 Mayıs, Galatasaray ve Fenerbahçeli yüzlerce sporcunun da katılımıyla bir spor günü haline gelmiştir.
12 Eylül 1980 tarihine kadar bu bayramın adı 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramıydı. 12 Eylül generalleri “Atatürk’ü Anma” ibâresini eklediler…
16 Mayıs 1919 günü Atatürk, “orduları dağıtılmış, tersanelerine girilmiş, bütün kaleleri zapt edilmiş,h alkı harâp ve bîtâb düşmüş her köşesi bilfiil işgal edilmiş” bir ülkenin 38 yaşında bir generali olarak binmişti Bandırma Vapuru‘na… İşte bu olumsuzluklar içinde Atatürk, eşşiz dehâsıyla ulusumuzu tek bir hedefe yönlendirerek bir kurtuluş mücadelesi vermişti… O güne kadar ve o günden sonra böyle şerefli ve ahlaki bir mücadeleye tanıklık etmedi dünya tarihi…
Tarihin akışını değiştiren bir büyük Türk, bir dünya lideri Atatürk, ileriyi gören, bugün bizi hayretlere gark edecek kadar isabetli gören bir dâhidir. “Türk istiklâlini ve Türk Cumhuriyetini ilelebet muhafaza ve müdafaa etme” görevini Türk gençliğine vermesini bugün daha iyi anlıyoruz. Gençlerimizin ruh ve kafalarını aydınlık düşüncelerle, çağdaş uygarlık düzeyinin de üstündeki özgür düşünce ve akılla beslemenin yanı sıra gençlerimizin bedenlerini de eğitmenin önemini fark eden ve “DÜNYADA BEDEN EĞİTİMİ DERSLERİNİ ÜLKESİNDE MECBURÎ KILAN” bir devlet adamıdır Atatürk… Hele bugünlerde beden eğitimi derslerinin seçmeli hâle getirilmesini son derece yanlış mütalaa ediyorum..
Beden eğitimi ve spor konusundaki görüşleri, düşünce ve tavsiyeleri, bugünkü çağdaş görüş ve fair-play dediğimiz davranışlarla şaşılacak kadar benzerlikler göstermektedir. Birkaç örnek:
“Türk sosyal bünyesindeki spor hareketlerini düzenlemekle görevli olanlar, Türk çocuklarının spor hayatını yüceltmeyi düşünürken sadece gösteriş için herhangi bir yarışmada kazanmak azmiyle spor yaptırmazlar. Esas olan bütün yaştaki Türkler için beden eğitimi sağlamaktır..”
“Spor yalnız beden kabiliyetinin bir üstünlüğü sayılmaz. İdrâk ve ahlâk da bu işe yardım eder. Zekâ ve kavrayışı kısa olan kuvvetliler, zekâ ve kavrayışı yerinde olan daha az kuvvetlilerle başa çıkamazlar. BEN SPORCUNUN ZEKİ, ÇEVİK AYNI ZAMANDA AHLÂKLISINI SEVERİM”
“Her çeşit spor faaliyetini Türk gençliğinin milli terbiyesinin ana unsurlarından saymak lâzımdır. Bu işte hükumetin şimdiye kadar olduğundan daha çok ciddi ve dikkatli davranması, Türk gençliğinin spor bakımından da millî heyacan içinde, itina ile yetiştirilmesi önemli tutulmalıdır”
Bilindiği üzere Atatürk, “Öğretmenler yeni nesil sizin eseriniz olacaktır” sözleriyle çok önemli ve ağır bir sorumluluk yüklemiştir öğretmenlere… Bu bağlamda öğretmenlerin, öğrencilerin sporsal etkinliklere de yönelmelerini sağlayarak, onların sağlıklı ruh ve kafalara, bedenlere sahip bireyler olmalarında pay sahibi olmaları istenmiştir… “Gençler! Vatanın bütün ümidi ve geleceği size, genç kuşakların anlayış ve enerjisine bağlanmıştır. Gençliği yetiştiriniz. Onlara ilim ve irfanın müspet fikirlerini veriniz. Geleceğin aydınlığına onlarla kavuşacaksınız.”
“Mustafa Kemâl’in gözlerinde/ Mavi bir ummân var/Mustafa Kemâl’in ellerinde
Zafer çiçekleriyle bezenmiş bir dal/ Bir güneş gibi doğacak Samsun ufkundan / 19 Mayıs sabahı Mustafa Kemâl” (Özker YAŞİN)

YAZARLAR

TÜMÜ

SON HABERLER