Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Hasan ÖZPINAR

Siyonizm Düşmanı Yazar Cevat Rıfat Atilhan Ve Afyonkarahisar

1 ayı aşkın bir zamandır Gazze’yi adeta yeryüzünden silecek gibi davranan, Filistinlileri yok edilmesi gereken bir canlı gibi görerek katleden İsrail ülkemizde de Yahudi karşıtlığını yeniden ortaya çıkardı. Zaman zaman bu tür hareketlerle ortaya çıkan karşıtlık bizlerde şahsi olarak boykottan öteye gitmiyor.
Dikkatli okurlarımız hatırlayacaklardır geçtiğimiz yıllarda İsrail’i ayakta tutan ideolojinin yani Siyonizm’in kurucusu Theodor Herzl’in yakın dostlarından birisi olan Siyonist ressam Efraim Moses Lilien’in geçtiğimiz yüzyıl başlarında Afyonkarahisar’a geldiğini ve tablolarının arasında şehrimizden bir görüntünün de olduğunu yazmıştık.
Bugün ki yazımızın konusu ise Cumhuriyet döneminde Siyonizm ve Yahudilerle mücadelenin ülkemizde en önde gelen ismi olan asker, yazar, siyasetçi Cevat Rıfat Atilhan. Yolu bir dönem senatör adayı olarak Afyonkarahisar’la da kesişen Atilhan “Ey Türk! Düşmanını Tanı, Musa Dağı, Filistin’de Yahudi Casusları, Suzi Liberman’ın Hatıra Defterleri, Yahudi Casusluk Teşkilatı NİL” ve daha pek çok kitabı ile bu mücadelenin sembol ismi olmuştu. Peki Cevat Rıfat Atilhan kimdir?
Atilhan, 1892 yılında İstanbul’da dünyaya geldi. Çocukluğunun ilk yılları Şam’da geçti. Atilhan’ın babası Rıfat Paşa, Şam mutasarrıfıydı. Doğduğu şehir olan İstanbul’a gelerek burada ilkokula başladı. İlkokulu bitirmesinin ardından Kuleli Askerî Lisesi’ne girdi. 1912 yılında İstanbul Harp Okulu’ndan mezun olan Cevat Rifat Atilhan, Balkan Savaşlarına katıldı, I. Dünya Savaşı’nın başlaması ile birlikte Sina ve Filistin Cephelerinde bulundu. Filistin Cephesinde daha o yıllarda İngilizler hesabına çalışan Yahudi casuslarla, yerli işbirlikçileriyle mücadele etti. Kurtuluş Savaşı’nda Zonguldak-Bartın ve Havalisi Cepheleri kumandanlığına tayin edildi. Milli Mücadele sonrası henüz genç bir yaştayken yüzbaşı rütbesiyle askerlikten emekli olmuş ve yaşamının sonuna kadar sürecek olan mücadele dolu bir hayata atılmıştır.
Emekliliği sonrası ticarete atılan Atilhan, İstanbul’da o dönemde etkin olan Yahudi tüccarlarla giriştiği rekabette bazı haksızlıklara uğrayarak iflas etmiştir. Atilhan’ın iflası, sonraki süreçte Yahudi aleyhtarı bir yaşam sürmesine neden olmuştur. Basın hayatında oldukça üretken olan Atilhan, özellikle Yahudilik, Masonluk, Siyonizm gibi “şer” güçlerin Türk-İslam dünyasına verdiği zararları konu edinen eserler kaleme almıştır.
1930’larda basın hayatına giren Atilhan, yayımladığı Yahudi ve Mason aleyhtarı birçok kitap, broşür ve sayısız makaleyle Türk kamuoyunu derinden etkilemiş özellikle, kamuoyunun milliyetçi muhafazakâr kesiminde bu fikrin kökleşmesinde etkisi büyük olmuştur. Yayınladığı eserlerin listesine bakınca Yahudi-Siyonizm mücadelesinin ülkemizdeki öncüsü olduğu görülebilir.
• Ey Türk! Düşmanını Tanı!
• İslamı Saran Tehlike ve Siyonizim
• İğneli Fıçı-Tarih Boyunca Yahudi Mezalimi-
• Masonluk Nedir? Tarihte ve Günümüzde Masonluk
• Türk Oğlu! Düşmanını Tanı!
• Bütün Açıklığıyla İnönü Savaşları ve Gerçek Kahramanlar
• Menemen Hadisesinin İç Yüzü
• Sultan Abdulhamid Han Ve İttihatı Terakkicilerin Cinayetleri
• Yahudiler Dünyayı Nasıl İstila Ediyorlar?
• Medeniyetin Batışı
• Siyonizm ve Protokolları
• Tarih Boyunca İslam Hakimiyeti ve Uğradığı Suikastlar
• Gizli Devlet ve Fesat Programı
• Tarihte ve Günümüzde Masonluk
• İslam ve Beni İsrail
• Dünya İstilacıları
• Çağ Açan Hükümdar Fatih
• 31 Mart Faciası
• Türk! İşte Düşmanın
• Musa Dağı
• Suzi Liberman’ın Hatıra Defteri
• Filistin Cephesinde Yahudi Casusları
• Farmasonluk Nedir? 24 Sina Cephesinde Yahudi Casusları
• Dünya İhtilalcileri İsrail
• Farmasonluk İnsanlığın Kanseri
• Farmasonlar İslamiyeti ve Türklüğü Yıkmak İçin Nasıl Çalıştılar
• İstiklal Harbi’nde Sarıklı Kahramanlar
1933 yılında Almanya ziyaretinde Hitlerle tanıştı.1934’te Almanya Münih şehrinde toplanan Dünya Siyonist, Komünist ve Farmason Düşmanları kongresinin başkanlığını üstlendi. Yazdıkları yüzünden bir darbe hazırladığı gerekçesiyle 1942 yılında tutuklandı ve 11 ay hapis yattı. Fevzi Çakmak’ın yaptırdığı inceleme sonucunda Atilhan serbest bırakıldı. 1948 yılında Arap-İsrail Savaşlarında yaklaşık 300 kişiden oluşan bir gönüllü birliği hazırlayarak Filistin’e gönderdi.1952 yılında Malatya’da Gazeteci yazar Ahmet Emin Yalman’a yapılan suikast girişiminin ardından tekrar tutuklandı ve 11 ay 15 gün tutuklu kaldı.[1]
Tek parti döneminde Türkçülük ideolojisine yakın olan Atilhan 1946 yılından itibaren İslami düşüncenin en önemli iki fikir dergisi olan Sebilürreşad ve Büyük Doğu’da yazılar yazdı. Gerek yazıları gerekse siyasal etkinliğiyle o dönemde güç kazanmakta olan İslami hareketi büyük oranda etkiledi. Çok partili dönemle birlikte 1945 yılında Millî Kalkınma Partisi, daha sonra 1947’de kurulan Türk Muhafazakâr Partisi ve de İslam Demokrat Partisi’nin kurucuları arasında yer aldı. Cevat Rifat Atilhan tarafından kurulan İslam Demokrat Partisi, Türkiye’de demokratik hayatta kurulan ilk İslamcı partidir.
Atilhan’a göre İslam Alemi, Batılı emperyalist güçler tarafından asırlardır sömürülmekteydi. Bu, ancak birleşik bir İslam Aleminin kurulmasıyla durdurulabilirdi. Parti, içeride de din düşmanı gördüğü Masonluk, Siyonizm ve Komünizm gibi cereyanlara karşı açıkça meydan okuyordu. Parti’ye göre söz konusu cereyanlar, Türk milletinin huzur ve güvenliği içi en büyük tehditti.
İslam Demokrat Partisi’nin kuruluş amaçlarında da yer alan Mason aleyhtarı tutumunu belirleyen elbette ki lideri Atilhan’ın Yahudi aleyhtarı fikir ve mücadelesi olmuştur. Atilhan, Osmanlı Devleti’nin yıkılmasında ve Cumhuriyet döneminde otoriter bir şekilde uygulanan din politikalarında Masonların belirleyici olduğu kanaatindeydi.
Atatürk döneminde kapatılan Mason Locaları 1948’de yeniden açılmış, Masonlar, bazı partiler içinde nüfuzlu konumlarını devam ettirmiştir. Masonluk kurumunun yeniden açılması, özellikle kamuoyunun milliyetçi muhafazakâr kanadında bir infial uyandırmıştır. Tepkiler o kadar büyümüştür ki bazı DP’li vekiller 1951’de Masonluğun kaldırılması için meclise önerge vermiştir. (Bunların arasında önde gelen isimlerden birisi de Valimiz Kübra Güran Yiğitbaşı’nın kayınpederi Şahabettin Yiğitbaşı’nın babası, Afyon milletvekili Gazi Yiğitbaşı idi) Fakat önerge, büyük çoğunlukla reddedilmiştir. Sonraki süreçte Masonluk, siyasilerin birbirine yakıştırdığı bir karalama sembolü olarak kullanılmıştır.
Genel Başkan Atilhan’ın partinin yayın organlarında CHP ve DP Hükümeti’ne karşı kullandığı sert eleştiriler, partinin kamuoyunda tepki çekmesine neden olmuştur. Özellikle parti adında kullanılan “İslam” ibaresi ve din adına yapılan siyaset, sadece liberal ve laik kesimleri değil muhafazakâr kesimlerde de rahatsızlık doğurmuştur. Atilhan’ın özellikle CHP ve DP’yi din aleyhtarı olarak gösterme gayreti irtica suçlamalarını daha da artırmıştır. DP Hükümeti’nin İçişleri Bakanı Fevzi Karaosmanoğlu, partinin “irticai” bir mahiyette olduğunu ve kapatılması gerektiği lüzumunu vurgulayarak Adalet Bakanlığı’nın dikkatini çekmiştir ve nihayetinde parti kapatılmıştır.
Cevat Rıfat Atilhan siyasi hayatta son olarak 1961 seçimlerinde Millet Partisi’nin Afyon Senatör Adayı olarak yer aldı. Bu dönemde yayınlanan halka açık beyannamesi’nde uzun uzun mücadelesinden bahseder ve şunları söyler;
‘’ Sayın Afyonlu Kardaşlarıma…
Aziz milletimizin kaderiyle sıkı sıkıya alakalı olan yeni bir seçimde muhterem Millet Partisi beni de Milli Mücadelenin kuruluş sıralarında vatanımın kurtuluşu için beraber çalıştığımız, ilk adımlarını birlikte attığımız, milli kıtalarını birlikte kurduğumuz Asil AFYONKARAHİSAR’DAN senato namzedi olarak ilan etmiş ve aziz hemşehrilerimize takdim etmiştir.
………………….
Bu aziz ve kahraman milleti felaketten felakete sürükleyen, onun din iman tarih ve ananesine düşman olan Dünya Siyonizmi ve onun satılmış köleleri, vatan hainleri ve farmasonları millete tanıttım ve maskelerini yırttım. Bu mevzudaki muvaffakiyetim rakipsiz ve tektir. Elli beş uzun yıl peşinden koştuğum vatan hizmetlerimi velev tahdisi hizmet olarak yazsam ciltler tutar. Bunların toplum tarafından bilinmesi lazımdır.’’
Ağustos 1964 yılında Somali’de toplanan İslam Devletleri Kongresi’ne davet edildikten sonra kongrenin İcra Komitesi Başkanlığı’na seçildi. Bu görev onun son göreviydi. Atilhan, 4 Şubat 1967 tarihinde geçirdiği kalp krizi sonucu öldü.
Cevat Rıfat Atilhan’ın ailesi sinema ve edebiyat dünyamıza önemli isimler kazandırmıştır. Oğlu Türk sinemasında 1000’den fazla film ve dizinin senaristliğini yapan Bülent Oran, kardeşi Türk edebiyatının önemli isimlerinden Samih Rifat bey, yeğeni Oktay Rıfat’ta Cumhuriyet dönemi şair yazarlarındandır.
Kaynak:
Vikipedi
www.biyografi.net
https://www.pandora.com.tr/kitap/yahudilik-ve-masonluga-karsi-cevat-rifat-atilhan/460197

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti