29 Ekim 2014 Çarşamba 02:00:00
(Dünden Devamı)
Hanbelîlerle Hanefîler yine görüş ayrılığına düşerek Hanbelîler, niyetin farz değil de şart olduğunu söylemişlerdir. Hanefîlerse sünnet olduğunu söylemişlerdir.
Şâfiîlerle Hanefiler görüş birliği yaparak muvâlâtın, yani bir organ kurumadan diğerini yıkamaya başlamanın farz değil de sünnet olduğunu söylemişlerdir. Bunlara karşı Mâlikîlerle Hanbelîler de bunun farz olduğu hususunda görüş birliği sağlamışlardır. (Abdurrahman Cezırî, Dört Mezhebe Göre İslâm Fıkhı- I, Çağrı Yayınları, 7. Baskı, İstanbul, 1993: 84-86.)
İmamların farklı mezhepleri de dikkate alarak, başın tamamını meshetmek, abdest alırken tertibe/azaların yıkanış sırasına uymak, niyet etmek, bir organ kurumadan diğerine geçmek (muvâlata/çabuk davranmaya) gibi bazı mezhepler tarafından abdestin farzları içerisinde yer alan husulara uymasında şart olmasa da fayda vardır
Abdestli Olmayan Kimse
Şunları Yapamaz
Namaz gibi bir kısım dini görevleri yerine getirmek için abdest almaya gerek vardır. Bu görevlerden her birinin yapılması, abdestin bir sebebidir.
Ömer Nasuhi Bilmen Hoca Efendi abdestsiz kimselerin şunları yapamayacağını belirtir:
Abdestsiz bir kimse namaz kılamaz,
Kabe’yi Tavaf edemez,
Bir mahfaza içinde olmaksızın Kur’an’ı tutamaz, Kur’an’ın tam bir ayetinin veya bir kısm ının yazılı bulunduğu bir levhaya el süremez. Bunları yapmak haramdır. Fakat Kur’an-ı Kerimi ezber olarak veya karşıdan Mushaf’a bakarak abdestsiz okuyabilir. Aklı olan ve büluğ çağına eren ve suyu kullanmaya gücü yeten her müslüman, gerektiği zaman abdest almakla yükümlüdür. (B.İ.İ, sayfa: 80)
Tilavet(Okuma) secdesi yapamaz.
Kâ’be-i Mükerreme’yi tavâf için (abdestsiz olana) abdest almak vâcibdir. Kâ’be,nabdestsiz olarak tavâf edilirse, bu tavaf sahih olur. Ancak abdestin terkinden dolayı, tavâfın nev’ine göre kurban kesilmesi veya sadaka verilmesi îcabeder. Tefsîr kitablarına el sürmek için abdest almak da, Kur’an’a hürmeten vâcibdir. (Son)
(Dünden Devamı)
Hanbelîlerle Hanefîler yine görüş ayrılığına düşerek Hanbelîler, niyetin farz değil de şart olduğunu söylemişlerdir. Hanefîlerse sünnet olduğunu söylemişlerdir.
Şâfiîlerle Hanefiler görüş birliği yaparak muvâlâtın, yani bir organ kurumadan diğerini yıkamaya başlamanın farz değil de sünnet olduğunu söylemişlerdir. Bunlara karşı Mâlikîlerle Hanbelîler de bunun farz olduğu hususunda görüş birliği sağlamışlardır. (Abdurrahman Cezırî, Dört Mezhebe Göre İslâm Fıkhı- I, Çağrı Yayınları, 7. Baskı, İstanbul, 1993: 84-86.)
İmamların farklı mezhepleri de dikkate alarak, başın tamamını meshetmek, abdest alırken tertibe/azaların yıkanış sırasına uymak, niyet etmek, bir organ kurumadan diğerine geçmek (muvâlata/çabuk davranmaya) gibi bazı mezhepler tarafından abdestin farzları içerisinde yer alan husulara uymasında şart olmasa da fayda vardır
Abdestli Olmayan Kimse
Şunları Yapamaz
Namaz gibi bir kısım dini görevleri yerine getirmek için abdest almaya gerek vardır. Bu görevlerden her birinin yapılması, abdestin bir sebebidir.
Ömer Nasuhi Bilmen Hoca Efendi abdestsiz kimselerin şunları yapamayacağını belirtir:
Abdestsiz bir kimse namaz kılamaz,
Kabe’yi Tavaf edemez,
Bir mahfaza içinde olmaksızın Kur’an’ı tutamaz, Kur’an’ın tam bir ayetinin veya bir kısm ının yazılı bulunduğu bir levhaya el süremez. Bunları yapmak haramdır. Fakat Kur’an-ı Kerimi ezber olarak veya karşıdan Mushaf’a bakarak abdestsiz okuyabilir. Aklı olan ve büluğ çağına eren ve suyu kullanmaya gücü yeten her müslüman, gerektiği zaman abdest almakla yükümlüdür. (B.İ.İ, sayfa: 80)
Tilavet(Okuma) secdesi yapamaz.
Kâ’be-i Mükerreme’yi tavâf için (abdestsiz olana) abdest almak vâcibdir. Kâ’be,nabdestsiz olarak tavâf edilirse, bu tavaf sahih olur. Ancak abdestin terkinden dolayı, tavâfın nev’ine göre kurban kesilmesi veya sadaka verilmesi îcabeder. Tefsîr kitablarına el sürmek için abdest almak da, Kur’an’a hürmeten vâcibdir. (Son)