Ateş i Kes!

ABD ve AB ülkeleri;
İsrail’in Gazzelilere yaptığı zulmü, İsrail’in Gazze’de gerçekleştirdiği soykırımı, Gazze’de bebekleri ve çocukları öldürmesini ve gerçekleştirdiği büyük katliamı, hastane, Cami ve kiliseleri bombalamasını Gazzelilerin elektrik, su, ekmek, gıda ve ilaca erişimlerini engellemesini;
gayet iyi bildikleri ve gayet net gördükleri halde hiç bilmiyorlarmış,hiçbir şey görmemişler ve duymamışlar gibi davranıyorlar;sadece seyrediyorlar.
Gazze’deki zulmü, katliamı ve soykırımı yapan İsrail’e destek verenler, İsrail’in işlediği insanlığa karşı suç, soykırım suçu ve savaş suçlarına ortaktırlar.
Diğer taraftan
Arap Rejimleri İsrail katliamlarına sessiz kalmanın hesabını nasıl verecekler?
Muhammed Bin Selman Mescid-i Aksa için Batı’ya petrol ambargosu uygulayan, Batı’ya kök söktüren Kral Faysal’ın koltuğunda oturuyor.
Sisi İsrail’le iki defa savaşmış Nasır’ın ve İsrail’i yenip Sina’yı işgalden kurtaran Enver Sedat’ın koltuğunda oturuyor.
Filistinli Arap Müslümanlar katledilirken buna ses çıkarmayan Arap Rejimleri kendi halkları buna tepki gösterdiğinde, Arap Sokağı hareketlendiğinde ne yapacaklar? Bunun hesabı onlardan sorulmayacak mı?
Müslüman katillerine karşı tek başına tavır alan Türkiye’yi yine yalnız bıraktığınızda başta kendi halkınız, dünyada sizi kim ciddiye alacak? Peki ya tüm zulüm ve katliamdan sonra sıra size gelmeyecek mi?
“BİRLEŞMİŞ VİCDANLAR”
Geçen haftaki yazımızda söylemiştik; Birleşmiş milletlerden gelmeyen tepki Birleşmiş vicdanlardan gelmelidir diye…
Tüm dünyada vicdanı körelmemiş zulme sessiz kalmayan vicdanlardan sesler gelmeye başladı ve devam ediyor.
Artık mızrak çuvala sığmıyor, güneş de balçıkla sıvanmıyor.
Londra’da düzenlenen Filistin’e destek yürüyüşüne 300.000 kişinin katıldığı tahmin ediliyor.
Bu yürüyüş, İngiltere’de son dönemlerde düzenlenmiş en büyük yürüyüş olarak kayıtlara geçti;
ABD’nin göbeğinde binlerce kişi Filistin için sokaklara çıktı.
ABD halkı kendi yöneticilerinin yalan ve zulüm siyasetine son vermesini istiyor.
İnşallah bu vahşi ülkelerin içten çöktüğüne de şahit olacağız.
Vicdanlı insanlara buradan selam olsun!
Tabi yine bazı şeylere de şahit oluyoruz Dağıstan’a bir İsrail uçağı indi. Halk galeyana gelip, ‘Bebek katillerinin burada işi yok’ diye hava limanını basıp ülkelerinden kovdu merak ederek araştırdım tarih boyunca
1290 İngiltere Kovdu.
1348 Almanya kovdu.
1614 Almanya tekrar kovdu.
1933 Almanya 3.defa kovdu.
1421 Avusturya kovdu.
1670 Avusturya tekrar kovdu.
1630 Brezilya kovdu.
1240-1933 Fransa 13 defa kovdu.
1492-1593 İtalya 4 defa kovdu.
1349 Macaristan kovdu.
1492 ispanya kovdu.
1496 Portekiz kovdu.
1535 Tunus kovdu.
1968 Polonya kovdu.
1945 Rusya kovdu.
En azından bu konuda Devlet millet bir olmalı Tohumdan, Ticarete herşey yeniden ele alınmalı gereken yapılmalıdır. Halkımız tarafında ise halen daha bazıları İsrail ilişkili ve İsrail’i destekleyen mekanlarda hamburger yiyip kahvelerini yudumlamaya devam ediyorlar…
TV sunucusu ve Gazeteci Mehmet Akif Ersoy’un şu satırlarına bir bakalım..
Yaşadığınız mahalle bombalanıyor.
Evlatlarınız yanınızda ve bir arkadaşınız arıyor;”Hastanede paramparça çocuk cesetleri var-pek çoğunun kimliği tespit edilemiyor. Topluca gömülecekler birazdan” diyor.
Sonra ekliyor, ”İstersen çocukların ayaklarına ve kollarına isimlerini yaz, Allah korusun saldırılarda ölürlerse kim oldukları anlaşılır bari”
Telefonu kapatıp evladınızı yanınıza çağırıyorsunuz…
Saçınız beyazlıyor kızınız – oğlunuz yanınıza gelene kadar, 10 saniyede…
Sonra bacaklarına ve kollarına kim olduklarını yazıyorsunuz. Henüz sıcakken tenleri…
Kalemin ucu acıtmasın diye derisini, yumuşakça yazıyorsunuz.
Yavaş yavaş.
Gözlerine bakarak ve koklayarak…
“Allah korusun yavrum ama tedbir işte” diyerek yazıyorsunuz…
Ve işe yarıyor kahrolası zalimliklerin pençesinde, sıkıştığınız bir kentte evladınız için yaptığınız bu son jestiniz.
Gazze’de baba olmak, yazarken teni incinmesin diye sakındığımız evladınızın, buz kesmiş parçalarını toplamakla neticeleniyor.
Acınızla yanıp tutuşuyorsunuz da
ATEŞ i KES emiyor kimse. Mehmet Akif Ersoy
Tüm Dünyanın şahit olduğu bu insanlık suçu, elbette kirli ellerin sahibi olanlara ulaşacak ve günü geldiğinde bedeli her ne olursa olsun ödetilecektir.
“Ebediyen hürriyet, ilelebet Cumhuriyet”
Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yılını kutladığımız bugünlerde geçmişimize minnet duygularımızı sunarken geleceğe de umutla bakıyoruz.
Bu vesileyle, Başta ulu Önder Atatürk olmak üzere geçmişimizin kahramanlarını ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna katkıda bulunan her bir bireyi saygıyla anıyoruz. Geleceğimize olan inancımızla, cumhuriyet değerlerimize sıkı sıkıya sarılıp, büyük bir mücadele azmiyle yol alacağız.
Ülkemize ve Devletimize güvenin Türkiye Cumhuriyeti gökten zembille inmemiştir. Osmanlı İmparatorluğu’nun devamıdır. Osmanlı İmparatorluğu, İlhanlı Devleti’nin uç beyliğinden doğmuştur; demek ki onun devamıdır, İlhanlı Devleti Anadolu’daki Selçuklu devletinin devamıdır. Anadolu’daki Selçuklu Devleti ile Batı Türkistan ve İran’daki Harzemşahlar Devleti, Büyük Selçuklu Devleti’nin devamıdır. Büyük Selçuklu Devleti; Karahanlıların, Karahanlılar Uygurların, Uygurlar Gök Türklerin, Gök Türkler Aparların, Aparlar Siyenpilerin, Siyenpiler Hunların devamıdır.
Bu devamlar kesintisiz, aralıksız bir tarihin kadrosudur. Yâni biz, biri yıkılıp biri kurulan ayrı ayrı devletlerin değil, bir bütün halinde sürüp gelen bir devletin milletiyiz. Târihî gerçek budur, ilkokuldan üniversiteye kadar tarihin böyle okutulması, böyle gösterilmesi lâzımdır. Türklerin kafasında bir tarih birliği, tek devlet şuuru bulunmalıdır.”
Hüseyin Nihâl Atsız
Yapılan tüm kirli planlarınızı biliyoruz haritaları değiştirmek yeni sınırları şekillendirmek çabasındasınız. Görüyoruz fakat unutmayın ki biz buradayız ve hiç birşey göstermek istediğiniz kadar kolay değil…
Şimdilik son olarak Sözün özü, Özün sözü
Türkiye var olduğu müddetçe Fırat ve Nil arası size yâr olmayacak !!