ÇANAKKALE KARA SAVAŞLARI – Kocatepe Gazetesi

“Bu boğuşmayı yazıyla tasvir mümkün değildir” (Genaral Hamilton)
 25 Nisan 2017… “Çanakkale Kara Savaşları”nın 102. yıl dönümü… Türk ve Dünya tarihinde benzeri pek az olan bir kahramanlık destanı ve şerefli bir direnişin kanla yazıldığı gün….
Çanakkale Boğazı’nı denizden geçemeyen İngiliz ve Fransızlar, karadan saldırı planlarını uygulamak amacıyla karaya  asker çıkardılar… Büyük şâirimiz M. Âkif’in,
“Şu boğaz harbi nedir?Var mı ki dünyada eşi?/ En kesif orduların yükleniyor dördü beşi/ Eski dünya yeni dünya, bütün akvâm-ı beşer,/ Kaynıyor kum gibi ,mahşer mi hakikat mahşer” dizeleriyle anlattığı bu savaş, bir meydan savaşı olmamıştır; dar, inişli çıkışlı bir arazi üzerinde, denizlerden esen sert ve soğuk rüzgarların, sivri kayaların, derin hendeklerin arasında yüz binlerin kucak kucağa, boğaz boğaza vuruşması, süngülerin göğüslerde parçalandığı, “Peygamber”in Mehmetçikleri” kollarını  açarak  beklediği bir kutsal savaş… İngiliz komutan General Hamilton şöyle anlatıyor:  “En öldürücü silahları ellerinden atarak Türklerle boğaz boğaza dövüşen erlerimizin yanına generaller de katıldılar, General Gayley, Genaral Cooper, Genaral Baldvin o gün öldüler…Türkler birbiri ardınca  “Allah Allah!” haykırışlarıyla hakikaten pek yiğitçe saldırdılar, savaştılar.. Bu boğuşmayı yazıyla tasvir mümkün değildir”
Bu ölüm kalım savaşlarında binlerce şehit verdik, daha on yedisindeki İstanbul Lisesi öğrencileri, yirmisindeki İstanbul Tıp Fakültesi öğrencileri ve yurdun dört bir tarafından koşup gelen binlerce genç gözlerini kırpmadan atıldılar düşman üstüne… Ve bu savaşların parlayan yıldızı, büyük bir dirayet ve kararlılıkla  yönettiği beş tümene birden verdiği emirlerle düşmanı geldiğine pişman eden Yarbay Mustafa Kemal olmuştur.. 25-30 Nisan arasında düşmanın iki tümeni imha edilmiştir. 30 Nisan’da Mustafa Kemal’in bildirisi kısa ve kesindir: “Bire kadar hepimiz ölerek düşmanı mutlaka denize dökmek lazımdır. İçimizde ve askerlerimizde Balkan Harbi’nin utancını görmektense ölmeyecek yoktur..”
“Devler ülkesinde  bir devler savaşı” der bu savaş için İngiliz gazetesi Times’in savaş muhabiri Aşmet Berlet… Evet Çanakkale kara savaşları , devler ülkesinde bir devler savaşıydı ve savaşı devler ülkesinin sahibi olan Türkler kazandı. Bu devlerin başında Mustafa Kemal vardı..
Çanakkale boğazından geçenler mutlaka görmüşlerdir. Elinde silah olan bir askerin yanında “Dur Yolcu” yazar… Bu bir kahramanlık şiirinin başlığıdır. İlkokul sıralarında, ortaokul dönemlerimizde heyecanla okumaktan hâlâ gurur duyduğum bu şiiri burada bir daha okumak istiyorum.
Dur yolcu! Bilmeden gelip bastığın / Bu toprak, bir devrin battığı yerdir.
Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın / Bir vatan kalbinin attığı yerdir.
Bu ıssız, gölgesiz yolun sonunda / Gördüğün bu tümsek Anadolu’nda,
İstiklal uğrunda, namus yolunda / Can veren Mehmed’in yattığı yerdir.
Bu tümsek, koparken büyük zelzele, / Son vatan parçası geçerken ele,
Mehmed’in düşmanı boğduğu sele /Mübarek kanını kattığı yerdir  (Necmettin Halil Onan)
Düşün ki, haşrolan kan, kemik, etin
Yaptığı bu tümsek, amansız, çetin
Bir harbin sonunda bütün milletin
Hürriyet zevkini tattığı yerdir.
Necmettin Halil Onan