Nöbetçi Eczaneler
Afyonkarahisar birçok kıymetli devlet yöneticisini, yazarı, yönetmeni, gazeteciyi, sanatçıyı, iş insanını, sporcuyu yetiştirmiş bir şehir. Kimisi doğduğu topraklarda hizmet etmiş, kimisi burada ismini duyurmuş; birçoğu da Ankara ve İstanbul’da ülkemizin her alanda ileri gitmesi için çalışmış.
Belgelere bakarsak Ezop’un da, Selmân-ı Farisi’nin de yollarının Afyonkarahisar’dan geçtiğini biliyoruz.
Yakın tarihimizde yolu Afyonkarahisar ile kesişen bir isim var: Cevat Şakir Kabaağaçlı. Edebiyat dünyasında bilinen adıyla Halikarnas Balıkçısı…
Afyonkarahisar’ın yaşayan efsanesi Prof. Dr. İrfan Ünver Nasrattınoğlu, 4 Ekim 2021 tarihinde Gazeteniz Kocatepe’ yayımlanan “Afyonkarahisarlı Halikarnas Balıkçısı Cevat Şakir Kabaağaçlı’nın Gerçek Hayatı” başlıklı yazısında Cevat Şakir Kabaağaçlı’ya gönderdiği mektuba gelen cevabı yayınlamıştı. Cevat Şakir, o cevapta bakın neler söylemişti:
“Merhaba Candan Ünver Bey!
…Herkesin Afyokarahisar’dan olduğumu biliyor sanıyordum. Antolojiler ve ansiklopedilerin yazdıklarından hiç haberim olmaz. Yani adam sen nerelisin diye sormazlar. Sonradan bana eş dost haber verir. Sonra kuşak kuşak hep Kabaağaçlı diye soyadımızı veregelmişizdir. Ne ben, ne babam, ne amcam, ne de dedelerim, değil yalnız Afyonluluğumuzla, ama şimdi yerinde yeller esen, Afyonkarahisar köylerinden Kabaağaçlı olmakla övünmüşüzdür. Afyonkarahisar’da dedemin dedesinin mi, yoksa onun da babasının mı kurduğu bir medrese, yani o zamanın okulu vardı. Amcam Şam’da doğdu, babam ise Bursa’da. Ben de Girit’de doğdum. Ama ansiklopedilerin kimisine göre Bodrum’da ya da İstanbul’da doğmuşum. Neyse ki Kabaağaç soyadı var, yanlışları düzeltecek. Dedem Ömer Asım, amcam ve babam, hepsi Kabaağaçlı zade deye imza atarlardı. (Hatta amcam Sadrazam iken bile) Daha önceki kuşaklar da öyle. Bizim nüfus cüzdanımızda adım Cevat Şakir Kabaağaçlı oğlu deye yazılmıştı. Bodrum’a kalebent olarak İstiklal Mahkemesinden gönderilinceye değin hep Kabaağaçlıoğlu deye imza atardım.” (https://www.kocatepegazetesi.com/afyonkarahisarli-halikarnas-balikcisi-cevat-sakir-kabaagaclinin-gercek-hayati/)
İrfan Hocamız, konuyla ilgili yazılarını sürdürdü. Gazeteniz Kocatepe’nin internet sitesinde bu yazılar mevcut, okuyabilirsiniz.
Cevat Şakir, Afyonkarahisar’da babasıyla yaşadığı elim olayda babasını silahla vurması dolayısıyla hapis cezası alır; cezasını Afyon Cezaevi’nde çeker. Osmanlı İmparatorluğu’nun son döneminde çıkan genel afla tahliye edilir. Robert Koleji ve Oxford Üniversitesi mezunu olan Cevat Şakir, Resimli Hafta dergisinde çıkan mahlas isim kullanarak yayınladığı bir yazıda asker kaçaklarının övüldüğü, mevcut hükümetin eleştirildiği iddiasıyla Ankara İstiklal Mahkemesi’nde yargılanır. Mahkeme Başkanı, Afyonkarahisarlı Ali Çetinkaya Cevat Şakir’i hatırlar ve O’na da Afyon günlerini hatırlatır. Cevat Şakir’in en ağır cezayı alması beklenirken, Mahkeme’nin diğer üyesi Kılıç Ali’nin girişimiyle ceza Bodrum’da kalebentliğe dönüştürülür.
Bunları neden anlattım?
Cevat Şakir, bilinen ismiyle Halikarnas Balıkçısı Bodrum’u Bodrum yapan kişidir. Hangi bitkinin yetişeceğinden hangi madenin çıkarılacağına kadar pek çok ayrıntıyı arayıp bulan Cevat Şakir, Bodrum’un sıradan kasabayken gözde bir ilçe hâline gelmesini sağlar. Hatta turist rehberliği yaptığı da bilinir.
Bununla birlikte Cevat Şakir, ‘Batı’ eğitimi almış olsa da uygarlığın Anadolu’dan başladığını vurgular; hemen her eserinde Anadolu’nun büyük kültür mirasıyla bağ kurar.
Başı, gözü, aklı, duygusu, ruhu Anadolu’dadır.
Atatürkçü Düşünce Derneği Afyonkarahisar Şube Başkanı Veli Cengiz, Cevat Şakir ile ilgili bir etkinliğin yapılması gerektiğini dile getirmişti. Böyle bir etkinlik, Afyonkarahisar’ın çehresini değiştirir.
Etkinliğin ismini “Cevat Şakir Edebiyat Günleri” olarak belirleyebiliriz. Bu etkinlikte Cevat Şakir’i anlatan yazarların katılacağı panel ve söyleşiler düzenleyeceğimiz gibi, edebiyatımıza katkı sağlamış yazarlarımız için imza günleri de gerçekleştirebiliriz.
Cevat Şakir Edebiyat Günleri, ilk birkaç yıl beklediğimiz etkiyi bırakamayabilir; ancak sonrasında inanın Afyonkarahisar için büyük kazanım olacaktır.
ETEM TEM FOTOĞRAF YARIŞMASI
Atatürkçü Düşünce Derneği Afyonkarahisar Şube Başkanı Veli Cengiz, istişareye açık; olgunlaşan fikirleri anında uygulamayı seven, bunun yollarını arayan bir öğretmen. Veli Hoca ile daha önce de Atatürk’ün fotoğrafçısı, Kocatepe’de 26 Ağustos 1922’de başlayan Büyük Taarruz’un simgesi fotoğrafı çeken Ethem Tem adına bir fotoğraf yarışması düzenlenmesi hakkında sohbetimiz olmuştu. Veli Hoca, dönemin Afyonkarahisar Belediye Başkanı Burhanettin Çoban’ın desteği ile bu fotoğraf yarışmasını hayata geçirdi. Önceki dönem Afyonkarahisar Belediye Başkanı Mehmet Zeybek de Ethem Tem Fotoğraf Yarışması’ndan desteğini çekmedi. Ethem Tem Fotoğraf Yarışması ulusal bir boyut kazandı; Türkiye Fotoğraf Sanatçıları Federasyonu tarafından da önemsenen bir yarışma hâline geldi.
Ben, Gazeteniz Kocatepe’de 2015 yılında böyle bir yarışmanın düzenlenmesi gerektiğini yazmıştım. (https://www.kocatepegazetesi.com/03-03-afyonlular-gunu-heyecan-verici/)
Bir hakkı teslim etmek gerek: Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Öğretim Görevlisi Onur Bayram, benden daha önce bu konuyu kaleme almış. Bayram’a teşekkür ederim.
SOKAK VE CADDELERE YAZAR İSİMLERİ VERİLSE…
Afyonkarahisar’daki sokak ve caddelere her kesimden yazar, şair ve gazetecilerin isimleri verilse ne güzel olur…
İsmi verilen üstadımızı Afyon’da konuk etsek, isminin bulunduğu tabela önünde fotoğrafı çeksek… Üstadımız, bu nezaket dolayısıyla Afyonkarahisar Belediyesi nezdinde tüm şehre teşekkür etse…
Hayal edelim:
Yavuz Donat Caddesi, Doğan Hızlan Caddesi, Ahmet Hakan Coşkun Sokağı, İsmail Küçükkaya Sokağı…
İsimleri bulmak kolay.
Zor olan, her ismin karşısındaki mahalleyi ikna etmek.
Bu başarılırsa Afyonkarahisar’ın tanıtım inşaatına bir tuğla daha ekleriz.
