Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
İrfan Ünver NASRATTINOĞLU

EN HALİSANE TEMENNİLERİMLE KUTLAMAK İÇİN BURCU KÖKSAL’I ARADIM!…

Mahalli İdareler seçiminde ben, doğal olarak, evlâdım gibi sevdiğim Sezer Küçükkurt’u destekledim. Ankara’daki hemşehrilerimize de, Afyonkarahisar’dakilere de, neden Sezer’in desteklenmesi gerektiğini söyledim. Ayrıca, 22.01.2024 tarihinde Kocatepe Gazetemizdeki yazımda, bu husustaki düşüncelerimi açıkladım.

Sevgili Sezer’  in seçim sonrasında kaleme aldığı ilk yazısında da vurguladığı gibi, dip dalga, CHP adayının daha şanslı olduğu yönünde idi. Keza AKP adayının da artık kazanabilme şansı yoktu. Bu gerçekler bilindiğine göre, Cumhur İttifakı’nın AKP’li adayının çekilerek, yerini ittifakın diğer adayı olan MHP’li adayını desteklediğini açıklaması gerekiyordu. Bunlar olmayınca, CHP adayı ipi göğüsleyen yarışmacı oldu.

Sezer gibi ben de bugüne kadar hiçbir siyasi partinin üyesi olmadım. Herkes gibi bana da zaman zaman kimi partilerden teklifler geldi, ama ben hep şunu söyledim: “Benim siyaset yapabileceğim parti henüz kurulmadı!…” Daha sonraki bir yazımda, benim idealimdeki partinin politikası nasıl olmalıdır, sorusunun cevabını daha sonra yazacağım.

1 ve 2 Nisan günleri, bileğinin ve yüreğinin hakkı ile Afyonkarahisar Belediye Başkanı seçilmiş olan Burcu Köksal’ı,  telefonla iki kez aradım. Bana dönmedi. Oysa, benim telefonum onda kayıtlı idi ve ben direkt cep telefonundan aradım. Amacım, hemşehrisi bir gazeteci ve kültür adamı olarak kendisini tebrik edip, başarı dilemek idi…

Birkaç gün bekledim, yine aranmayınca, eşi Yasin Köksal’ın internetteki facebook adresine şu mesajı yazdım:

“Sevgili Yasin, bir anlamda basın mensubu olduğunuz için beni biraz da olsa tanıyabileceğinizi düşünerek size yazıyorum. Hanımefendi ile çok az da olsa şifahen ve telefonla görüştüm (Yani birbirimizi tanıyoruz.) 2 kez tel. ettim ama açılmadı (Yani bana dönmedi)!? Bilmem Kocatepe gazetesindeki yazılarımı okudunuz mu? … Dünkü (4 Nisan) Kocatepe’deki yazımın metnini size gönderiyorum.”

Birkaç dakika sonra da şu iletiyi yazdım:

“Yasin Bey, 2 Nisan tarihli Kocatepe’de yayımlanmış olan yazımın metnini de gönderiyorum..Ben 87 yaşında bir amcanızım. Kocatepe kurucusu, Sezer’in babası Rahmetli Şükrü Küçükkurt benim çocukluk arkadaşımdı. Cumhuriyet ilkokuluna birlikte kaydolup büyümüştük. Ben askeri okula gidince Şükrü bensiz ve dul kalan rahmetli anamın manevi evlâdı olmuştu. Dolayısıyla seçimlere girerken Sezer için bir yazı yazmış olmam, benim MHP’li olduğumu göstermez. Ben Atatürk’le ilgili 4 kitabın müellifiyim. Ali Çetinkaya’yı küçük de olsa ben kitaplaştırdım. Sizden ricam, Belediye yayınları arasında benim İŞTE HAYATIM adlı kitabım çıktı. Lütfen boş kaldığınız zamanlarda sayfalarını karıştırınız. Bunu yaparsanız, kim ve ne olduğumu çok iyi anlar, belki benden istifade edebilirsiniz. Ben hiç bir şey istemiyor ve beklemiyorum. Ama Afyonkarahisar’ımın Atatürk ilkeleri doğrultusunda gelişimine katkıda bulunursam, şu bir-iki yıllık ömrümde, mutluluk duyarım. Zira bu güne kadar Afyonkarahisar’a, hatta Türkiye’ye hizmet ettiklerini (utanmadan) söyleyen kişilerin bertaraf edilmelerine benim kadar kimse sevinmemiştir…Hanımefendiye lütfen selamlarımı ve tebriklerimi iletiniz. (Prof.Dr. İrfan Ünver Nasrattınoğlu. Cep Tel:05364171271) Gözlerinizden öpüyorum.”

Maalesef o da lütfedip bana dönmedi.

Bilenler bilir, benim girişimim ve yönetimimle iki-üç yıl kadar önce Valilik ile birlikte Ali Çetinkaya, Koçoğlu Şükrü Bey ve Hoca Şükrü Çelikalay için Ticaret Odası salonunda akademik seviyede peşpeşe üç anma toplantısı (Paneli) düzenledik. Andığımız bu üç değerli, hemşehrimizden sonra Birinci TBMM’nde ilimizi temsil eden Nebil Hoca (Yurteri), Hulusi Bey, Mustafa Hulusi Çalgüner, Ömer Lütfi Argeşo ve Halil Hilmi Bozca gibi öteki beş Milletvekilimiz için de ahde vefa toplantıları yapacaktık, ama İl Valimizin değişmesi nedeniyle yapamadık. Eğer 1.Dönem Milletvekillerimizle ilgili toplantıların tamamını yapabilseydik, daha sonra 2., 3. Ve sonraki Vekillerimizi de anabilirdik.

Eğer Burcu Hanım ile görüşebilseydim, ona yalnız bu anma toplantılarından değil, 1990-2018 yılları arasında Afyonkarahisar Belediyesi’nin 8 kez düzenlemiş olduğu “Uluslararası Afyonkarahisar Araştırmaları Sempozyumu’nun 9.sunun yapılmasının gerekli ve yararlı olacağını söyleyecektim. Tabii kendilerine yararlı olabilecek bazı önerilerim olacaktı. Zira ben Afyonkarahisar’lıyım ve benim şehrimin-ilimin, her alanda ileri seviyede olması, herkesten çok beni sevindirir, mutlu eder.

Şimdi yaşça kendilerinden çok büyük olan bir hemşehrileri olarak tavsiyem şudur: Gururla, tafra ile, insanlara tepeden bakmakla bir yere varılmaz. Eskiler bu sözün izahı için kısaca şöyle derlerdi: “Engin ol oğlum, engin ol!…”

Bunları neden yazıyorum? Şundan: Geçen yaz Karacaahmet Kasabamızda düzenlenen anma toplantısına konuşmacı olarak davet edilmiş ve gidip konuşmuştum. Konuşmamın bir yerinde, orada bulunan Burcu Köksal’ı överek, her yerde halkın arasında vb.gibi sözler söylemiş ve ilimizin Vekili olarak, gecenin o saatinde onu orada görmekten memnun olduğumu belirtmiştim. Bir süre sonra oradan ayrılan Bn.Köksal, benim oturduğum yere kadar gelerek, “Hocam başka bir toplantı için ayrılıyorum, sizi Meclise de bekliyorum…” deyip gitmişti. Bana bu mealdeki sözleri ile veda edip, TBMM’ne davet eden bir insanın telefonlarına dönmeyen Sn.Köksal ve eşi için ben daha başlangıçta kırıldım ve isimlerinin yanına (!?) işaretlerini koydum…

AKP’nin Afyonkarahisar’da ve Türkiye’nin hemen hemen her yerde kaybetmesinin nedenlerinden birisi, insanlar hakkında karar verirken,  “bizdendir…ya da bizden değildir” diye değerlendiriyor olmalarıydı Oysa onlar da Türk ve Müslümandı, değerlendirdikleri kişiler de Türk ve Müslümandı…Ama onların Türklük ve Müslümanlık anlayışlarında nüanslar vardı ve bu yüzden onlar ve biz zihniyeti hakimdi.

Umarım ve temenni ederim ki; Burcu Hanım, eşi ve birlikte görev yapacakları öteki kişiler de, ben-biz ayrımı yapmadan insanları, hemşehrilerini değerlendirirler. Umarım ki, gerçekten Atatürk ilke ve inkılâplarına bağlıdırlar, Atatürk gibi, 20.Yüzyılın en büyük dâhisi ile, En Büyük Afyonkarahisarlı olan Ali Çetinkaya’nın eskiden olduğu gibi, Afyonkarahisar’lıların kâlplerinde yer etmeleri hususunda gerekeni yaparlar…

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti