Her 5 Gençten Biri Evde Oturuyor

TÜİK’in yapmış olduğu araştırmada ülkemizde her 5 gençten biri ne okuyor, ne çalışıyormuş.

Bu rakam 2,5 milyonluk dev kadro. Üstelik bunların büyük çoğunluğu üniversite mezunu. Herkese diploma verdik ya!

Elbette gerçek işsizler de var. Ama işçi arayan birçok da işveren var. Yani bu ülkede işsizlerle iş arayanlar bir araya gelip uygun ekonomik ortam sağlayamıyor.

Bunun sebebi belli. Sizde biliyorsunuz. Bana göre hep bahsettiğimiz eğitim sistemi.

İşveren, işini layıkıyla görecek işçi arıyor. Özellikle ara eleman ve yetişmiş eleman bulamıyor. Bir imalathane veya fabrika açarken onu en çok düşündüren “işçi bulabilir miyim?”

Gençlerimizin yüzde 20’si ise ne çalışıyor, ne de okuyor. Bunlar genelde vasıfsız olanlar. 25 yaşına kadar okuttuk, sonra da mezuniyetiyle ilgili iş veremedik. Verdiysek de kimya, tarih, coğrafya okuyanı polis yaptık. Ziraat mühendisini, veterineri polis yaptık. Sonra da tarımsal, hayvansal ve sanayi üretimimiz düşüyor, ithal ediyoruz. İşsiz kardeşimde iş aramaktan yorulmuş, ümidini kesmiş, evde oturmak veya kahvelerde vakit geçirmek zorunda kaldı.

Bu durumdan hem işveren, hem de işçi kesimi dertli. İşveren işin hakkını verecek işçi, işçi de evine ekmek götüreceği bir iş arıyor. Sizce de bir terslik yok mu? Yani ikisini de uygun şartlarda birleştirecek ve mutlu edecek ortamı devlet ve millet olarak sağlayamadık.

Yarınlarımız dediğimiz gençleri iyi yetiştiremiyoruz. Yeteneklerine göre yönlendiremedik, zoraki istemediği okullarda okutup diplomalı işsizler ordusu oluşturduk. İş bulsa da istemediği işlerde çalıştırıp mutsuzlar ordusu kuruyoruz. Her iki halde de durum vahim. İçinizi karartmak istemem ama devletin kurumu böyle diyor.

Peki bu çalışmayan ve okumayan gençlerimiz ne yapıyor? Öğleye kadar yatıyorlar. Uyudukları zamanın dışındaki tüm zamanı ellerinde telefon oyun oynuyorlar. Bağımlı olmuşlar. Çok tehlikeli. Boş kafayı şeytan doldurur derler ya! Çok faydalı gayretleri de yok gibi. Oyun oynamıyorsa da azcık ta para bulmuşsa borsa oynuyor. Yani her halde oynuyor. Babalarının yüksek faizden (!) gelen üç beş kuruşun bir kısmını alarak sözde gününü gün ediyor.

Hoşumuza gitmese de halimiz bu.

Sonra ne mi olacak? Sonrasını da siz düşünün dostlar!