Hızlı Kentleştik, Sorunlar Da Hızlandı

Bir yılı daha devirdi insanoğlu…365 gün 6 saatte güneşin etrafını dönen dünya…
Bizim kuşak yani 1940 ile 1950’li yıllarda doğanlar, ilk okul sıralarında öğrendi dünyanın güneşin etrafında 365 gün 6 saatte döndüğünü…Ancak 107.627 km/saat hızla döndüğünü 2.6 milyon km yol aldığını bir yılda 940 milyon km katettiğini de bilmiyorduk henüz..
Kendi ekseni etrafında da 1670 km hızla döndüğünü bu yüzden dünyadaki varlıkların savrulmadığını yıllar sonra öğrendik..
Bu başdöndürücü hızla dönen dünyada yaşayanlar da başdöndürücü hızla gelişen bilim ve teknolojiyle değiştiler. Evet savrulma olmadı ama dünya hızla değişti…”Hey gidi koca Dünya dert yükü müsün?” dedirten dünya ; ekonomik ,toplumsal, siyasal ve de demografik yönlerden…
Son elli altmış yıldır kırsal kesimden kentlere akış var son hızla… Kentsel gelişimin öne çıkışı ve aktif nüfusun kentlerde toplanması, kentlere, kent-kentli ilişkilerine ve kentlerin sorunlarına yeni bir bakışı zorunlu kılıyor. Çünkü günümüzde ekonomik, sosyal ve siyasal yaşamın ana damarını kentler ve özellikle de büyük kentler oluşturuyor. Kentlerin önemli sorunlarından biri olan Trafik sorunu da kentleşmenin doğurduğu ekonomik toplumsal eğitim, öğretim ve uyum yetersizlikleri gibi sorunlara paralel olarak kentlere akınla daha büyük boyutlara ulaşmıştır. Hızlı, diğer bir deyişle aşırı ve sağlıksız kentleşmenin su yüzüne çıkardığı bu sorun arap saçına dönmektedir gittikçe..
Sadede gelecek olursak Afyonumuzun ilçe merkezi özellikle son 20 yıldır hızla gelişti ve değişti..
.Afyon merkez ilçemiz köylere kasabalara ve ilçelere yakın konumda bir kent. Toprakla tarlayla uğraşan köylü kente gelince nüfus arttı ,araç sayısı arttı..Sığınmacılar desen ayrı bir sorun..
Birçok köy mahalle oldu. Sanayi bölgeleri, yeni yeni işyeleri Hastaneler, okullar arttı iki üniversite var; stadyum ve sahalar, lüks termal oteller,turistik tesisler yollar, köprüler, alt geçitler üst geçitler..
Hızla artan nüfus ve araç sayısı ükemizdeki metropollerin en büyük sorunu “trafik “ de kentimizde gösterdi kendini..
1950’li yılların başında kenteki on beş yirmi kadar aracın plakalarını ezberleyen , bunların sahiplerini de bilen meraklılar vardı bizim kuşaktan…”Trafik” kelimesi girmemişti daha litaratürümüze ; “Seyr ü sefer “ denirdi,yazılırdı.
Ve bizim kuşak üniversite kentlerine gidince tanıştı trafikle..Özellikle nakliye ambarlarını yoğun olduğu ,İstanbul Sirkeci -Eminönü taraflarında..
Yıllar sonra karşılaştık biz de trafikle.Kentimizin ana artellerinde günün belirli saatlerinde trafik sorunu var..Özellikle Afyon Park’ın bulunduğu kavşakta yoğun bir akış var; Ankara’ya İzmir’e Konya’ya “uzayıp giden yollar” buradan geçiyor, ülkenin dört bir yanına doğru…. Buradaki Atatürk Al Geçidi’nin (Bir alt geçite Atatürk adının verilmesini hiç de uygun ve doğru bulmuyorum.Bu geçite o bölgeye dâir bir ad verilmesi dah uygun olur-Bu tür alt geçitlere devlet adamlarının ,tanınmış kişilerin adlarının verilmesi yanlış bana göre) İsmet İnönü Caddesi yönünde saat 16-19 arası araçlar neredeyse üst üste binecek..Burası çok dar 50-60 m.kadar bir yol…
Tek yol olarak düzenlenen “ Kadınana Caddesi’nden sağa dönen veya karşıya geçen araçlar; eski stadyum yönünden gelenler, Ankara yolundan gelip sanayi –örnek evler ve Konya yoluna çıkanlar ,Afyon Park önünden U dönüşü yapanlar, o arada yolcu indirip bindiren veya bekleyen ticari araçlar ve de köylere, uzak mahallelere gitmek üzere minibüslere yönelenler, akşam akşam evlerine dönmek için telaşla ve yürüyen yüzlerce yaya.Korna sesleri, motor gürültüsü, fren sesi, genzi yakan kesif bir egzoz gazı…
Ehliyet almak isteyenleri burada sınav yapsınlar,geçenlere ehliyet verilse yeridir ..
Bu soruna çözüm bulmak bugünkü bilimsel ve teknolojik imkanlar içinde zor olmasa gerek..Yetişmiş mühendis ve teknisyenlerimiz var.
Sorunların üstesinden gelebilme becerisi ve gelişme ,nitelikli insanlarla mümkündür sonuçta..