Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Muharrem Günay

MİRAÇTA HZ. PEYGAMBERİMİZLE İLE ALLAH (C.C.) ARASINDA GEÇEN SELAMLAŞMA

Muharrem Günay 17 Ocak 2018 Çarşamba 13:50:44
 

Bilindiği gibi Miraçta Cebrail aleyhisselam Sidretülmünteha denen yere kadar Peygamber Efendimize refakat etti ve orada Peygamber Efendimize kendisi için sınırın bu mekân olduğunu artık daha ileri gidemeyeceğini belirtti. Münteha son nokta, nihâi hedef manasına gelir. Meleklerin ilmi orada son bulduğu için buraya “Sidretu’l-Münteha” dendiği belirtilir.
Bu durumda Sidretu’l-Münteha tâbirini daha açık bir ifade ile hudud diyebiliriz. Yaratılmışların âlemi ile esma ve İlahi âlemini ayıran hudud’dur. İmâm Nevevî, o hududu, Resûl-i Ekrem (s.) hariç hiç kimsenin aşamadığını söyler.
Peygamber efendimiz Sidre-i Münteha’da Cebrail’i yalnız bırakıp arşa yükseldi. Selam vererek huzuru bakiye vardı ve “Ettehiyyatü lillâhi vessalavatü vet tayyibât” (Dil ile beden ile mal ile yapılan ibadetler, bütün selamlar, senâlar ve dualar Allah içindir” dedi. Yüce Allah, Peygamberimizin bu hitabına “Esselâmü aleyke yâ eyyühennebiyyü ve rahmetüllahi ve berekatüh” (Selamım, rahmetim ve bereketim senin üzerine olsun Ey Nebim, Ey Peygamberim” diyerek selamını aldı. Bunun üzerine Sevgili Peygamberimiz, “Esselâmü aleynâ ve alâ ibadillâhissalhîn” (Selam bize ve Allah’ın salih kulları üzerine olsun” dedi. (Muharrem Günay Namaz ve Namazı İkâme Etmek Muharrem Günay Namaz ve Namazı İkâme Etmek, 157)
Peygamber Efendimiz  (s.) Miraç Gecesi Allah’u Teâlâ’ya hürmetlerini arz ederken üç kelime kullanmıştır. “Tahiyyat, Salâvat ve Tayyibat” Allah’a mahsustur, demiştir.
Bunun üzerine Allah’u Teâlâ da O’na üç kelime ile iltifat edip Allah’ın “Selamı, Rahmeti ve Bereketleri” senin üzerine olsun Ey Nebi diyerek kendisini karşılamıştır.
Ettehiyyatü’yü anlamak için önce bu altı kelimeyi açıklamamız gerekiyor. Yani Peygamber Efendimiz’in Allah’u Teâlâ’ya söylediği Tahiyyat, Salâvat ve Tayyibat ne demektir?  Allah’ın Peygamberimize söylediği Selam, Rahmet ve Bereket ne demektir.
Tahiyyat, tahiyye kelimesinin çoğuludur. Tahiyye ise selam, beka, azamet, afet ve noksanlardan uzak olmak, mülk, her çeşit tazim, büyüklenmek demektir.
Salâvat, salât kelimesinin çoğuludur. Bu da beş vakit namaz, dua, rahmet, tüm ibadetler demektir.
Tayyibat, tayyib kelimesinin çoğuludur. Bu da her türlü hoş, güzel sözler, faydalı lafızlar, Allah’ı methetmeye delalet eden tatlı sözler, kelimeler demektir.
Bazı âlimlere göre de:
Tahiyyat, dille yapılan tüm ibadetler, (Zikir, tespih, Kur’an okuma… gibi) Salâvat, bedenle yapılan tüm ibadetler, (Namaz, oruç, hac, cihad… gibi)
Tayyibat, malla yapılan tüm ibadetler demektir. (Zekât, kurban, hac… gibi)
Bu üç kelimeyi delalet ettikleri tüm manaları içine alarak topluca izah edersek; karşımıza şu mana çıkıyor: Dille, malla, bedenle yapılan tüm ibadetler, namaz, oruç, hac, zekât, kurban, cihad, her türlü güzel sözler, her türlü selamet, dua, rahmet, azamet hep Allah’u Teâlâ’ya mahsustur. İşte Peygamber Efendimiz  (s.) Miraç’ta Allah’u Teâlâ’nın huzuruna çıkınca Âlemlerin Rabbine bu şekilde hürmetlerini arz ediyor.
Allah’u Teâlâ’nın bu sözlere karşılık Rasûlü Ekrem Efendimiz (s.)’e iltifat ettiği üç kelime ise şu anlamlara geliyor:
“Selam”,  bizzat Allah’u Teâlâ’nın bir ismidir. Manası da hem kendisi her türlü ayıptan, kusurdan, noksandan, ortaktan uzak ve salim olan, hem de kullarını her türlü tehlikelerden, korkulardan, hoşlanılmayan durumlardan kurtaran, onları selamette kılan demektir. Dünyada peygamberlerine, cennette Mümin kullarına selam eden demektir.
“Rahmet” Allah’u Teâlâ’nın ihsan ve ikramı,
“Bereket” de bol hayırlar, her şeyin en hayırlıları, hayırların artıp ziyade olması manasına gelir.
Buna göre Rasûlünü huzura kabul eden Allah’u Teâlâ O’na “Esselamü aleyke eyyühennebiyyü ve rahmetullahi ve berekatüh” sözleriyle
 “Ey Allah’ın Nebisi, her türlü hayırlar, ihsan ve ikramlar, selametler, kurtuluşlar, emniyetler sana olsun” şeklinde O’nu karşılamış, buyur etmiş, hoş geldin demiştir.
Allah’u Teâlâ���nın bu selam ve ikramını Peygamber Efendimiz “Esselamü aleyna ve ala ıbadillahissalihin” şeklinde almış, kabul etmiş ama bir incelik yaparak bu selam, rahmet ve bereketler sadece bana, benim üzerime değil; hem bize, hem de Allah’u Teâlâ’nın tüm sâlih kullarına olsun demiştir. Cebrail ve melekler ise, “Eşhedü enlâilâhe ilallah ve eşhedü enne muhammeden abdühu ve resulühühü. Ben tanıklık ederim ki, Allah’tan başka hiçbir tanrı yoktur. Ve yine tanıklık ederim ki Hazret-i Muhammed Allah’ın kulu ve Resulüdür.” şeklinde kelime-i şahadet getirmişlerdir.
Sâlih kullar, hem Allah’u Teâlâ’nın Rızasını ve hakkını, hem de kulların hakkını gözeten sâlih amel işleyen kimseler demektir. Yani Allah’u Teâlâ’nın emrettiği namazı, orucu, cihadı sırf Allah rızası için yerine getirip, haramlardan ve şüpheli şeylerden sakındığı gibi, kullara da gıybet, iftira, hırsızlık, eziyet  gibi şeylerle zarar vermeyen, komşuluk, akrabalık haklarına riayet eden kişiler sâlih insanlardır. Peygamber Efendimiz (s.) Allah’u Teâlâ’nın selamının bu şekilde tüm sâlih kullara erişmesini bizzat Allah’u Teâlâ’nın huzurunda, Miraç’ta istemiştir. Müminlerin miracı olan namazı ikâme etmeyen veya ikâme edipte orada Ettehıyyatü’yü ve dolayısıyla bu cümleyi okumayan kişi tüm Müslümanlara zarar vermiş, Allah’ın sâlih kullarından  duayı esirgemiş, bütün Müminlerin hakkını ihlal etmiş demektir.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti