Değerli dostlarım, hep eğitimden bahsediyoruz. En çok değişen bakan Milli Eğitimde oldu. Bu da demektir ki hükümet de milli eğitimde düzeni tutturamadı.
Her tarafı üniversitelerle doldurduk. Diplomalı üniversiteli sayısını artırdık. Ama işsiz sayımızı da artırdık. İşsizler ordusunda üniversite mezunları oranı yüksek. İş beğenmekte zorlananların çoğu da doğal olarak üniversite mezunu. 25 yaşını aşmış bu gençlerimiz okudukları eğitim dalında iş bulamadıkları ya da atanamadıkları için polis, asker veya ne bulurlarsa olmaya çalışıyorlar. Kısacası gençlerimize bilgi vermeden belge vermemiz işe yaramıyor. Üniversite olmasın demiyorum tabi ki. Ancak insanımıza iş veremediğimiz bölümlerle vakit kaybettirmeyelim.
Başka bir gerçeğimiz de iş piyasasında özellikle üretim ve hizmet sektöründe yetişmiş veya ara eleman sıkıntımız. Hangi esnafla konuşsanız eleman sıkıntısından, en azından iş beğenmeyen veya çok iş değiştirenlerden dert yanıyor. Tabidir ki eleman istikrarsızlığı üretimi de olumsuz etkiliyor.
Üretmeden tüketmeye devam ettik. En çok ta yabancı malları tükettik. Yabancının parasını değerlendirdik, kendi paramızı erittik.
Üretmek zorundayız. Her türlü ürünü en iyi ve yoğun şekilde üretmek zorundayız. Organik tarım üsleri kuralım. Sağlıklı ürünler üretelim. Mesleki eğitim ve üretim üsleri kuralım.
Bölgenin durumuna göre tarımda, sanayide ve hizmet sektöründe ihtisaslaşmış merkezler kuralım. Buralarda uzman insanları yetiştirelim. Hem işsizliği bitirelim, hem de ekonomimizi düzeltelim. Dünyada söz sahibi olalım. İnsanımızı da mutlu edelim.
Sadece diplomalı sayımızı yükseltmeye çalışmak yerine geleceğimiz dediğimiz nesillerimizi bilgi ve uzmanlıkla donatalım diyorum. Bilmem haksız mıyım?
Yetkililere duyurulur!