Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Muharrem Günay

Yeme Ve İçmeden Sonra Şükür Etmek

Allah (c.)ın bize verdiği nimetlerin helalinden ve temiz olanlarından yedikten ve içtikten sonra şükretmek ve elhamdülillah diyerek Allah’a hamd etmek hepimizin üzerine düşen dini bir görevdir. Üstelik bu görevi yerine getirmek çok kolay ve zahmetsiz bir iştir. Yedin “Yâ Rabbi şükür, Elhamdülillah” diyeceksin, içtin yine “Yâ Rabbi şükür, Elhamdülillah” diyeceksin ve bu sayede Allah’a hem şükretmiş hem de hamd etmiş ve sevap kazanmış olacaksın. Bu alışkanlığı her Müslüman’ın kazanması ve küçük yaştan itibaren de çocuklarımıza kazandırılması gerekir. Yeme ve içmeye Eûzü besmele ile başlamak ve sonunda Ya Rabbi şükür elhamdülillah demek sofranın bereketlenmesine, rızkımızın artmasına ve yediğimiz ve içtiğimiz şeylerin şifa olmasına vesiledir.
Nimete şükür, bize verilen nimetlerin artıp çoğalmasına, şükürsüzlük ise azalmasına vesiledir. Kendisine verilen nimetlerin artmasını isteyen kul iki şeye dikkat etmelidir. Bunlardan birincisi şükretmek, ikincisi kendisine verilen nimetleri başkalarıyla paylaşmaktır.
“Hani Rabbiniz, (size) şöyle bildirmişti: “Andolsun ki eğer şükrü yerine getirirseniz, elbette size (nimetimi) artırırım. Eğer nankörlük ederseniz hiç şüphesiz azabım çok çetindir.” (İbrahim, 14/7) [krş. 2/152; 18/29; 47/15]
Ayette geçen şükrü yerine getirmekten kasın onu insanlarla ve hayvanlarla paylaşmaktır. Ömrünün uzun, rızkının geniş olmasını isteyen sahip olduğu nimetleri başkalarıyla paylaşsın. Paylaşmak hem ömrün hem de rızkın artmasına vesiledir. Şunu hiçbir zaman unutmayalım ki şükürsüzlük, nankörlüğe, nankörlük ise eldeki nimetin eninde sonunda elden gitmesine, helâke ve azaba sebep olur.
Peygamber Efendimiz (s.) buyuruyorlar ki:
“Nimet ürkek bir şeydir kıymeti bilinmezse sahibinden kaçar. Onu şükür bağıyla bağlayın.” (Ruhul beyan c: 6 sf: 335)
“Hz. Allah kuluna bir nimet ihsan ettiği zaman o kul ‘Elhamdülillah’ derse şükür vazifesini eda etmiş olur. Tekrar hamd ederse günahları af olunur.”;
“Kim yemeğini yer, karnını doyurur, sonra ‘beni yedirip doyurana, içirip kandırana hamd ederim’ derse anadan doğmuş gibi günahsız olur.”
Bir hadis-i şerifte “Zikreden dil, şükreden kalp, sabırlı beden, saliha ve mü’mine bir kadın, bu dört şey ki bunlar bir kimse de olursa ona dünyanın ve ahretin hayrı verilmiş demektir.” buyruluyor.
Şükrü eda edilen bir nimet sahibi için bir baldır. Onun için hadis-i şerifte “Şükrünü eda ettiğin az bir şey, şükrüne güç yetiremediğin çok şeyden hayırlıdır.” buyruluyor. Öyle ise bir Mümin Cenâb-ı Hakk’ın kendisine ihsan ettiği nimetlere karşı şükretmeli, elde olana kanaat göstermelidir.
Allah cümlemize şükrünü eda edebilecek nimetler ihsan etsin, ihsan ettiği nimetlerin şükrünü eda edebilmeyi nasip etsin.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti