Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Elif Çaylıoğlu

Yılmaz Dündar’la Röportaj-1

Bu hafta ve takip eden iki hafta boyunca, Sayın Yılmaz Dündar hocamızla yüz yüze gerçekleştirdiğim röportajı sizlerle de paylaşacağım. Hocamla bir yolcunun hikayesi üzerinden tefekküre çalışarak dünya ve ahiret hayatıyla ilgili bildiğimizi düşündüğümüz ancak tam anlamıyla kavrayamadığımızı düşündüğüm bazı temel konuları, doğru bilinmezse olmaz kavramları konuştuk.

Evet, gerçekten hayat bir yolculuk! Yani hepimiz yolcuyuz. Bir otobüs terminalinde, bir tren garında ya da bir dolmuş durağında “yolculuk nereye?” sorusuyla karşılaşsak hemen cevabını verebiliriz; Ankara’ya, Eskişehir’e veya Erenköy’e deyiveririz hiç düşünmeden. Hatta yolculuğu neden yaptığımızı da hemen ekleriz. Ankara’da amcamı ziyarete gidiyorum, Eskişehir’de işim var, Erenköy’de arkadaşımla buluşacağım gibi. Yani yolcunun yolu da yolculuk amacı da bellidir. Evet bu durum tespitinden sonra sormaya başlıyorum:

Değerli Hocam, dünya hayatımızı bir yolculuk olarak kabul edersek ki dünya hayatının bir yolculuk kabul edilmesi gerektiğini biz ayetler ve Efendimiz (sav)’in hadislerinden öğreniyoruz. Bu sebeple İslam alimleri, veli zatlar bu benzetmeyi, aslında bu gerçekliği konuşmalarında, yazılarında sıklıkla vurguluyorlar.  “İnsanın bir yolcu” oluşu ayet ve hadis kaynaklı bir tanımlama olması sebebiyle de bize çok yüksek bir heyecan vermeli, bizde bilimsel bir merak oluşturmalı ve sıradanlaşmamalı diye düşünüyorum. Bu önemi, bu hissiyatı yakalamamız için, bu yolculuğun amacını Rabbimiz Allah’ın razı olacağı saf, temiz bir ilmi bakışla biraz konuşalım mı? Bu yolculuğun amacı nedir?

YD: Dünya hayatı, ahiret hayatına hazırlık amacıyla olan bir hayattır. Esas hayat ahiret hayatıdır. Biraz alışılagelmiş bilgilerin dışında söyleyecek olursak; ahiret hayatı esastır. Ahiret hayatının iki ana hayat tarzı vardır. Bunun birincisi cennet hayatı, ikincisi cehennem hayatı olarak tanımlanmıştır. Esas amaç cennet hayatıdır, cehennem hayatı değildir. Dünya hayatı; cennette olacakların seçimini sağlayacak bir ön yaşantıdır. Cennet hayatı ise, Rabbimizin cennete kabul ettiği, cenneti kendilerine ikram ettiği kullarına vereceği görevlerin olduğu bir hayattır. Her şey dahil bir otel düşününüz, orada durur yaşar gibi durmadan ye, iç, yat, güzel şeyler giyin gibi değil. Ama orada da yaşanan bir hayat var. O hayat içerisinde de cennete dahil olmuş kişilerin idrak seviyelerine göre görevleri var. Tabi esas bilmediğimiz şey bu görevler nedir? Neye hizmet eder? ve oradaki hayat bu görevler sebebiyle nasıl yaşanır? Bunlar çok açıklanmış ve bilinen şeyler değil. Ancak Rabbimizin cennet ehline görev vermesi için cennet ehlinin bazı vasıflarının olması lazım.

Hocam, inanan kullar olarak hepimiz cennete gitmeyi istiyoruz ama Kur’an ayetleri ve Efendimiz (sav)’in hadislerinde de belirtildiği gibi cennet ehlinin bazı vasıfları var. Siz de cennete talip olanda bulunması gereken vasıflar olduğunu söylediniz. Acaba cennet ehlinin vasıfları nelerdir?

YD: Bunlardan birisi, o kişinin halifetullah olması lazım. Öyle bir görev, bir Halifetullah’ın yapacağı bir görev. Bu yüzden dünya da ki yaşayan insanlar Hali Fetullah vasıflıdır. Allah dünyadaki insanları bir Halifetullah olarak dilemiştir. Diğer önemli şart Halifetullah vasıflı insanın cennette o görevi yerine getirebilmesi için Allah’a sadık olmasıdır. En önemli vasıf budur. Çünkü Halifetullah vasfını Allah verdi ama sadıklık olma vasfını o gösterecek. Sadık mı? Değil mi? Dolayısıyla dünya imtihanı dediğimiz sistem bu Halifetullah vasıflı insanların Allah’ın kabul ettiği sadıklık derecesi neyse, o çerçevede sadık olanları seçmekle ilgilidir. Allah’a sadık olmanın gerekleri de dünyadaki yaşantı içerisinde imtihanın bir nevi soruları gibi vardır. Rabbimiz dünya imtihanında öyle sorular hazırlamıştır ki bu sorular, Halifetullah vasıflı insanın “Sadık mı, değil mi?” olmasını belirleyen sonuca götürür (buna insanın şahit olmasını sağlar). Dünyadaki hayat işte böyle bir sebep üzerine yürür.

Değerli hocam, yolcu metaforu üzerinden devam edersek; her yolculuk bir rehberle gerçekleşir. Yolcuğumuzdaki rehber bize gittiğimiz yerle ilgi detaylı, güvenilir doğru bilgi verir. Bu bağlamda; dünya hayatındaki yolculuğumuzda rehber neden gereklidir? Ve bu yolculuğumuzda rehberimiz kimdir?

YD: Dünya hayatı yolculuğu deyince; bu yolculuk ahiret hayatı için gereken sadık kulları seçen bir imtihandır. Bu yolcukta rehber niye önemli çünkü bu imtihanın özelliklerini bilmek lazım. En önemli özelliği bir tercih sistemine dayanıyor olmasıdır. Dünya hayatının imtihanı bir tercih sistemine dayanıyor. Nedir o tercih sistemi? Dünya da Halifetullah vasıflı insanların 7/24 her an Hakla batıl arasında tercih yapmalarına yönelik bir yaşantı vardır. Hakla batıl arasında bu tercihi yapması için de “Hak nedir? Batıl nedir?”, bunu iyi bilmiş olması lazım.

Bu dünyada sadece Hakla batıl arasında yapacağımız tercihlerden sorumlu olduğumuzu ve bu tercihlerle ahiret hayatımızı şekillendirdiğimizi öğrendik ancak hangi tercihimizin Hak, hangi tercihimizin batıl olduğunu nasıl anlayabiliriz?

YD: İnsan hak nedir? Batıl nedir? sorulduğu zaman belki tarif edemeyebilir ama o bilgi onun programında işlenmiş kayda geçmiş olarak bulunur. Şöyle ki; Araf suresi 172. Ayetinden anlıyoruz ki Rabbimiz “Hak nedir?” i Halifetullah vasıflı insanların nefsine nakşetmiştir. O bilgi onlarda vardır. Ama batıl dünyaya gelmeden önce öğrendikleri bir şey değildir. Batılı da dünyaya gelerek öğrenirler yani esfele safilin dediğimiz hayat tarzını tanıyarak da batılı öğrenirler. Ancak batılı öğrenirken yani esfele safilin hayatı yaşarken insanlar daha önce kendilerine nakşedilmiş olan Hak bilgiyi unutmuş olurlar. Bu sınavında başlayabilmesi için bu bilgininde hatırlatılması lazım. Dolayısıyla Rabbimiz Nebi ve Rasulleri ile o bilgileri Halifetullah vasıflı insanlara hatırlatacak sistem dilemiştir. Nebi ve Rasuller Halifetullah vasıflı insanların hayatlarına dahil olarak onlara Hak bilginin ne olduğunu anlatırlar ve onu da hatırlamalarını sağlamaya çalışırlar. Böylece Nebi ve Rasullerin açıkladığına iman eden ve daha önce kendi nefsine kaydedilmiş olan Hak bilgiyi hatırlamaya ve onu açığa çıkarmaya aday olanlar bu tercihi kolay yaparlar. Ama Nebi ve Rasulleri dikkate almayanlar dünyaya gelerek öğrendikleri batıl hayatı fark ederek ya da etmeyerek, bilerek ya da bilmeyerek tercih etmiş olurlar ve onu yaşarlar. Yani her hâlükârda Hakla batıl arasında bir tercih yaparak yaşarlar. Ancak Hak tercihi yapabilmeleri için Nebi ve Rasullerin gelip hatırlatmış olmaları, ona uygun hayat tarzını nasıl uygulayacaklarını öğretmeleri gerekir. Bu yüzden bu yolculukta Nebi ve Rasuller bir rehber olarak görülebilir.

Yılmaz Hocam, buraya kadarki konuştuklarımızdan, verdiğiniz bilgilerden anlıyorum ki, dünya hayatındaki yolculuğumuz aynı zamanda bir imtihan ve bu imtihanla ahiret hayatımızı şekillendiriyoruz, yani bu yolculuk cennet ve cehennem ehlini belirlemede, daha doğrusu Hakla batıl arası yaptığımız tercihler sonucu kazandığımız değişimle ahiret hayatımızda cennet ehlini seçen bir imtihandan ibaret. Doğru mu?

(Devam edecek)

Ramazan Bayramımızı sağlık ve afiyette, selam, rahmet ve bereket içerisinde yaşayabilmek duasıyla, Allah’a emanet olunuz.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti