Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Kemal DEMİRKIRKAN
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

CHP’DE SANCILI DEĞİŞİM

24 Haziran tarihinde yapılan seçimin galibi Tayyip Erdoğan, AKP ve MHP’nin oylarıyla tek adam olarak devletin başına geçti. Yasama, yürütme ve yargının tek elde toplandığı yeni rejimde Cumhurbaşkanlığı Kararnameleriyle hızlı bir şekilde Türkiye Cumhuriyeti devletini şekillendirmeye, yapısal dönüşümler yapmaya başladılar bile.
Seçimi kazanan iktidar Partisi kafasındaki rejimi adım adım uygulamaya sokarken, seçimin diğer partilerinde durum nasıl?
Siyaset alanına yeni giren İYİ Parti kamuoyunda beklenenin çok altında bir oy aldı. Liderleri Meral Akşener’in Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aldığı oyun beklentilerin çok altında kalması, İyi Parti’nin Millet İttifakı içine girmese baraj altında kalacak olması başarısızlık hanesine yazıldı. Diğer yandan yeni bir siyasal oluşum olarak ilk girdikleri seçimde 42 milletvekili çıkardılar. İYİ Parti Sandıklı kampıyla seçim sonuçlarını masaya yatırdı. Meral Akşener istifa etti, olağanüstü kongre kararı alarak güven tazeleme ihtiyacı duydular.
MHP ve HDP seçimlerden istediğini elde ederek çıkan partiler olurken, Saadet Partisi ve Vatan Partisi seçimlerde aldıkları oy oranları ile bu yeni rejimde kendilerine yer olmadığını anlamışlardır diye düşünüyorum.
Gelelim Cumhuriyet Halk Partisi’ne. Cumhuriyetle yaşıt olan, Atatürk tarafından kurulan ve ulu önderin “iki büyük eserimden birisi” dediği CHP büyük iddialarla girdiği seçimden % 22 oy oranı ve 144 Milletvekili ile çıktı. CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce ise % 31 civarında bir oy aldı.
Ecevit’in 1974 seçimlerinden bu yana ilk kez CHP, Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce ile birlikte %30   psikolojik sınırını geçti. İnce, seçim gecesi yaşananlar hariç, taraflı tarafsız herkesten takdir topladı.
Diğer yandan sayın Kılıçdaroğlu ile 9 seçim geçiren CHP bir türlü istediği başarıyı elde edemedi. Seçim sonuçları sonrası demokratik kişiliği bilinen Kılıçdaroğlu’nun istifa etmesini bekleyenler “Seçimin mağlubu AKP, kazananı CHP’dir“ değerlendirmesi ile adeta şoke oldular. Ardından malum olağanüstü Kurultay için imza toplama faslı başladı. Oluşturulan çağrı heyeti delegelerden imza toplamaya başladı. CHP’de Tüzük gereği delege sayısının yarısından bir fazla imza ile seçimli kurultay toplanabiliyor. Sonuçta kanuni süre içinde çağrı heyeti 630 imzayı CHP Genel merkezine verdiklerini ifade etti. Genel Merkez tarafından yapılan açıklamada ise imzaların eksik olduğu, gerekçeleriyle (!) ifade edildi.
İmza sayısı “621’den 10 eksikti, 10 fazlaydı”, “birkaç imza eksikmiş”, “bazı delegeler imzalarını geri çekmiş” şeklinde yapılan tartışmalar halk nezdinde gülünç karşılanıyor. Kurultay toplanması için oluşan iradeyi yok saymak, işin özüne, gerekçelerine bakmadan, sayılar üzerinden polemik yapmak siyaseten çöküşün belirtileri olduğu gibi, sonun da başlangıcıdır. Cumhurbaşkanlığı adaylığı döneminde müthiş bir demokrasi örneği göstererek Akşener’e, Karamollaoğlu’na ve Perinçek’e seçime katılabilmesi için onbinlerce imza veren CHP’lilerin, kendi kurultayları için 2-3 imzayı sakınmaları kelimenin tam anlamıyla trajikomik bir durumdur.
İmza toplayanlar ve CHP Genel Merkezi arasında medya önünde devam eden imza polemikleri CHP’ye gönül vermiş olan üyeleri, sempatizanları, Atatürkçüleri kahrederken, CHP düşmanlarının olan biteni ellerini ovuşturarak, büyük bir mutluluk içinde seyretmelerine neden oluyor.
Adına “Değişim” denilen Kurultayın amacı “Ali gitsin, Veli gelsin” değildir, olmamalıdır. Amaç kaybolan umudun, kaybolan heyecanın yeniden kazanılması, en azından yeşertilmesidir. CHP tarihinde görülmemiş bir şekilde demokrasi çığlığı atan yeterli sayıda delegenin iradesine karşın, kurultayı toplamayan genel başkan ve yönetimi meşruiyetini koruyamaz. Çok yakın bir zamandan yapılacak olan yerel seçimlerde başarı sağlayamaz. Artık ok yaydan çıkmıştır. Seçimli Kurultay kaçınılmazdır. Ülke yönetimine talip olan kadrolar sorumluluk bilinciyle siyaset yapmak durumundadır. Demokratik irade ve seçimli kurultay istemine karşı samimiyetiz ve yoldaşlık hukukunu zedelemeye hakları yoktur.
Son Söz; “Değişimin önündeki en büyük engel değişimi, değiştirmek olarak partiye dayatanlardır.” Haluk Pekşen

YAZARLAR

TÜMÜ

SON HABERLER