Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Eyüp İMİR

Geri Kalmışlık

İkinci Dünya Savaşı sonrasında giderek artan rezalet, cehalet ve zorbalığın, kuralsızlığın hakim olduğu, dengesini yitiren toplumlarda, sağlıklı bir tartışma ve uzlaşma imkanı olmayan toplumlarda, yaşamının imkanı ve kalitesi gittikçe azalmaktadır.

1943 yılında 200.000’i geçmeyen başkent nüfusumuz 6,5 milyon olmuştur. Almanya’nın başkenti Berlin’in nüfusu 3.750.000. Almanya’nın nüfusu 81 milyon. Bizim sorunlarımızın çözümsüzlüğü hızlı şehirleşme nüfuslarıdır. Batı uygarlığının kalelerinden biri Berlin’dir. 2. Dünya Savaşından sonraki gelişmeler muhteşemdir. Berlin’in trafiği olağan üstü rahat geniş kaldırımlar, caddeler bizimkilerin iki katı. Park eden otolar yüzünden tıkanan trafik yok. Kaldırıma park eden otomobiller yok.

Özellikle yayalar üzerine gelen araçlar da yok. Hız yapmayı seviyorlar ama insan düşmanı değiller. Almanya’da bizden belki on kat fazla otomobil var. Fakat yollarda ölen sayısı bizim onda birimiz kadar. Berlin şehrinde gökdelenlere pek rastlanmaz. Şehir bahçe içine inşa edilmiş gibidir. Böyle ülkelere uygar ülke deniliyor. Bir zamanlar bizim Ankara şehrimizde öyleydi. Şimdi ki belediyelerimizin ağaç kesmeye vakitleri var. Ağaç dikecek vakitleri yok. Berlin’in çağdaş yapıları dünyanın en ünlü mimarlarının ellerinden çıkmıştır. Yapılan her yeni yapı dünya mimarlığı için örnek teşkil etmektedir. Savaşta bombardımanlarla yok edilmiş anıtlar mükemmel uygulamalarla restore edilmiştir. Müzeler, konser salonları, dünya çapındadır. Duyarlı bir mimar biraz eğitilmiş bir aydın İstanbul ve Ankara’yı aklına getirince ağlayabilir. İstatistiklere göre Almanya’nın kişi başına geliri Türkiye’den 4-5 kat fazladır. Almanya’nın ülkeye yatırılmış serveti Türkiye ise kıyaslanamayacak kadar zengindir. Teknolojisi dünyanın en önündedir. Eğitimi, bilimi, araştırması bizden birkaç kat yukarılardadır. Kitap dükkanları arasında Bizim AVM kadar büyüklükte olanlar vardır. Fakat bizim kadar AVM’leri yoktur. Otomotiv üretiminde dünyanın başını çeken ülkedir. Garip bir Cumhurbaşkanları var. Ona verilen küçük tarihi sarayı sadece resmi toplantılarda kullanmaktadır. 150 metrelik kendi evinde oturan bir filozoftur. Üç polisle yaya olarak dolaşıp halkla kahvelerde konuşmaktadır. Heidelberg üniversitesi 14. Yüzyılda Osmanlı beyliği ile hemen aynı zamanda kurulmuştur. Hiç kapanmadan bu güne kadar gelmiştir. Hala dünyanın en büyük üniversiteleri arasındadır. Kent nüfusunun yarısı öğrencidir. Biz cumhuriyete kadar doğru dürüst bir üniversite kuramadığımız için Fatih medresesine üniversite adını verdik. Şimdi kurulan üniversiteleri ona benzetmeye çalışıyoruz. Heidelberg dünyanın en güzel kentlerinden birisidir. Kentte yeni bir bina bulmak için kent dışına çıkmak gereklidir. Bizim şehirlerde ki tarihi yapılar adeta talan edilmiştir. Osmanlı kimliği ile ünlü İstanbul son yirmi yılda bu kimliğini yitirmiştir. Bu gün kapitalist kurallara göre üretiyor ve tüketiyoruz. Gelişmiş ülkelerin kentleri büyümelerini yüz yıl önce bitirdiler. Dünyanın fakir ve gelişmemiş ülkelerinde ise kentler devleşiyor. Kent nüfusları patlıyor. Kırsal kesimden kent merkezlerine nüfus göçü başlıyor. Bu kentlere göçen kırsal nüfus inşaat, maden kazma, yol yapımı işlerinde ucuz iş gücü olarak sömürülüyor. Kent toprağını ucuza kapatan müteahhitler köşeyi dönüyorlar. Lüks Alman otomobillerini kaldırımlara park ediyorlar. Fakir kırsal halkını köle düzeyinde çalıştırıyorlar. Toprağını terk eden halk özgürlüğünü yitirirken ülkemizde tarımsal temelini yitiriyor.
Son söz; Almanya bizi kıskanıyor.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER