Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Hayriye Caner

HOŞGÖRÜ

1995 yılında UNESCO tarafından “Dünya Hoşgörü Günü” (International Day for Tolerance) olarak kabul edilmiş 16 Kasım’da… BM’nin dünya kültürlerinin çeşitliliğine ve insan olduğumuz her şeye saygı, takdir ve kabul olarak tanımladığı hoşgörüye karşı farkındalığın artmasını umuluyor.
Hoşgörü, sosyal yaşamın temel ilkelerinden biridir. İnsanların aralarındaki tüm farklılıklara rağmen bir arada yaşayabilmeleri ve kişisel haklarına saygı duymaları birbirlerine karşı hoşgörülü olabilmelerine bağlıdır. Hoşgörüsüzlüğün kökenlerine indiğimizde ise cahillik ve kibirle karşılaşırız. Birçok insan kendini etnik, dil veya dini açıdan başkalarından üstün görür ve ne yazık ki, bunun temeli çocukluktan itibaren kendisine yapılan telkinlere dayanır. Yani bu küresel sorunun çözümü aslında bireylerin elindedir, bireyseldir. Aslında hepimiz çözümün birer parçasıyız. “Acaba ben ne kadar hoşgörülüyüm?” diye kendimizi sorgulamaya başladığımızda, çocuklarımıza da insanların farklılıklara sahip olabildiğini bunlara saygı duymamız gerektiğini en doğru şekilde kendi davranışlarımızla öğretebiliriz.
Hoşgörü, insanları barış içinde, kardeşçe ve eşit yaşanabilen bir dünyaya davet eder. Böyle bir dünyada yaşamayı kim istemez ki.
Dalai Lama der ki:
“Bu gezegenin daha fazla başarılı insanlara ihtiyacı yok. Bu gezegenin acilen; barış kurucularına, şifacılara, yenilikçilere ve her türlü sevenlere ihtiyacı var.
Kendi ışığını yakıp kendisi gibi başkalarını da aydınlatabilen insanlara ihtiyaç var. Kendi benliğindeki tüm olumsuzlukları (kibir, kıskançlık, öfke, kin gibi) dönüştürüp içindeki sevgi enerjisini açığa çıkararak yaratılanı yaratandan ötürü sevmeye başlayan ve bu sevgi ile karşısındakini iyileştirebilen insanlara ihtiyaç var.”
Barış içinde yaşamanın birinci kuralı; kendimize yapılmasını istemediğimiz bir durumu başkasına yapmamaktır.
İnsan olmak; kin ve nefretten uzak durmayı, birlikte yaşamayı, paylaşmayı davranış edinebilmektir.
Hayattaki olumlu değişimler ve gelişmeler sözle değil, örnek olmakla gerçekleşir.
Her insan, herkes karşısında, her şeyden sorumludur.
İçinde bulunduğumuz durumdan ve gelecekten birlikte sorumluyuz.
Anadolu bilgesi Yunus Emre uyarıyor:
“Gelin tanış olalım,
İşi kolay kılalım.
Sevelim, sevilelim,
Bu dünya kimseye kalmaz.”
Dünya birlikte yaşanacak tek yerdir.
İnsanlığın görevi bu dünyayı herkes için yaşanılır kılmaktır. 16 Kasım Dünya Hoşgöru Gününüz geçmiş olsa da kutlu olsun.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti